HALKIN SESİ

KONUMUZ; UYUŞTURUCU VE MADDE BAĞIMLILIĞI

KONUMUZ; UYUŞTURUCU VE MADDE BAĞIMLILIĞI

KONUMUZ; UYUŞTURUCU VE MADDE BAĞIMLILIĞI
18-01-2015 17:35
Google News

Bu haftaki konumuzu kamuoyunun sesine kulak vererek, uyuşturucu ve madde bağımlılığı üzerine seçtik.

Uyuşturucu ve madde bağımlılığıyla nasıl mücadele edilebileceğini sorgulamaya çalıştık.

Bunun için ne yaptık? Farklı kesimlerin ve kurumların görüşlerine yer verdik.

Madde bağımlılığının ilimizde geldiği boyutu, bir hastalık gibi nasıl yayıldığını, neden yayılıyor olduğunu irdeledik. İrdelerken, anketimizi yaparken genel kanı; ilimizin düşük sosyoekonomik düzeyde olması ve maddelere kolay erişilebilirliğin ciddi denetlenmesi gerektiği oldu.

Zira ciddi anlamda, gençlerimiz hatta çocuklarımız tehdit altında.

Madde kullanımına bağlı olarak kişi işine gitmez, okula devam etmez, işinde başarısız olmaya başlar, ailesini ve çevresini ihmal eder, onlara zarar verir ya da fiziksel rahatsızlıklar yaşar.

Madde kullanımıyla, aileler içinde huzursuzluklar baş gösterir. Toplumsal sorunlar yaşanır.

Anlattığımız bu sorunları, ne yazık ki biz de ilimizde yaşamaya başladık. Son zamanlarda öyle bir hal aldı ki, insanlar belli bir saatten sonra dışarı çıkmaya korkar oldu. İşte bu sebeple bu hafta sayfamızda, madde bağımlılığı ve çözüm önerileriyle ilgili görüş ve fikirlere yer verdik.

Görüşlerini aldığımız kişiler; gerek halk olsun gerekse kurumlar olsun, oldukça duyarlı davrandılar. Ancak gösterilen bu duyarlılığı, keşke emniyetin “Toplum Destekleme Merkezi” birimi ve “Eğitim Bir Sen” de gösterseydi. Görüş ve fikirlerini bildirerek, bize yardımcı olsaydı. Demek ki onlar ilimizdeki bu tehlikenin farkında değiller, diyorum ve konuşma sırasını sizlere veriyorum.

MUSTAFA SEVİNÇER (Özgür Eğitim Sen Başkanı)

İlimizde bu kötü alışkanlık neden yayılıyor? Bunu sormak lazım öncelikle.

Uyuşturucuyla mücadelede yasaların caydırıcı olduğuna inanmamaktayız. Ayrıca devlet, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 58. maddesinde yer alan “Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır” hükmünün gereklerini, yeterince yerine getirememektedir. Emniyet güçlerinin bu konuda, yeterli özeni göstermediğine inanmakla birlikte, bu mücadelenin sadece devlet eliyle yürütülemeyeceğini de bilmekteyiz. Özellikle ilimiz açısından değerlendirildiğinde sosyal yaşam alanlarının, sağlıklı yaşam alanlarının ve kültürel etkinliklerin, yok denecek kadar az olduğu bir coğrafyada, gençlerin farklı yollara tevessül etmesini engellemek oldukça güçtür. Çocuktan birinci derecede, sorumlu olan kurum ailedir. Ebeveynlerin çocuklarını sokağa, sokaktaki kötü niyetli kişilerin insafına bırakmaması gerekmektedir. Aile çocuk üzerinde, ciddi bir kontrol mekanizması işlevi görmelidir. Kanımızca bağımlı olan çocukların aile ortamı irdelendiğinde, aile yaşamında birtakım aksaklıkların olduğu görülecektir. Son olarak devlet, aile, okul vb. faktörlerle toplumdaki diğer kurumlar, kendi sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmedikleri/getiremedikleri için madde bağımlılığı gün geçtikçe artıyor. Okul önlerinde aşikar bir biçimde, uyuşturucu satılabilecek düzeyde. Hatta daha vahimi sınıflarda madde kullanan öğrencilerin, olduğu bilgisi yer yer bize gelmektedir. Sosyal yaşam alanlarını, sağlıklı yaşam alanlarını ve kültürel etkinlikleri artırarak gençlerimizin ilgisini doğru noktaya çekmeliyiz. Aileler bu konuda, ciddi anlamda bilgilendirilmeli. Yoksa dostlar alışverişte görsün mantığıyla, birtakım seminerler vermek yeterli ve faydalı olmayacaktır.

ŞEHMUS TEMİZ (Gazeteci –yazar)

Uyuşturucu probleminin temeli aileye dayanır. Ailede doyurucu ilgi, alaka ve eğitimi alamayan birey, kendini bir boşlukta görür. Ebeveynler, genelde bu manevi boşluğu maddiyatla doldurmaya çalışır. Maddiyat derken, ekonomik imkânların yanında, teknolojik olanakları da ele almak gerekir. Manevi alt yapı olmadan alınan bu kirli envanterler kişiyi kontrolsüz, sınırsız ve doyumsuz bir hale getirir. Bu durumda insanı rutin dışı arayışlara sevk eder. Aileler çocuklarına para, mal, mülk, araba, tv, bilgisayar ve telefondan önce sevgi, saygı, güzel ahlak, inanç, doğruluk, dürüstlük, samimiyet ve kanaati öğretmeliler. Onlara para verip markete, oyun salonlarına, tv, pc ve telefon başına değil; oyun parkı, spor kulüpleri, okuma salonları, cami ve kuran kurslarına yönlendirmeliler.

Unutulmamalıdır ki maddi hastalıkların büyük çoğunluğunun kaynağında, manevi hastalıklar yatmaktadır. İnsanların maneviyatını onarır ve güçlendirirseniz, bu tür yanlışlara düşme oranını azaltırsınız.

MEHMET NECATİ DADAK (Eğitim Sen Hukuk Sekreteri)

Madde bağımlılığı genelde tüm ülkede özelde ise Batman’da çok tehlikeli ve herkesin zaman içinde canını yakacak bir duruma gelmiştir. Hükümet uyguladığı politikaları önemseyerek, kurumsallaştırmadığı sürece bu gibi illetler artarak, hayatlarımızda var olmaya devam edecektir. Günümüzde, bir ilkokul öğrencisinin bile bonzai gibi öldürücü bir maddeye, kolaylıkla ulaşabilmesi dehşet vericidir. Devletin bu işi gerektiği kadar ciddiye almaması, aile içi geçimsizlik, arkadaş etkileşimi, çevre ve medya da buna eklenince çocuğun kendini, bu tür maddelerden kurtarması zorlaşıyor. Devletin zihniyetinin biraz da istediği, sorgulamayan düşünmeyen bir nesil yetiştirmektir. Bu durumda ne yapılmalı? Devletin bu konuya gerekli olan kurumsal desteği en üst perdeden sunması, önleyici ve caydırıcı tedbirler alması

Aile ve çocuk eğitimine, rehabilite çalışmalarına gereken önemin verilmesi ciddi bir toplumsal tepkinin örgütlenebilmesi için milli eğitim, emniyet müdürlüğü ve bütün sivil toplum kuruluşlarının ortak tavrı alması etkili olabilir.

MASUM PADİR (Tüm Muhtarlar Derneği Başkanı)

Uyuşturucu ve madde bağımlılığı, Batman’ımızın baş belası olmaya devam ediyor. İşin en korkunç tarafı, satıcılığı ve kullanımı okullarımıza kadar girmeye başladı. Bu tehlikede, sadece emniyet tedbirleri ile işi çözemeyiz. Halkımızın ve özellikle ailelerin üzerine düşen görevleri vardır. Bana göre bu sorumluluk ve görevler yerine getirilmemektedir. aileleri bu konuda bir kampanya çerçevesinde eğitmek lazım. Düzenlenecek bu kampanyada müftülük kurumu işin önemli ayağıdır, diye düşünüyorum.

MEKAN GÖRÜK (TGK Genel Başkanı)

İlimizin son yıllarda hızla büyüyüp yoğun göç alması, nüfusunun da % 65’inin genç olması bazı sorunları doğurmaktadır. İşsizlik başta olmak üzere, sosyal etkinliklerde yeterli imkânların olmaması gençlerin kendilerini büyük bir boşlukta hissetmelerine sebep olabiliyor. Bundan dolayı da kolayca madde bağımlısı olabiliyorlar. Ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin, çocuklarının uyuşturucu ve madde satıcıları tarafından kullanılmalarına müsait oldukları tespit edilmiştir. Amacımız; uyuşturucu ve madde bağımlılığı tehlikesine karşılık, eğitim ve bilgilendirme kampanyaları yoluyla, toplumun farkındalık düzeyini arttırarak, toplum destekli mücadelenin gelişmesini sağlamaktır.  Bu tehlike nasıl önlenebilir? Spor ve kültürel etkinliklere, risk altında olan gençler özendirilebilir. Önlem için kamuoyu oluşturulmalı. Bu doğrultuda; kampanyalar düzenlenmeli. Yazılı ve görsel basın yoluyla gençlerin bilinçlendirilmeli. Muhtarlıklarca, gençlerin katılımıyla mahalle takımları oluşturulabilir. Sivil toplum kuruluşlarıyla, müşterek çalışmalar yapılmalı.  Kültürel faaliyetler, aktif hale getirilerek “Kahvede değil etkinlikte buluşalım” kampanyaları oluşturulmalı. Liselerde kulüpler kurularak, bu kulüplerle beraber gençlerin faaliyetleri çoğaltılmalı. Hafta sonları da okullar açık bırakılmalı ve etkinlikler düzenlenmeli. Böylece kahvelerde zaman geçirmeleri ya da başıboş gezmeleri bir nebze de olsa azalacaktır. Sempozyum ve paneller düzenlenip gençlerimiz, rol modellerle buluşturulmalı. Böylece gençlerimiz, bu başarılı kişilerin hayat hikayelerinden örnekler alarak, kendi başarı çizgilerini yakalayabilirler.

HÜSEYİN AYDIN (Aratto Lahmacun)

Uyuşturucuyla mücadele bence çok yetersiz. Devlet isterse bunun önüne çok rahat geçebilir, bu tehlikeyi durdurabilir. Çünkü devletin yapamayacağı bir şey değil. Mafyayı bitirdi örneğin. Koca mafyayı bitiren devlet, uyuşturucuyla mı baş edemeyecek? Tabi devleti suçlamakla da çözüm üretilmez. Her şeyi devletten beklemek de olmaz. Devletten tabi ki isteyeceğiz. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Ama sadece devlete yıkıp işin içinden sıyrılmak da olmuyor. Bizim gençlerimizde de hata var; çok çabuk kanıyorlar. Biraz kendimizi de sorgulamak lazım. Çocuklarımıza nasıl davranmalıyız? Aileler de bu noktada daha duyarlı olabilir. Çocuklarına hissetirmeden onları kontrol edebilirler. Ben mesela şu 17 yaşında olan oğlumu henüz 6 yaşındayken, futbola yönlendirdim. Benim oğlum, sigara içmesin. Uyuşturucu ve zararlı şeylere bulaşmasın. Kötü alışkanlıklar edinmesin. Kötü arkadaşlıklar, çevre edinmesin, dedim. Ve şimdi oğlum, çok güzel bir yerdedir. Süper ligde Gaziantep’te oynuyor. Bunun ayarını işte aileler bilmeli, yapmalı.

ÇİĞDEM İNAL (Beden Eğitimi Öğretmeni)

Çocuklarımızı, uyuşturucu ve diğer kötü alışkanlıklardan korumak için spora yönlendirmeliyiz. Yani sadece uyuşturucu ve madde bağımlılığından değil her türlü kötülükten korumak, uzak tutmak için onları spora yönlendirmeliyiz. Sporu sevdirmeliyiz onlara. Bu doğrultuda devlete, belediyeye çok iş düşüyor. Sosyal aktivitelere ve spora ağırlık vermeli bu tür projeler üretmeli, hayata geçirmeliler.

İBRAHİM BEĞDİLLİ (Sınıf Öğretmeni)

İlimizde uyuşturucu ve madde bağımlılığının, bu gün geldiği boyutuna baktığımızda; ailelerin yeterince çocuklarıyla ilgilenmediğini sebep gösterebiliriz. Keza ekonomik sıkıntılardan dolayı çocukların sokaklarda çalışmaya mahkum edilmesi çocukların uyuşturucu ve diğer kötü alışkanlıklara yönelmesine sebep oluyor. Nasıl önlenmesine gelince; okullarda ve tüm devlet organlarıyla; gerek yazılı gerekse sözlü medya aracılığıyla bu tehlikenin vehameti önemle vurgulanmalıdır. Hastalık gibi bulaşan ve yayılan bu tehlikenin ilerlemesinde öncülük yapanların da insanlığı yok etmekle eşdeğer olduğunu ayrıca bu kişilerin sert tedbir, önlem ve yaptırımlarla karşı karşıya bırakılması gerektiğini düşünüyorum.

BAHATTİN GÖÇ (Sınıf Öğretmeni)

Uyuşturucu ve madde bağımlılığı ile ilgili hedef kitleye yönelik ildeki kuruluşların, eş güdümlü çalışması gerekmektedir. Sosyal etkinlikler planlanmalı, bu etkinliklere ağırlık verilmeli. Örneğin her mahallede müzik, resim, folklor, spor vb meslek kursları açılabilir. Çocuklarımızın yaratıcılıklarını bu kurslarla ortaya çıkararak, onları uyuşturucu ve diğer kötü alışkanlıklardan uzaklaştırabiliriz.  

CİHAN URAS (Futbolcu)

Uyuşturucu kullanımı boşluktan kaynaklanıyor bence. Çocuklar veya gençler, hem ailelerindeki ilgisizlikten hem de sosyal etkinliklerin eksikliğinden uyuşturucu ve diğer maddelere yöneliyorlar. En kötüsü de bu sorunun görmezden gelinmesi, tehlikenin farkına varılmaması. Dolayısıyla başta devlet olmak üzere belediye ve diğer kurumlar, bu tehlikenin bir an önce farkına varıp, önlemler alması gerekmektedir. Aksi takdirde toplumsal olarak çok büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacağız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ANKET TÜMÜ
BATMAN'IN SİZCE EN ÖNEMLİ SORUNU NEDİR?
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
29 Mart 2024 e-gazete