TOPRAĞA SAVRULANLAR

Recep Kavuş

5 yıl önce

Ne de çok benzeşiyor sonumuz yapraklara.

Biz de yapraklar da sonunda toprağa düşeriz.

Ömrün tükendiğini ancak toprağa bulaşınca anlarız.

Toprağa düşmekten başka bir çaremizin olmadığını bile bile düşeceğimizi kabullenemiyoruz.

Oysa bir adım ötesi ölümdür.

Pusuda bekler her nefisi.

Yapraklar da biz de acımasız fırtınalardan çok korkarız.

Azrail belleriz her fırtınayı. 

Oysa fırtınalar kopmasa da günü geldiğinde usul esen rüzgârlarda dalarlımızdan koparız bazı.

Toprağın bağrında bir yanda yapraklar, bir yanda serpe serpe insanlar uzanır.

En çok sonbaharda toprağa düşmek acı verir.

Ölüm de üşür, yaprak da.

Bazen sonbahar gelmeden de savruluyoruz acımasızca.

Savrulunca da yapraklar bize biz yapraklara ağlarız.

Yapraklar örter bizi.

Biz de yaprakları.

Düşen düşene,

Savrulan savrulana.

Bunu durduracak hiçbir güç yok.

Ama düşüşü hızlandıran bir sürü sebep var.

Daha çok kıymet bilmezlikten,

Acılardan, yalnızlıktan,

Yokluk, yoksulluktan,

Karşılıksız sevdalardan,

Savrulan yapraklara karışırız.

Kabul edin sırası gelen yapraklar gibi tek tek savruluyoruz.

Buğulu camlardan bakışlarla uğruluyoruz birbirimizi.

Hüzne boğuluyor geriye kalanlar.

Savurluk yapraklara bakıyorlar.

Ardı sıra dökülür yine yapraklar ve canlar.

Her tarafı hazan sarısı, yas karası kaplıyor bir anda.

YAZARIN DİĞER YAZILARI