Etkinlikte, 37. gebelik haftasını tamamlamadan dünyaya gelen bebeklerin, prematüre olarak adlandırıldığı belirtildi. her on bebekten birinin prematüre doğduğu belirtilirken “Bu bebekler anne karnındaki büyüme ve gelişmelerini henüz tamamlamadan dünyaya geldikleri için, solunum sistemi, kalp-damar sistemi, bağırsak sistemi, sinir sistemi ile ilgili sorunlarla karşılaşırlar. Bağışıklık sistemleri tam gelişmediğinden, mikroplara karşı dirençleri düşüktür. Hassas, özenli bir bakım ve onlar için özel olarak tasarlanmış hastanelerde tıbbi gereksinimleri karşılanmalıdır. Amaç sadece bu bebeklerin hayatta kalması değil, ileride yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı bireyler olmalarıdır. Günümüzde prematüre bebek bakımında en iyi kaliteli bakım, bebeğe daha az dokunarak, daha çok gözlem yapılması şeklindeki bireyselleştirilmiş bakımdır. Annenin kendini suçlu hissetmemesi için prematüre doğum yapan annelere psikolojik destek verilmelidir. Tıbbi bir engel olmadıkça tüm bebekleri anne sütüyle beslemek, anne ve bebeğin sağlığını olumlu etkiler. Büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu ilk 2 yıllık dönem, prematüre bebekler için önemlidir. Bu dönemde birincil amaç, bebeği hayata bağlamak ve herhangi bir engeli olmasının önüne geçmektir. Yaşama tutunma mücadelelerini tamamlayarak hayata atılan bebeklerimizin ve ailelerinin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.