Metroloji, dünyamızda hava olaylarının oluşumunu ve değişimini, nedenleriyle birlikte inceler ve kısa dönemli tahminler yapar.
Meteorolojinin tahminleri sayesinde atmosferdeki su buharının yoğunlaşarak sıvı ya da katı biçimde yeryüzüne düşmesi ile oluşacak yağışlardan, rüzgârlardan, hava sıcaklığından veya soğuklardan önceden haberdar oluruz.
Metrolojinin üzerinde çalıştığı yağış türleri çiğ, kırağı, kırç yağmur, kar, dolu ile rüzgârların çeşitleri ve hızıdır. Ayrıca denizlerdeki su sıcaklığı ve kış aylarında dona karşı bilgilendirmeler de yapıyor.
Meteoroloji tüm bunların yanısıra, son yıllarda ekolojik dengenin bozulması ile birlikte Ortadoğu’dan yükselen ve ülkemizde de sık sık görülen toz ve kum fırtınalarını da önceden bize bildiriyor.
Hatta bu sorun ülkemizi o kadar tehdit etmeye başladı ki kentlerde toz uyarı sistemleri bile kurulmaya başlandı.
Bu gidişle Metrolojinin alanına yeni bir doğal yağış daha eklenecek…
Bu da Batman’da rüzgârlı günlerde gittikçe yoğunlaşan “çöp yağışıdır”
Hafta sonu Meteoroloji tahminlerine göre yağmur yağışı bekleniyordu, yağış noktasında meteorolojinin tahmini tuttu ama bu yağış yağmur değil çöp yağışıydı.
Cumartesiden başlayarak 2 gün boyunca rüzgârın etkisi ile yerde biriken çöpler semalarımızda “çöp yağışı” olup başımıza ve yeryüzüne yağdı.
Yeni bir yağış türü olan ve merkez üssü Batman olan “çöp yağışı” nasıl oluştu, sebepleri nedir… Bunun üzerinde duracak olursak;
Çöp yağışının nedeni sokakları kirli bir kent olmamızdan kaynaklıdır.
Kirliliğin ise birçok nedeni ve müsebbibi var.
Öncelikle vatandaşlar yeteri kadar çevre bilincine sahip değil ve kirletmede çok bonkör davranıyorlar.
Tabi bir de bu sorunu çözecek muhatap ne yapıyor, sorunun çözümü için projeleri var mı, biraz da ona bakmak lazım.
Bu sorunun birinci muhatabı Belediye’dir.
Halkı bilinçlendirmek, kirliliği önlemek için kural koymak, kurallara uymayanlara ceza kesmek, toplanan çöpleri bertaraf etmek Belediyenin görevidir.
Belediyenin başta Temizlik Müdürlüğü, Zabıtası ve Çevre Müdürlüğü el birliği ile bu soruna el atmalıdır.
Çevre Müdürlüğü, halkı temizlik ve çevre konusunda bilinçlendirmeli.
Zabıta, kurallara uymayanlara cezalar vermeli.
Temizlik Müdürlüğü de etkin bir şekilde sokakları temizlemeli, biriken çöpleri bertaraf etmelidir.
Müdürlükler üzerine düşen vazifeyi bu şekilde yerine getirmediği takdirde bir müdürlüğün uğraşları tek başına yeterli olmaz.
Temizlik noktasında sahada görünen sadece ve sadece Temizlik İşleri Müdürlüğü elemanlarıdır.
Onların çabaları, sistemli ve gayretli çalışmaları, sorunu tek başına çözecek düzeyde değildir.
Mevcut Belediye yönetimi, işe başlar başlamaz Temizlik İşleri Müdürlüğünde değişikliğe giderek Batman’daki temizlik sorununa el attı.
Değişim adı altında yapılan yenilenen kadro ise, geçmiş yıllarda denenmiş ve pek başarılı olmayan kişilerden oluştu.
Bu yüzden kentin temizliği ile ilgili ortada somut bir gelişme yaşanmadı.
Eş Başkanlar, göreve geldiklerinde bir ay boyunca kentte temizlik kampanyası yürüttü.
Kenti nispeten geçmişten daha temiz bir hale getirerek bunun daha da geliştirilmesi için Temizlik Müdürlüğünün imkânlarını artırdılar.
Ancak tüm bunlara rağmen, Batman’da hala çöp yağışı yaşanıyor.
Belediye birimlerinin hizmet noktasında başarılı olamamasının en büyük nedeni, koordineli çalışmamaları, müdürlerin mutsuz bir görüntü vermeleri, sürekli imkânsızlıktan yakınarak iş yapmamalarıdır.
Hangi müdüre sorsan “personelimiz, araçlarımız, imkânlarımız yeterli olmadığı için yeteri hizmeti veremiyoruz” diyor.
Ayrıca sisteme laf söylemeyi de ihmal etmezler. Neymiş efendim “mevcut Belediye yasaları elimizi kolumuzu bağlıyor, ondan yeteri hizmeti veremiyoruz”
DEP, Hadep, BDP, DBP siyasi geleneği, 15 yıldır aynı ekip ve anlayışla Belediyeleri yönetti.
Peki, adama demezler mi “bütün Türkiye’deki Belediyeler aynı yasa ve kanunlarla yönetiliyor ve genelde de başarılıdırlar, çok da iyi hizmet veriyorlar” diye?
Birileri, mutsuz görüntüsü veren Batman Belediyesi çalışanları ve yetkililerine şunu söylemelidir “Halkın Belediyeleri, ağlama yeri değildir”
Evet, çöp yağışı sadece Belediye için değil hepimiz için bir ayıptır.
Ne yapıp ne edip bu ayıptan kurtulmamız gerekir.