Batman siyasi arenasında hareketli günler yaşanıyor.
Partisinden istifa eden eski vekiller, partisinden istifa etmenin yolunu arayan veya kovulmak için uğraşan belde belediye başkanları,
partisinden istifa etmiş olup bunu kamuoyu ile paylaşmayan milletvekililer,
yıllarca ilçe başkanlığı ve il başkanlığı yaptıktan sonra ayrılan il başkanları sayesinde Batman’da hareketli günler yaşanıyor.
İstifalar, en çok şehrimizde oy oranı yüksek olan 1 ve 2 parti olan HDP ve AK Parti cephesinde yaşanıyor.
Yani üstelik dava partisi denen partilerden.
Tabi siyasi arenada daha önemli ve asil sürprizler ise gelecek haftalarda yaşanacak.
Koltuğunu ve geleceğini sağlama almak için şu anda görev başında olan bir belediye başkanının Ak Parti’ye geçeceği söylentileri var.
Bu iddia gerçekleşse de şahsen benim için hiç sürpriz olmayacak.
Çünkü siyasette olmaz diye bir şey yok bana göre.
Kişisel çıkarların her zaman ön planda olduğu bir ortamda artık her şey normaldir.
Ne istifa edenler ne de istifa edeceklerden hiç biri ise eski HDP Milletvekili Mehmet Ali Aslan gibi bir çıkış yapıp basın toplantısı düzenleyerek istifa yolunu seçmedi, seçmeyecek de.
Sayın Aslan büyük bir kızgınlık ve küskünlükle tüm köprüleri yıktı bu tavrı ile.
“Dışlandım, ötekileştirildim ve HDP amacından sapmıştır” dedi.
Bu tutumu da gösteriyor ki sayın Aslan siyasetten değil, HDP’den ayrıldı ve yakın bir zamanda Ak Parti den teklif alırsa Ak Parti, bu olmazsa da ya Davutoğlu’nun ya da Babacan’ın partisinde siyasete devam edeceğini düşünüyorum.
Zaten kişilerin siyasette rota değiştirmeleri genelde hep aynı sebeple oluyor.
Başbakanlık yapmış Davutoğlu ve Ali Babacan’nı AK Parti’den ayıran ve parti kurmaya yol açan sebep neyse, eski vekil Aslan’ın istifa sebebi de odur kanımca.
Parti ilkeleri, dışlanma, ötekileştirme, hepsi hikâye.
Bunları söylerken Sayın Aslan’a has değil bu tespitim tabi .
Adı namı duyulmamış hiç de hak etmeden hasbel kader Milletvekili, Belediye Başkanı, il başkanı, Belediye Başkan Yardımcısı, il genel meclis üyesi, Belediye meclis üyesi olan onca insanın görevleri bittikten sonra ortalıkta kaybolduklarını çok gördük.
Hatta sayesinde ihya oldukları partilerine düşman oldular.
En çok da onlar gizliden gizliye zarar verdiler.
Halen de şehrimizde yüzlercesi bu tutun içerisinde.
Sırf yeniden aday gösterilmedikleri için ve yetkileri ellerinden alındığı için bir zamanlar ”davamız” dedikleri siyasi harekete düşmanlık ediyorlar.
Bu tiplerden çok az bir kesim ise halen beklentileri olduğu için hala partisinde kalmaya devam ediyor.
Yani anlayacağınız siyaset olmuş bir nevi bireysel hesap yeri.
Kimin çıkarları neyi gerektiriyorsa o şekilde davranıyor.
Herkesin ideolojisi, davası çıkarları olmuş.
Siyasetteki değişiklikleri en çok buna bağlıyorum.
Hiç bir dönem çıkarcılık bu denli ön plana çıkmamıştı ve hiç bir zaman parti değiştirmek bu kadar basit olmamıştı.
Açık söylemek gerekirse bu kadar çok çıkarcılık toplumsal yapı ve gelecek için çok ama çok tehlikelidir ve bundan dolayı da kaygı duyuyorum.