Şehrimizde son zamanlarda sıklaşan trafik kontrolleri, havada ve karada devam ediyor. Bu kontroller sonucu sorumsuz bazı sürücülerin hizaya gelmesinden ötürü sanırım bu durumdan hiç kimse şikâyetçi değil.
Defalarca bu köşede yazılarımla şehir içinde yaşanan trafik tıkanıklıklarını, park ve kaza nedenlerini yeteri kadar trafik kontrollerinin yapılmamasına bağlamıştım. İlk kez Batman’da drone ile yapılan trafik denetleme çalışmalarına da yine bir yazı ile destek vermiştim. Tabi ki kurallara uymayanları denetlemek ve yaptırımlar uygulamak, ciddi anlamda caydırıcı bir yöntemdir. Nitekim denetimler ile birlikte özellikle hız, sinyalizasyon sistemine uyma ve emniyet kemeri noktasında gerçekten gözle görülür olumlu sonuçlar elde edildi. Ancak trafik ekiplerinin bu çabalarını farklı şekilde yorumlayanlar da var. Şöyle ki; Deniliyor ki denetimler, bu aralar devlet kasasına gelir sağlama amaçlı sıklaştırılmış. Ben ise tam tersini düşünüyor ve trafik ekiplerinin kural ihlali yapanlara karşı daha radikal kararlar alması gerektiğini, geçmişte trafikte yaşanan sıkıntılarının nedenini de görevi ihmal olduğunu düşünüyorum. Elbette her kamu görevlisi gibi trafik ekipleri de noksansız olarak yasaların kendilerine verdiği yetkileri kullanmaları gereklidir.
Bu hepimizin huzuru, mal ve can güvenliği için önemlidir. Kayırımcılık, ayırımcılık ve haksızlık yapılmadığı sürece buna kimsenin itirazı olmaz. Sanırım buraya kadar her sorumluluk sahibi ve sağduyulu insan hemfikirdir. ***Şimdi gelelim özür gerektiren trafik cezası hatasına; Meselenin iç yüzünü duyduğumda şok olup çok üzüldüğüm gibi eminim siz de üzüleceksiniz. Trafik kuralları noktasında her zaman dikkat eden ve 25 yıllık şoförlüğü süresince bir kez bile ceza yememiş birine öyle bir ceza kesildi ki üzülmemek, şaşırmamak elde değildir. Kendiside bir kamu görevlisi olan vatandaşın kapı zili çalar. Kapıyı açtığında karşısında elinde bir zarf olan postacı bekler.
Zarfı teslim alıp açtığında ise trafik para cezası tutanağının olduğunu görür. O da benim gibi zorunlu durumlar hariç, özel araçla şehir içi trafiğine pek çıkmadığından kendisine trafik cezası kesildiğini öğre nince şaşırır. Ancak en büyük şoku, üzüntüyü ve şaşkınlığı ise kendisine kesilen cezanın kural hatasını öğrenince yaşar. Çünkü kendisine öyle bir maddeden ceza kesilmiş ki bu kuralı istese de ihlal edemez. Ceza tutanağında kural hatası ile ilgili açıklama bölümünde; “Çocuk bağlama sistemi bulundurulması zorunlu olan araçlarda çocuklar için gerekli olan sistemin bulunmaması” şeklinde yazılıyor. 23.12.2018 tarihinde düzenlenen bu tutanakla, Batman şehir merkezi Diyarbakır Caddesi üzerinde 108 lira para cezası kesiliyor. İşin insanı üzen ve şok eden bölümü ise bundan sonra anlatacağım detayda. Ama inanın meselenin asıl şaşırılacak, üzülecek yanını ne şekilde sizlere izah edeceğim noktasında çok zorlandım. Ve sonunda kendisine haksız yere trafik cezası verilen N.A.’nın bana meseleyi anlatırken sarf ettiği sözleri olduğu gibi aktarmayı uygun gördüm. N.A “Bu trafik cezası yarama tuz bastı” diyerek, yaşadığı şok ve üzüntüyü kısaca dile getirdi. Çünkü yaklaşık 20 yıldır evli olan N.A. ile eşi, çok arzu etmelerine rağmen çocuk sahibi olamamış. Çocuğu olmayan birine bence de “aracında çocuk bağlama sistemi yok” diye ceza kesmekten daha yanlış ve daha ağır bir ceza olamaz. Üstelik bu ceza verilirken kendisine ait araç, bir trafik kontrol noktasında durdurulmamış ve araçta çocuk bağlama sisteminin olup olmadığı da hiçbir şekilde araç sahibine sorulmamış. Trafik kontrolleri ve denetimleri artırılsın, yaptırımlar yasal prosedür içerisinde uygulansın, ancak hayali gerekçelerle N.A örneğinde olduğu gibi manevi açıdan ağır cezalar da kesilmesin. Yanlışlıkla bile olsa insanların yarasına tuz basacak hatalar yapılmasının acısını ne telafi edebilir ki? Bu hata Drone’lerin mi, kavşaktaki kameraların mı, yoksa trafik görevlileri nin mi, bilemeyiz Ancak sebebi ne olursa olsun bu ceza tutanağını düzenleyenlerin N.A.’ya bir özür borçları var bence. Şayet bu ceza, çocuk sahibi bir sürücüye kesilmiş olsaydı elbette haklı bir gerekçesi olabilirdi. Çocuğu olmayan birine böylesi bir ceza, işin maddi boyutu bir yana, bence dünyada verilebilecek en ağır ceza olsa gerek.