YAZILARI, “İDARE EDEN” BİRİYMİŞİM MEĞER!

Recep Kavuş

6 yıl önce

Bana ayrılan bu köşede düzenli olarak yazı yazmaya başladığımdan bu yana övünmek gibi olmasın ama sıkı takipçi okurlarım oluştu.

Her şeye rağmen yazmaya hala devam ediyorsam bu, biraz da onların eleştiri, destek ve fırçaları sayesindedir.

Sanıyorsunuz ki hep ben eleştiriyorum değil mi?

İnanın, eleştirdiğimin 10 katı daha fazla eleştiriler alıyorum.

Aklınıza gelebilecek her türden eleştiriler geliyor bana.

Eleştiri, ifade özgürlüğü ve demokrasiden yana biri olarak bütün tenkitleri dinleyip dikkate alıyorum elbette.

Haklı-haksız benimle ilgili söylenenlere “eyvallah” diyorum.

Bu da benimle okuyucum arasındaki bağı daha çok güçlendiriyor.

Bu sayede, hem gazetenin internet sayfasındaki günlük yazılarımın okuma oranı ortalama bin okumaya ulaşması, hem de gazetemizde iki katı bir okuma söz konusu oldu.

Bu da yazdıklarımı okuyan nitelikli bir kitlenin olduğunun göstergesidir.

Hal öyle olunca, yazılarımı daha dikkatli, özenli ve hakkını vererek yazdığıma inanıyorum, ama buna rağmen yetersiz bulanlar var.

Geçen, sıkı takipçilerimden biri ile karşılaştım.

Bu güne kadar her karşılaştığımda yazılarımdan övgüyle söz ederken, bu kez değerlendirmesinde “yazıların idare ediyor” demekle yetindi.

Yüz ifadesinden de anladığım kadarı ile bu ara yazdıklarımın pek iyi sayılmadığı anlamını çıkardım.

Yerel ölçekte sıra dışı bir yazar olarak süper olmasa da, iyi yazılar yazdığımı düşünüyordum, o ana kadar.

Gerçekleri öğrenince şaşırdım ve biraz da üzüldüm doğrusu.

Yarım yamalak yazılar yazmak, ne acı bir durum değil mi?

Sonra biraz düşününce kendisine hak vermedim değil.

“Hem neyim mükemmel ki yazılarım olsun” dedim kendi kendime.

Baksanıza köşe fotoğrafım bile yarım.

Her bir şeyim memleketimin hali gibi yarım ve idare eden türden.

Hem sadece ben değil, büyük çoğunluğumuz tükenip yarı yolda kalmayalım diye hayatı bile idareli kullanmıyor muyuz?

Bu hayatta bir öyle, bir böyle değil miyiz?

Bir o yanda, bir bu yanda neredeyse dönme dolaba döndük.

Kâh sevinçli, kâh kederli.

Bir dakikamız, bir dakikamızı tutmuyor.

Tamı tamına değil bu hayatta, hiçbir şey.

Sevinçlerimiz,

Umutlarımız,

Aşklarımız,

Yaşam şartlarımız,

Parasal durumumuz,

Cesaretimiz,

Adaletimiz,

Aklımız,

Sabrımız,

Mutluluğumuz…

Hep yarım yamalak ve hep orta bir yerde.

Sadece zamanımızı pervazsızca harcıyoruz boş yere.

Geri kalan her şey, idare eder türden, tıpkı benim idare eden yazılarım gibi.

Hem ben bu ruh halim ile idareli kızıyor, öfkeleniyor ve sinirleniyorum da.

Bu yüzden şimdilik idare eden türden yazılar yazıyorum. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI