ROPÖRTAJ

‘İYİLİK’ DOLU BİR SÖYLEŞİ

Sosyal Girişimci, 2 Kız Çocuğu Annesi Aslıhan Dağıstanlı Aysev.

‘İYİLİK’ DOLU BİR SÖYLEŞİ
11-12-2021 07:55
11-12-2021 10:37
BATMAN

İş İnsanı,

Sosyal Girişimci,

2 Kız Çocuğu Annesi

Aslıhan Dağıstanlı Aysev.

İsviçre’de yaşıyor ama İsviçre’ye sığmıyor,

Dünyanın her yerine ulaşmaya çalışıyor.

Cesur Kızlara Yol Arkadaşları serisinin

2. kitabı olan Asla Pes Etmeyenler kitabı da çıktı.

Hiçbir engelin, insan iradesinden daha güçlü olmadığını kanıtlamaya çalışıyor.

Kitaptan elde ettiği gelir ve halk dayanışması ile

İnternet erişimi olmayan köylerde

Cesur Kızlara Yol Arkadaşları isimli kütüphaneler kuruyor.

Çocuklar ve köy öğretmenleri ile yaptığı çalışmalarla fırsat eşitliği için uğraşıyor.

Batman’da, Şanlıurfa’da, Mardin’de açtığı kütüphaneler var.

İsviçre’den Türkiye’nin Güneydoğusu’na uzanan bu çaba, emek,

Bence çok etkileyici.

Amacını ve hedeflerini uzun uzun dinlemek istedim.

Batman Sonsöz Gazetesi youtube kanalında konuk olarak ağırladım.

Kütüphane açtığı köy okullarının öğretmenleri, öğrencileri,

Sevgi dolu mesajlara boğdular yayınımızı, muhteşemdi.

Yayının tekrarı Sonsöz Web TV’de duruyor, izleyebilirsiniz.

Detaylar ise bu sayfada, keyifli okumalar.

- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

“Ankara’da doğdum, büyüdüm. ODTÜ İşletme bölümü mezunuyum. Ardından İngiltere’de master yaptım. Tabi bütün bunları burs kazanarak yaptım. İstediğim şeylerden biri dünyayı gezerek para kazanmak ve kimseye bağlı kalmamaktı maddi açıdan. Bunu gerçekleştirmek içinde baya çalıştım. Sonunda uluslararası bir kariyer yaptım. Dünyanın birçok ülkesinde işler yaptım ve büyük markaları yönettim. Bu zaman diliminde farklı din, dil, ırk sahibi olan birçok insan ile tanıştım.  Aslında hepimizin ortak sorunları var ve bunları görürken de kadın olarak var olmanın, bütün dünyada ortak bir mücadele olduğunu da gördüm. Hangi ülkeden gelirsek gelelim, kadınların, kız çocuklarının önüne çıkan engeller var. Kız başına yapma, bu meslek sana göre değil gibi bazı engeller var ve kadınlar hayallerine ulaşmak için daha fazla mücadele etmek zorundalar. Daha cesur olmalılar ve asla pes etmemeliler. Bunları gördüğüm içinde bu konularda yazan bir yazar oldum ve çocuklara özellikle hitap eden ama büyüklerinde okuduğu kitaplar yazmaya, gazete yazıları yazmaya başladım. Yazı yazmak da hayallerimden biriydi”

- Bu kadar hayat yoğunluğunuzun arasına bir de gönüllü işler sığdırmayı başarıyorsunuz ve 2 kız çocuğu annesisiniz aynı zamanda. Bunun sırrı nedir, yorulmuyor musunuz?

“Aslında ben enerji alıyorum, iyi şeyler başardığımız zaman. İnsanın kendi kendini şarj etmesi iyi bir şey yaptığını düşündüğü zaman oluyor. Zaten ben enerjik bir insanım, neşeliyimdir, insanlar ile birlikte bir şeyler yapmayı seviyorum o yüzden de insanlar ile olduğum zaman, çocuklarla, doğayla birlikte olduğum her an beni motive ediyor”

- İki kitap yazdınız, ne anlatmak istediniz o kitaplarda, bize vermek istediğiniz mesaj neydi?

“Aslında Cesur Kızlara Yol Arkadaşları’nı yazma sebebim küçük kızımın bana sorusuydu. Bana Annecim, prenseslerin neden hiç meslekleri yok?  diye soru sordu. Annesinin çalıştığını görüyor, ben devamlı onlara kadınların farklı farklı meslekler yaptığını anlatıyordum. Prensesleri görünce gelip bana bu soruyu sordu. Daha sonra ikinci sorusu geldi. Anne Türk kadınları bir şey başaramadı mı? Beni çok etkiledi bu iki soru bende. Bende tabi ki başardılar, dünyaya bedel işler yaptılar. Türkiye’de başarılı olan kadınların hikayelerini anlatım ve bu süreçte araştırmalar da yaptım. 300 kadar kadını araştırdım. Sonra aralarında ulaşabildiğim geçmişten günümüze, bilimden sanata farklı alanlarda öncülük etmiş kadınların hikayelerini derlemeye başladım. Ortak noktaları da cesaret oldu. İş hayatım da gördüğüm, çocukluğumdan beri yaşamış olduğum her şey cesaretin çok kilit bir kelime olduğunu gösterdi. Bütün hikayeleri bunun etrafında kurguladım, ona göre kişileri de seçtim ve çocuklarıma anlatmaya başladım. Hayalleri hep büyütmek lazım, çocuklarımın faydalandığını görünce geliştirmeye başladım. Bu tür kadınların hikayeleri çok somut hikayeler ve gerçek başarı hikayeleri olduğu kızlarıma anlattım ve başarılı olduğunu gördüm. Bu hikayeleri Türkiye’de ki kız çocukları da öğrensin diye kitap haline getirdim.  Her yıl Dünya Kız Çocukları Günü’nde arklı kadınların hikayeleri ile çocuklarımızı buluşturuyorum. İçine kendi hayat tecrübelerimden de katıyorum. Bu şekilde kitaplar ortaya çıktı”

-Peki cesur kızlar derken erkek çocuklar için ne düşünüyorsunuz?

“Çok güzel bir soru bu. Cesur Kızlara Yol Arkadaşları olarak bizleri, ebeveynleri, öğretmenleri, yetişkinleri ve aynı zamanda oğlan çocuklarını görüyorum. Cesur, uygar bir oğlan çocuğunun, bir kızın yanında yol arkadaşı olabilecek kişi ise onun cesur ve güçlü olduğunu düşünüyorum. Bu bilek gücüyle değil, yürek gücüyle, sevgiyle, saygıyla etrafını, kadınları ve doğayı koruya erkekler ile olabileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda kadın hikayelerini anlatarak, bunları okuyan erkek çocuklarının kadınlarında kahraman olabileceklerini görmelerini istiyorum. Kadınları maalesef bazen medyada, dizilerde, programlarda ikinci planda olduğunu görüyor çocuklar. Bu konuda önemli araştırmalarda var. Ne kadınlar erklerinin önünde ne de erkekler kadınların önünde olmalı. Berber yan yana olmalılar”

- Yaptığınız bu çalışmalar bir kelebek etkisi yaratmaya başlamış durumda. Cesur Kızlar kütüphane kurmaya başlamış durumda ve bu heyecan verici.  Kütüphane kampanyanızdan bize biraz bahsedebilir misiniz?

