Her sene olduğu gibi bu senede 11 Kasım Günü Milli Ağaçlandırma Günü nedeni ile ülke genelinde milyonlarca fidan toprakla buluştu. Bu anlamlı etkinlik çerçevesinde geçen yıl ve bu yıl şehrimizde de binlerce fidan toprakla buluştu. Yeşili kıt şehrimizde keşke her ay, her gün bu tür etkinlikler düzenlense. Bu sayede belki şehrimiz yeteri kadar yeşil bir dokuya sahip olur.
Geçmişe oranla Batman’da ağaçlandırma konusunda daha çok duyarlılık var. Hem yeni yeşil alanların şehrimize kazandırılması hem de mevcut alanların korunması noktasında gerçekten bir duyarlılık oluştu. Hakkını teslim etmek adına burada bir parantez açmak istiyorum.
Elbette bu anlayışın gelişmesinde, şehrimizde onlarca alanın yeşillendirilmesinde, park yapımında ve ağaçlık alanların korunmasında Batman Çevre Gönüllüleri Derneğindeki bir avuç kahramanın rolü çok büyüktür. 20 yıldır kesintisiz olarak çevre mücadelesi veren bu gönüllü hareketin bir üyesi olmaktan onur duyuyorum. Keşke Batman’da her STK, bu dernek kadar bu şehrin değerlerine sahip çıksa ve değer katsa. Ama ne yaparsın STK’larda her alan herkesin amacı bir değil.
Çoğunluk için STK’lar rant yerleri ve sıçrama tahtasıdır. Mevzuya tekrar dönecek olursak; Her kim yeşil fukarası bu şehirde yeşil alanlara katkı sunma adına iyi niyetli bir adım atarsa emeği ve çabası başımız gözümüz üstüne, kendisine minnettar oluruz. Ancak bir adım atılıp bir uğraş verilirken işin hakkını vermek gerekir.
Mesela, kuruluşundan bu yana belki 50 kez üniversite yerleşkesine fidan dikildi. Bu fidanlarını yarısı yeşerip ağaç olsaydı şimdi o alan devasa bir ormanlık alan olmuştu. Ama maalesef dikilen fidanların onda biri bile yeşermedi, çünkü fidanlar adeta ya tutarsa anlayışı ile dikiliyor. Batman Üniversitesi gibi bir bilimsel yuvanın yerleşkesinde bu trajedi yaşanıyor ne yazı ki.
Birileri her sene, her sene ellerinde kazma kürekle güya ağaç dikim etkinliği yapıyor ama ertesi sene ortada bir şey yok. Çünkü kireçli ve taşlık alanda hangi ağaç yetişir kimse araştırmamış. Ne fidan buldularsa ekmişler. Şayet yeşerseydiler, şimdi orada kaysıdan tutun, zeytine, cennet hurmasına, sedir ağacına kadar her türlü ağaç yeşermişti.
Ancak ağaçlar neden yeşermiyor diye hiç bir bilimsel araştırma yapılmamış. Bilimsel bir araştırmaya gerek kalmadan da herkes bilir ki üniversite alanında bir kaç fidan çeşidi daha çok uyum sağlar. Fıstık, melengiç, palamut, çam ağaçları bir iki sene iyi bir bakımla iyi yetişebilir bu alanda. Ama ne fidan diken nede başkası ağaçların türüne dikkat etmiyor, diktikten sonra bakmıyor, adeta kendi kaderlerine terk ediliyorlar. Bu güne kadar hep böyle bir yaklaşımla üniversite alanında fidan dikildi. Umarım bundan sonra daha sistemli ve özenli şekilde fidanlar dikilir. O zaman belki üniversite yerleşkesi ormanlık alana dönüşür ve bu, başka alanlar için de örnek olur.