Hasankeyf ile ilgili bir hayatı karar daha TBMM’den geçti.
Alınan karar, Hasankeyf ilçe statüsünün yeni yerleşim merkezine taşınması ile ilgiliydi.
Bu karar şu anlama geliyor; en geç bir iki sene içerisinde antik kent Hasankeyf sular altında kalacak.
Yeni Hasankeyf’e taşınanlar da göl manzaralı yeni evlerinin balkon ve pencerelerinden sular altında kalmasına göz yumdukları kadim kentin sular altındaki manzarasını seyredecek.
Bunları düşlemek, hayal etmek, yazmak, söylemek gerçekten çok ağırıma gidiyor.
Ancak gerçekçi olmak gerekirse gidişat tam da bu yöndedir.
Tabi ki Hasankeyf’i yaşatmak için son dakikaya kadar antik kenti kurtarmanın çabasını vereceklerdir.
Umarız amaçlarına ulaşırlar ancak toplumun büyük kesimi ve Hasankeyflilerin, antik kentin sular altında kalmasını kabullenmiş gibi bir ruh halleri var.
Hasankeyf ilçesinin taşınması gündeme geldikten sonra Belediye Başkanvekili Abdullah Tarhan, Hasankeyfliler adına 10 maddelik istekleri yerine getirilmediği takdirde yeni yerleşim yerine taşınmayacağını açıklıyordu.
İsteklerinin çoğu konutların fiyatı ve kamulaştırma bedeli gibi kişisel beklentilerdi.
Tarihin korunmasına ilişkin hiçbir talepleri yoktu.
Tabi ki Hasankeyfliler sit alanından dolayı yıllardır mağdur ediliyor, yeni yere taşınması kararı ve yöntemleri ile ilgili de bir mağduriyet söz konusudur.
Ancak tüm duyarlı insanlar gibi Hasankeyflilerin bir görevi de insanlığın ortak mirası olan Hasankeyf’teki kültürel mirası korumaktır.
10 şartların hepsi makul ve kabul edilecek türdendir.
Peki diyelim Hasankeyfliler adına 10 şart sıralayan Belediye Başkan Vekili Abdullah Tarhan’ın şartları kabul edildi.
Hasankeyfliler doğal yaşam alanlarını, çocukluklarının mekânını, ölülerini, rüyalarının kentini, İmam Abdullah gibi, Şeyh Sevinç gibi onlarca kutsal mekânının sular altında kalmasına göz mü yumacaklar?
Tabi ki bu ağır yükü sadece Hasankeyflilerin omzuna vermek doğru değildir.
Ancak 12 bin yıllık tarihi geçmişi olan Hasankeyf’ten birinci derecede Hasankeyfliler sorumludur.
Bu yüzden beklerdik ki Hasankeyflilerin 11. maddesi de “Her ne şartlarda olursa olsun Hasankeyf doğal şekli ile korunmalıdır” olmalıydı.
Hasankeyf ilçesinin taşınmasına gelince…
Bu Anayasaya göre hukuk dışı bir durum olarak görünüyor.
Yasalara göre taşınacak ilçe merkezi ilgili onlarca problem var.
Bu ilçe merkezinin her şeyden önce deniz veya göl kıyısına, sit alanlarına kadarki mesafesi mevzuata uygun olması gerekir.
Hasankeyf’in taşınma haberi her ne kadar TBMM’de alınmışsa da taşınmanın önünde birçok engel var.
Bu engelleri kaldırmak ise yasal olarak öyle mümkün görünmüyor.