Bir önceki seçim değerlendirmesinde siyasi partilerin 1 Kasım’da aldığı sonuçlarla ilgili değerlendirme yaparken seçim sonucunun HDP için hüsran olduğunu belirtmiştik.
Çünkü her ne kadar HDP % 10’luk barajı aşsa da hem genelde hem de ciddi anlamda bir oy kaybı yaşaması beklenmeyen bir sonuçtu.
HDP’nin hem yerelde hem de genelde oy kaybetmenin nedenlerine gelecek olursak;
Genelde oy kaybının nedenleri;
Çatışmalı döneme yeniden geçilmesi ve HDP’nin de PKK’nin siyasi kolu olduğu algısının oluşturulması
Ankara da IŞİD’in gerçekleştirdiği katliamın faturasının bile HDP’ye çıkarılması
Öz yönetim ilanı ile birlikte oluşan gerilim.
Memlekette yas havasının hakim olmasından dolayı seçim çalışmalarının yapılmaması
Güvenlik gerekçesi ile mitinglerin yapılmaması
AK Parti’nin HDP ile karşılıklı polemikte medyayı da arkasına alarak psikolojik üstünlük sağlaması
HDP’nin Türkiyelileşme adı altında tam olarak ne amaçladığının anlaşılmaması
Barış sürecini HDP’nin sabote ettiği algısının kamuoyunda oluşturulması
Halk arasında bir zemine sahip olmayan, Kürt toplumu tarafından benimsenmeyen, ismi cismi bilinmeyen sol partilerle ittifak yapması
Muhafazakâr Kürt ve Türklerin tepkisini çeken söylem ve politikalar
Kadın hareketi, kadın kontenjanı, kadın özgürlüğü adı altında uygulanan kadın kotası
İşsizlik, yoksulluk ile mücadele ile ilgili elle tutulur projelerinin olmaması
HDP’nin yerelde ki oy kaybını nedenleri;
Aday belirlemede izlenen yanlış yöntem ve politikalar
Batman HDP’nin kalesidir deyip rehavete kapılmak
Kürt siyasal hareketinde çok başlılık (HDP, DBP, DTK vb)
Seçim sürecinde partililer üzerinde artan baskılar, gözaltı ve tutuklamalar
Öz yönetim ilanın Batman yereline yansımaları
Seçim sürecinde gözle görülür bir çalışmanın yapılmaması
Muhafazakâr kesim ile diyalog eksikliği
Yerel ve genelde HDP’nin oy kaybetmesinin nedenlerini daha da artırmak mümkündür.
HDP’nin bu seçim mağlubiyetini taraflıca bir şekilde masaya yatırıp bir öz değerlendirme yapması gerekir.
“7 Haziran seçimlerinde verilen emanet oylar geri gitti” deyip işin içerisinden sıyrılmak en kolaycı yöntemdir.
HDP sözcüsü Ayhan Bilgen’in de belirttiği gibi hiçbir oyun tapusu hiçbir partide değil.
Her bir seçmenin oyu aslında emanettir.
Önemli olan o emanete iyi bakıp onu muhafaza edebilmektir.
1 Kasım seçimlerinde bir milyonun üzerinde emanet oyu kaçırmışsa HDP yönetimi bunun öz eleştirisini vermesi gerekir.
Ayrıca 1 Kasım’da alınan oylar halis muhlis HDP oy’udur deyip rehavete girmemek gerekir.
HDP’nin siyasi anlayışını benimsemeyen ancak toplumsal barıştaki ısrarını samimi bulan Türk, Kürt birçok kişi HDP’ye oy veriyor.
İleriki süreçte HDP bu oyları muhafaza edebilecek önemli adımlar atmalıdır.
“Hayır”cı bir anlayıştan ziyade, toplum yararına olan hayırlı bütün meselseler için ilkelerinden taviz vermeden işbirliği yapması gerekir.
Oy kaybına rağmen HDP nin baraj altında kalmaması HDP ye oy vermeyen bir çok kesim tarafından sevinçle karşılandı.
HDP ye oy vermeyenler bile bu siyasi hareketin diğer barajı aşan partilerden daha farklı söylem ve projeleri var.
HDP toplumdaki bu olumlu algıyı güçlendirecek, halkın desteğini artıracak hamleler yapması gerekir.
Bunun nasıl ve ne şekilde olması gerektiğini de partinin karar organları belirlemesi gerekir.