“Kelebek etkisi büyüsün istiyoruz. Kütüphane çalışması şöyle başladı. Bu pandemi döneminde benim ilk kitabımın çıkması 11 Ekim 2020 Dünya Kız Çocukları Günü’nde oldu. İnsanlar bu kitapları kız çocuklarına ve köylere göndermeye başladı. Şanlıurfa’da bir öğretmen bu kitabı önce kız çocuklarına daha sonra da erkek çocuklarına okutmuş. Ben bu durumdan çok duygulandım. Hemen irtibat kurdum öğretmenimizle.  Nevşin kızımızın köyünün dışında gördüğü ilk kişi benmişim. Bunu duyunca yüreğim sevgiyle ve bir şeyler yapma hissiyle doldu. Sonra öğrendim ki köyde okulların kapalı olduğunu ve internetin çekmediğini öğrendim. Böyle olunca çocukların tek eğitim öğrenim yolu kitaplar. Bizler de kütüphane kurmaya karar verdik. İl kütüphanemizi Şanlıurfa’da kurduk. Köy halkı, öğretmenler, öğrenciler de katkı verdiler, renkleri birlikte seçtik. Daha sonra kitabımız Batman’a geldi. Arıca İlkokulu’nun harika öğretmeni Özlem Hoca’mızla yollarımız kesişti. Milli Eğitim Müdürlüğü gerekli izinleri verdikten sonra öğrencilerimiz ile kavuşmayı bekliyorduk. Bir buçuk ay önce bir araya geldik. Öğrenciler beni tanıyordu, ben de onları tanıyordum çünkü daha önce görüntülü görüşme yapmıştık”

-Bu çalışmaların geri dönüşleri nasıl oluyor sizlere?

“Kitaplar, kütüphane kurulumu, benim oraya gitmem onların yanında olduğumu hissettirmem önemli. Aileler beni evlerine davet ettiler, gönlü güzel insanlar ile tanıştım. Kız yurdunu ziyaret ettim, orada kalmamı istediler. Kitaplar yanımızda olmadığı için defterlerine asla pes etme yazmamı istediler.  Kızlarımız ve oğlan çocuklarımız hepsi çok güçlü. Bizlerin köprüler kurması için bunlar birer adımdır. Hep birlikte dayanışma içerisinde umut köprüleri kurarak başarabiliriz. Ailelerin çocuklarına destek vermesi önemli. Bize yol arkadaşı olanlar arttıkça köprüler güçlenir ve daha fazla yapma imkanımız olur. Bu geri dönüşler benim için çok kıymetli”

- Geçtiğimiz günlerde AB ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı “TRC3 Bölgesi’nde Genç İstihdamının Teşviki İçin Teknik Destek Projesi” kapsamında Girişimcilik Yarışması Ödül Töreni gerçekleştirmişti. Sizde bu törende ilham veren konuşmacı olarak sunum yaptınız. Neler söylemek istersiniz bu konuda?

“Genç istihdamı artırıcı olan bu çalışmada girişimciler fikirlerini sundular ve sonunda da bir ödül töreni oldu. O törende yapmış olduğum konuşmada cesur kızlardan, sosyal girişimimizden bahsettim. Girişimciliğin aslında cesaretli olarak yapılacağını belirttim. Gelecekte de cesur olanların, kendini geliştirenlerin daha ileri gideceğini belirttim. Kazanan 3 kişiden biri de Batman’dan gelen kızımız Edanur Durmaz’dı. Onlarla geldiğimiz zaman tanışmak istiyorum.  Özveriyle, fedakarca çalışan öğretmenlerimiz var. Özlem Hocamız, Sultan Hocamız özveriyle çalışıyorlar. Bir öğretmen bir köyün kaderini değiştirebiliyor. Her yere yetişmeye çalışıyorlar. Onlarla gurur duyuyorum”

-Kütüphane açtığınız köylerden bağınızı koparmıyorsunuz anladığım kadarıyla. Bu yerlerin takibini yapıyorsunuz doğru muyum?

“Çocukların yabancı dil eğitimi konusunda eksiklik olabileceğini düşündüm ve bunun için ne yapabiliriz diye çalışmaya başladım. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde yapacağım konuşmadan önce tanışmış olduğum İngilizce Öğretmeni Müge Hanım’a ‘Ben köy okullarına ders başlatmak istiyorum, nasıl yapabilirim Hocam?’ diye sordum. Kendisi bana ‘ben zaten doğuda hep öğretmenlik yapmak istemiştim, ben size yardımcı olurum’ dedi.  Biraz teknolojik destekle 16 Ekim’den beri 2 ilkokul, 1 ortaokulda dersler veriliyor. Gercüş’te bir lisede ve Şanlıurfa’da teknik altyapı tamamlanınca orada da başlayacağız. Herkes bu konuda bize yardımcı olabilir. Gönüllülerin çalışması da önemli. Çocukların haklarına sahip çıkılması lazım. Onlar aynı zamanda benim de öğrencilerim, evlatlarım”

- Yakın zamanda yapacağınız çalışmalar nelerdir?

