Helal ve haram olanın birbirine karıştığı bir dönemden geçiyoruz. Neyin helal, neyin haram olduğu ile ilgili belirsizlikler var. Kişiden kişiye haramın, helâlın fetvası değişiyor. Ama bilinen bir gerçek var, dünyanın en kutsal varlıklarından olan anneden gelen iki şey helaldir. Biri anne süttü, diğeri anne dilidir. Ana sütü neyse ana dili de aynıdır. İnsanın yaratılışında dili kökeni ile ilgili bir tercih hakkı yoktur. Hangi anneden olursa insan o annenin diline tabidir. Türk ise Türk, Kürt ise Kürt doğar. Anadili de annesinin ana dilidir. Ana dil hakkı ise her insanın maneviyattaki değeri ve kutsalıdır. Bir insanın anadilini öğrenmesi, konuşması temel haklardan biridir. Ama ne yazık ki ülkemizde yıllarca bu mesele siyasallaştırıldı. Türkiye’nin birlik ve bütünlük meselesi haline getirildi. Mesele çarptırılıp, farklı mecralara çekildi. Oysa bir ülke için her dil, her inanç, her kültür birer zenginliktir. Bunu böyle görmek gerekir. Dilleri ve kültürleri yaşatmak gerekir. Bu noktada topluma yön veren siyasilere ve devlete büyük görevler düşmektedir. Ak Parti döneminde Türkiye’deki farklı kültürlerin anadillerini konuşması ve geliştirmesi ile ilgili bir takım adımlar atıldı. Ancak, ne yazık ki tanın haklar TRT Kürdi ve Radyo hariç diğerleri sözde kaldı. Üniversitelerde açılan Kürt dili bölümleri, okullarda açılan seçmeli anadil dersleri bir takım yanlış politikalarla heba edildi. Yeni duyumlara göre önümüzdeki günlerde anadil ile ilgili Hükümet yeni düzenlemeler yapacak. Ak Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un basında çıkan ifadelerine bakıldığında Kürtçe eğitim ile ilgili önemli adımlar atılacak. Kurtulmuş, açıklamasında anadilin “ana sütü gibi helal” olduğunu belirterek, Kürtçe anadilde eğitime dikkat çekti. Sayın Kurtulmuş!un çıkışını Kürtleri ve Kürt dilini ayrı bir varlık olarak görmemek adına çok önemlidir. Kürtleri ve Kürt dilini ayrı görmek zülümdür. Kürtçenin varlığı Türkçe için bir tehdit değildir. Türkçe ve Kürtçe yıllardır birlikte yaşatılıyor. Ana dilde eğitim hakkı ayrılıkçılığı değil aksine bütünleşmeye katkı sunar. Bir dilin varlığını sürdürmesi günümüz gerçekliğinde ana dilde eğitim olmadan imkânsız gibi görünüyor. Geçmişte Kürtçe konuşmak, Kürtçe isim yasaktı. Bu yasakların kalması ile nasıl Türkiye bölünmediyse, anadilde eğitim verilmeye başlansa da bu ülke bölünmez. Nitekim dünyada birçok ülkede farklı dillerde eğitim verilmektedir. Bu ülkelerde bölünme gibi bir problem de yoktur. Aksine yasaklar, inkâr ters tepiyor. Bu gün yaşanan toplumsal sorunların temelinde de bu yatıyor. Bu nedenle hak ve özgürlüklere daha çok fırsat tanımak gerekir.