RAMAZAN AYI VE SICAKLARLA GELEN REHAVET

Recep Kavuş

5 yıl önce

Bu sene baharı tam da anlamına göre geçirdik.

Tam vaktinde başladı ve yavaş yavaş vaktinde vedaya hazırlanıyor.

Bu satırları yazarken bile inanılmaz derecede üşüyorum.

Keşke hep iklim böyle olsa.

Mevsimler hep gerektiği gibi olsa.

Yazın sıcak.

Kışın soğuk.

Sonbahar serin.

İlkbahar rengârenk ve yağışlı.

Ama ne yazık ki iklim değişikliği buna müsaade etmiyor.

Son ve ilkbahar olan ara mevsimler, ekolojik dengenin bozulması ile yok olmuş.

Geriye yaz ve kış mevsimi kalmış.

Dünya ya kavurucu derecede sıcak ya da soğuk oluyor bir yıl boyunca.

Ama dediğim gibi bu sene ilkbaharı bahar tadında yaşadık.

Ben henüz kışlık elbiselerle gezsem bile sıcaklar başladı.

Sıcaklar ve üstüne oruç da gelince herkeste birden birebire gevşeme ve mayışma oluştu.

Esnaf, zamanında işyerini açmaz oldu.

Kamu çalışanlarının bir kısmı ya saatinde işe gelmiyor ya da sıcaklardan ve oruçlu olduğundan isteksiz çalışıyor.

Anlayacağınız toplumun genelinde bir gevşeme ve rehavet yaşanıyor bu aralar.

Umarım bu mayışma ve afallama dönemi kısa sürer.

Ve her şeyden önemlisi de bu onlarda kalıcı bir etki bırakmaz.

Özelikle kamuda çalışanların, bu süreçte mayışma ve gevşemeyi yaz ve Ramazan Ayına bağlamaları doğru değil.

Her ne sebeple olursa olsun zamanında işe başlamamak ve işleri aksatmak doğru değildir.

Ne yazık ki memur ve işçilerden daha çok daire müdür ve amirlerde de bir gevşeme söz konusu.

Amirler gevşek davrandıkça bu kez çalışanlar da onlara ayak uyduruyor.

Üzüm üzüme baka baka kararır” misali.

Toplum olarak zaten hep genelde birbirimizin yanlışları işimize geldiğinde kendimize örnek alıyoruz.

Doğrularını elbette göremiyoruz.

Sonuç olarak benim gözlemlediğim kadarı ile son bir hafta içerisinde ciddi manada bir rehavet oluşmuş, özelikle kamu çalışanları arasında.

Olan da kamu kurumlarına işi düşen vatandaşa oluyor. 

Dileğim bu rehavetin bir an önce son bulmasıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI