ROPÖRTAJ

“KENDİ OKURUM BİR GÜN BENİ BULACAK”

Eğer yazmaya aşık iseniz, hayat daha da zordur sizin için. Neden mi? Çünkü duygularla yoğrulmuş kişiler, acıyı da mutluluğu da daha derin yaşarlar.

“KENDİ OKURUM BİR GÜN BENİ BULACAK”
09-09-2015 21:28
Google News

 “Senin ne işin var duygularla” demeyin yahu…  Zira hislerin tahtında oturan, öfkesi de sevgisi de derin kuyularda gezinen bir ismi ağırladım sayfamda.

Birbirinden değerli 3 öykü kitabı ile 2 romana imza attı Sedat Sezgin.

Kitap gurmesi” olarak tanındı… Lakin şu saatten sonra benim deyişimle “aykırı sanatçı” olarak da tanımlayabilirsiniz kendisini. Şöyle ki bugüne kadar döşenmiş bütün tabulara, örülmüş tüm duvarlara karşı bir savaş halinde Sayın Sezgin. Kitaplarında yolculuk yaparken bu hisleri rahatlıkla bulabileceksiniz…

Söyleşimizi ve 40 soru–41 cevap köşemizi okurken büyük keyif alacağınızdan emin olduğumu belirtiyor, söyleşimize zaman ayırdığı için Sayın Sezgin’e teşekkür ediyor, siz okurlarımıza ise bol oku’malı günler diliyorum…

SEDAT SEZGİN KİMDİR? KENDİNİZİ KISACA TANITIR MISINIZ?

Kozluk’a bağlı Ünsaldı (Dırşan) Köyü’nde doğdum. Bu arada doğum tarihimde 1981 yazmakta ama ben bunun doğruluğundan kuşkuluyum. Köyde şu sıralar sadece yaşlılar yaşamakta. Gençlerin çoğu büyük kentlere göç etti. Orada amelelik yapmaktalar ya da çıplak kadınların peşinden koştururlar.

TÜRKAN: SEDAT SEZGİN’İ YAZMAYA İTEN ŞEY NE OLDU? YAZMAYA BAŞLADIĞINIZ İLK DÖNEMDEN KISACA BAHSEDER MİSİNİZ?

SEZGİN: Okuyan bir çocuktum ve yetişkinlerin dünyasına okumakla çabuk girildiğini, daha doğrusu okuyan kişilerin saygı gördüğünü fark ettim. Ben de durmadan okuyup yetişkinler arasında bunun sefasını sürmeye çalıştım. Ama bir gün öyle bir yere ulaşıyorsunuz ki artık dinleyici kitlenizin değişmesi gerektiğini düşünmeye başlıyorsunuz. Bu yeni kitle sizden daha iyi eğitimli ve zeki kişilerden oluşabileceği gibi, sorgulamayı ve sınırlarını zorlamayı seven ve bir köye asla sığmayacak kadar çoğul kişilerden oluşabiliyor. Sizi sadece dinlemiyor; okuyor ve yorumluyor olacaktı aynı zamanda bu kitle. Gördüğünüz gibi yazmak için ortam oldukça cazip.

TÜRKAN: ÖYKÜ VE ROMANLARLA ADINIZI DUYURDUNUZ. BUGÜNE KADAR KAÇ KİTAP YAZDINIZ?

SEZGİN: Valla, adımın duyurulduğundan kuşkuluyum daha. Ama olacak, kendi okurum bir gün beni bulacak, buna şüphem yok. O zaman sanırım daha keyifle yazacağım. Kitaplarıma gelince, üç öykü kitabı ve iki roman yazdım şu ana dek. Beş yıla beş kitap sığdırmak fazla gelmiş olabilir belki. İşin aslı bunun öncesinde yıllarca bir çalışma var. Ayrıca bu aralar öykü kitapları ince moda, beş yılda çok fazla sayfa yazmış sayılmam.

TÜRKAN: BİR YAZAR NEDEN YAZMA İHTİYACI HİSSEDER? SİZİN YAZMA AMACINIZ NEDİR?

SEZGİN: Yazarak dünyanın değiştirilemeyeceğini bilecek kadar yaşadım sanırım. Öncelikle okuruz aslında, genellikle uzun bir okuma sürecinden sonra yazmaya başlar insan. Çünkü onunda söyleyecek ya da anlatacak bir sözü, bir hikâyesi olmuştur artık.  

TÜRKAN: “BATMANDA BİR CESUR YÜREK”İN ÇIKIŞ SERÜVENİNİ ANLATIR MISINIZ?

SEZGİN: Batmanda Bir Cesur Yürek, konusu itibariyle Batman’da geçse de temelde kapalı toplumları; otoriter, hoşgörüsüz yapıları anlatan bir kitap. Ve bu yapıyla alay eden bir anti kahraman kitabın başkarakteri. Kitabı anlatmak yazarına düşmez bence ama yine de şunu söyleyebilirim ki: tam da yaşadığımız toprakları tarif eden bir kitap.

TÜRKAN: KİTABINIZDA “MELA QUNO EFSANESİ”NDEN BAHSEDİYORSUNUZ. BU EFSANE HAKKINDA OKURLARIMIZI BİLGİLENDİRİR MİSİNİZ?

SEZGİN: Müslümanlar bir gün kurtarıcı olarak çıkacağına inandıkları kimi bekliyorlar? Mehdi’yi mi, evet. Bu gün bile Mehdi olduğunu iddia eden onlarca adam var bu ülkede. Ve Müslümanlar olduğu sürece bu inanış varlığını sürdürecek. Mela Quno bir deli. Bu gün de bu delilerden çok var buralarda. Ama büyük bir iddiası var Mela Quno’nun. İnsanları aydınlatmaya geldiğini söylüyor. Ve efsane başlıyor. Herkes onun hakkında bir hikâye uyduruyor, samimi mizahi hikâyeler. Ama roman sadece Mela Quno’dan ibaret değil. İki ana bölümden ilerliyor kitap. Orta kuşağın kendinden öncekilerle ve sonrakilerle yaşadığı sorunlar. Birey olma yolunda ilerleyen anlatıcının içine düştüğü sıkıntıları... 

TÜRKAN: BATMAN SANATÇILARIN, YETERİ KADAR SAHİPLENLDİĞİNİ YA DA DESTEK GÖRDÜĞÜNÜ DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?

SEZGİN: Burada beni tanıyan kimse yok. Neyse ki dünya büyük.

TÜRKAN: YAZMAK İSTEYEN GENÇLERE NE TAVSİYE EDERSİNİZ?

SEZGİN: Okuyun, okuduğunuzu sorgulayın. Elinizi vicdanınıza koymaları yeterli değil, vicdanın insanları kötülük yapmakta alıkoymadığına yeterince tanık oldum. Her şeyi sorgulayarak sınırları zorlasınlar.

TÜRKAN: SÖYLEŞİMİZE ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?

SEZGİN: Söyleşimiz için ben size teşekkür ediyorum.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?