BASIN KARTININ SADECE BELEŞÇİLİK İÇİN KULLANILMASI

Recep Kavuş

6 yıl önce

Şehir içi ulaşım ve toplu taşıma ile ilgili her makalemde özellikle vurguladığım bir husus var.

Önce onu tekrarlayayım müsaadenizle, sonra asıl meseleye geleceğim.

Havası kirli olan şehrimin havasını daha fazla kirletmemek,

Büyük sorun olan park işgaline neden olmamak,

Görüntü ve gürültü sessizliğine yol açmamak,

Yoğun şehir içi trafiğine yol açanlardan biri olmamak,

En ufak durumda agresif ve sinirli araç şoförleri ile karşı karşıya gelmemek,

En önemlisi de kaynakları tüketmemek için;

Zaruri haller hariç, özel otomobilimle şehir içi trafiğine çıkmıyorum.

Şehir içi ulaşımda toplu taşıma aracı olan dolmuş ve otobüslerden istifade ediyorum.

Toplu taşımada halkın gündemini, sorunlarını ve dertlerini de öğrenmiş oluyorum.

Bana yazı yazmak için bol bol konuda çıkıyor.

Böyle de bir katkısı var bana, toplu taşıma araçlarını tercih etmemin.

Çünkü memleketim insanı, çok çabuk kaynaşıp, derdini hemen söylüyor.

Merak edilen her şey konuşuluyor.

Bazen de uzun süredir göremediği dostlarını da görebiliyor insan, toplu taşıma araçlarında.

Bu yazıma çevreci anlayışım ile ilgili anlamı yükledikten sonra asıl meseleye gelmek istiyorum;

Son otobüs yolculuğumda hemen kaptanın arkasındaki koltuğu boş bulunca hemen yerleştim.

Bir durak sonra otobüse binen yolcu, cebinden bir kart çıkararak, şoföre gösterip ücretsiz binmeye çalıştı.

Şoför de kartın geçersiz olduğunu söyleyip, inmesini söyledi.

O anda kısa süreli bir tartışma yaşandı ve yolcu, inmek zorunda kaldı.

Tartışma esnasında inen yolcu, basından da söz etti ama tam olarak ne dediğini duymamıştım.

Meraktan, tartışmanın nedenini şoföre sordum.

Şoför, zorla araca binmeye çalışan kişinin, bir muhabir kartını cebinden çıkararak basın mensubu olduğunu ve bu yüzden ücretsiz olarak otobüse binmeye çalıştığını söyledi.

Bu tür örneklerle hemen hemen her gün karşılaştıklarını da söyledi.

Tabi bu basın kartlarını sadece Batman’daki kurumlardan değil, adı sanı bilinmeyen dergi ve gazetelerden alanlar da varmış.

Tabi ben bu duruma yabancı olmadığım için çok şaşırmadım.

Çünkü hatır-gönül ilişkisi ile bir yerlerden kart alan ve basın mesleği ile hiçbir ilişkisi olmayanlar, basının adını istismar ediyorlar.

Bu da bu işi hakkı ile yapan basın emekçilerinin itibarını zedeliyor.

Gerçek anlamda basın alanında çalışan emekçilerin bazı avantajlarının olması gerekir, elbette.

Ancak bu avantajlardan basınla ilgisi olmayanlar da faydalanabiliyor.

Basın mesleğini hakkı ile yapanlar elbette çok büyük riskler alıyor.

Sırf gazetecilik yaptığı için şiddete uğrayanlar, tehdit edilenler ve hatta cezaevine girenler var.

Bu durumda birilerinin de basın kartını beleşicilik için kullanması, doğru ve ahlaki değildir.

Batman’daki gazete sahiplerinin de bu hususta çok dikkatli olması gerekir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI