TÜRBE TAŞINDI PEKİ ZEYNEL MİRZA?

Recep Kavuş

7 yıl önce

Zeynel Bey türbesi 16 Milyon TL karşılığında geçtiğimiz Cuma günü yerinden sökülüp 2 km öteye taşındı.

Ilısu Barajının göl havzası dışına çıkarılan Türbe için Kültür ve Turizm Bakanı “bu durumu ne kadar gurur duysak azdır. Zeynel Bey Türbesi’ni hiçbir zarar görmeden Hasankeyf Park’ına taşıtarak dünyada bir ilke imza attık” şeklinde sevincini dile getirdi.

Bir çevreci ve tarih sever biri olarak Hasankeyf’in doğal şekli ile korunması için mücadele ederken hep  “kültürel miras sular altında kalmasın” dedim.

Dediğimiz olmayınca da Türbe taşındığı gün çok üzüldüm.

Hasankeyf bütünselliği içerisinde sembol olan bir eser kaybolmuşçasına ve sular altında kalmış kadar hüzünlendim.

O yüzden de dünyanın en ağır cenaze merasimi yapılırken büyük bir çaresizlik ve belirsizlik içerisindeydim o an.

Taşınma işleminin haber olarak bizim gazetenin manşetinde yer verildiği gibi Hasankeyf’te tarihi bir an yaşandı.

Ama bu tarihi anı olumlu bir gelişme olarak algılamadım kendi adıma.

Çünkü sular altında kalmasın kurtarılsın dediğim yöntem bu değildi.

Yerinde kalması şartı ile kurtarılsın diye mücadele ettim hep.

Hasankeyf ve Dicle Zeynel Bey ile güzeldi çünkü.

Dicle ve Hasankeyf Zeynel Beysiz bir kolunu yitirmiş gibidir şu an. 

 Hasankeyf teki kültürel yapılardan birisi yerinden sökülme yöntemi ile taşınmasını böyle görüyor ve değerlendiriyorum.

O tarihi günde (!) çaresizce kalbimin kanatılışı ile tarifsiz bir acı his ettim. 

Hasankeyf’e ve Dicle ye ne kadar çok vurgun olduğumu bilen dostlar ardı gün boyu.

Onlarda şaşkında.

Tıpkı benim ne yapacağımı bilmediğim gibi onlarda ne diyeceklerini bilmiyordular.

Çaresizliği bir daha his ettim o gün.

Eminim ki ölüm uykusundaki Zeynel Beyde ölümünde bile rahat bırakılmamasına şaşırmış ve üzülmüştür.

Bu yüzden de Türbenin taşındığı yere ruhu ve bedenin gittiğini sanmıyorum...

Büyük bir risk alınarak yapılan türbe taşıma işlemi ile Zeynel Bey, gerçek adı ile Zeynel Mirza (kör Zeynel) in sular altından kurtarıldığı sanılıyor.

Oysa naşın nerede olduğu bile hala bilinmiyor.   

Naaşla ilgili çeşitli rivayetler var tabi.

Ama her şey bir yana Zeynel Mirza’nın Dicle sinden Hasankeyf’inden ruhen ve bedenen ayrıldığına inanmıyorum.

Çünkü Zeynel Bey 550 yıl önce Otlukbeli meydan muharebesinde Hasankeyf’i koruma adına canı pahasına savaşmıştı.

Ölürsem şayet beni Dicle kenarına Hasankeyf’in ayaklarının dibine gömün demişti.

Ve yıllardır bu büyük ihtişamın önünde yukarı Mezopotamya’nın en görkemli türbesinde misafirlerini ağırlıyordu.

Milyonlar geldi onu görmeye.

Gösterişi ve önemini bütün dünya duymuştu.

Bu kadar önemli bir eser ne yazık ki rızası ve rızamız dışında yerinden sökülerek taşındı. 

Bu taşıma dünyada ilk büyük türbe taşıması olarak ilan edildi.

O tarihi ana (!) tanıklık etmek için işin magazin boyutunda olanlarda Hasankeyf’e akın etmiştiler.

Türbenin taşınması esnasında amaçsız bir şekilde en iyi selfie’yi çekmek ve internetteki sosyal medya hesapları üzerinden canlı yayınlar yapıyordular.

Utanmasalar davul zurna getirip oynayacaktılar.

Meraklı topluluğunun bu ruh hali de canımı daha çok sıktı ve üzüntümü de artırdı.

Çünkü Zeynel bey’in taşınmasını bir başarı olarak görüyorlar.

Ben ise öyle görmüyor ve en fazla iki yıl sonra Ilısu Barajında su tutulmaya başladığında Hasankeyf’in akıbetinin ne olacağını düşünmek bile istemiyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI