Ramazan ve iftar

Ramazan ve iftar
16-04-2022

Ramazan ay'ı tüm güzelliğiyle devam ediyor. Tutulan oruçlar, kılınan teravihler, okunan mukabeleler, infaklar, ihsanlar... ve benzeri güzelliklerle dolu dolu yaşanıyor.

Teravih vaktinde camilerin çocuklarla şenlenmesi, diğer vakitlere oranla daha fazla cemaate kavuşması, itikaf ve kadir gecesini her gece arama Ramazanın bir başka güzel yanıdır.

Bu senaki Ramazan Allah'a şükürler olsun Rahmet kısmından mağfiret kısmına geçilmiş cehennemden azad olmaya yakın olunmuştur. Ne mutlu o kimseye ki bu ayın feyzine mazhar olmuş, Ramazan'ı dolu dolu yaşamıştır.

Gaflete duşmüşsek tövbe edilmeli kalan günleri iyi değerlendirmeliyiz.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: 

"Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır; birisi iftar ettiği zaman, diğeri de Rabbine kavuştuğu andır.  (Buhari)

Oruçlu kimse "sevinç”ine birilerini ortak etmek ve sevabına sevap katmak için iftara davet etmesi veya davete icabet etmesi güzel olacağıdır.

İftar yemeğinde bereket vardır.

Fakir zengin ayırımı yapmadan, yakın akraba ve komşuyla başlayarak bir yudum su veya bir hurmayla da olsa birilerine iftar vermek sünnet için kafidir.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: "Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolunur. O oruçlunun sevabi kadar da ona sevap verilir." Sahabelerden bazıları iftar verecek kadar zengin olmadıklarını söyleyince "Bir hurmayla iftar verene de, yalnız suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevap verilir" buyurdu. (Beyheki)

"Bir oruçluya iftar veren kimseye, o oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Ancak o oruçlunun sevabından da bir şey eksilmez." (Tirmizi)

"Yanınızda oruçlular iftar etsin. Yemeğinizi iyiler yesin ve üzerinize melekler insin." (Darimi)

Ramazan; bizleri altın yığınının olduğu hazineye götürüp "ala bildiğin kadar al" diyen devletinin durumuna benzer. Nasıl ki bir altın fazla almak için gücümüzün son limitini kullanırız. Öyle de Ramazan'da Allah'ın Rahmetinden daha fazla istifade etme gayreti içinde olmalıyız.

Selam ve dua ile.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?