Aslıhan Dağıstanlı Aysev:  Batman’ın Nurlu köyünde kütüphanemizi açmak için çalışmalara başladık. Kitaplar toplanmaya başlandı, fiziki ihtiyaçlar içinde öğretmenlerimiz ile istişare ediyoruz. Çocukları da bu sürece katmaları ve kıymet vermeleri önemlidir. Kitaplar hakkında öğrencilerimiz ile konuşuyoruz. Hakkari ve Diyarbakır’da izin süreçleri tamamlandıktan sonra kütüphanelerimizi kuracağız.  Bana ulaşanlara öğretmenlerin adresini veriyorum kitaplar direkt onlara gidiyor. Benim kitaplarımın gelirleri de kütüphanelere gidiyor, bu şekilde ilerliyoruz. Teknik sorunları hallettikçe İngilizce Derslerine devam edeceğiz. Gönüllü destek vermek isteyenler olursa seviniriz. Belki üniversitelerimiz de bu sürece katılmak isterler. Genç istihdama yardımcı olacak, çocuk ve kadınların içinde olduğu bir yapı oluşturmak istiyorum.

-3. kitap için bir çalışmanız var mı?

“Belki biraz daha farklı bir yönde olacak bir kitap çalışması için hazırlık yapıyorum”

-Bölgemize karşı bir hassasiyetinizi ve ilginizi gözlemliyorum. Konuşmalarınızdan ve yaptığınız işlerden de bunu görmek çok kolay. Tam olarak nerelere dokunmak istiyorsunuz?

“Ben aslında şu bölge, bu bölge diye bir şey yok. Ben Türkiye’yi, vatanını çok seven belki de gurbette yaşadığım için ülkeme her zaman katkıda bulunmak isteyen biriyim.  Yolum bu coğrafya ile kesişti. Küçükken babam çok giderdi bu bölgelere biz de çok gitmek istiyorduk bir türlü olamamıştı o zaman. Yolum kesişti ve çok sevdim, hayran oldum. Coğrafyası harika, insanları çok sıcak. İnsanlar kendilerine seven, sayan birini görünce aynı karşılı veriyorlar. Bizim de öyle bir bağımız oldu. Başak bir yerde de katkım olursa yardımcı olacağım. Herkesi gönülden kucaklıyorum”

-Batman ile ilgili neler yapacaksınız? Ne zaman sizi burada göreceğiz?

“Nurlu Köyü’nde ki çalışmalar biter bitmez geleceğim. Batman’ın içine de bir gezi yapacağım. Yeni genç girişimciler ile ve dernekler ile tanışabilirim. Birlikte neler yapabiliriz onu konuşuruz. Pandeminin izin verdiği ölçüde ben hemen gelmeye hazırım. Tabi çocuklarımın ve eşimin de desteği var. Kızlarım biliyor ki ben başka çocuklara yardım ettiğim zaman, geleceğimize yardım ediyorum, onlar için yapıyorum. O yüzden beni destekliyorlar”

-Son olarak neler söylemek istersiniz?

“Cesur kızlar ve onarla yol arkadaşları olanlar ile birlikte bence umutlu bir yarınlara gideceğiz. Cesur kızlar ve cesur erkekler, birbirinin yanında olan birbirini besleyen, geliştiren daha ileriye götürecek çocukların yetiştirilmesi için hepimiz destek olmalıyız. Buna Batman’ın da zaten böyle düşündüğüne inanıyorum. Lütfen çocuklarınızı destekleyin, kızlarınızın hayallerine ulaşmasına yardımcı olun. Onları kız çocuk diye geri plan lütfen atmayın. Çünkü bende bir kız çocuktum. Ailemin yanında oldum, daha güçlendiğim için daha iyi oldu bu. Lütfen sizde buna destek olun ve destek verin. Ülkemizde kadınlara ve çocuklara olan olayları kınadığımı ve bunların olmamasını dilediğimi belirtmek istiyorum. Bunların yaşanmaması için attığımız bu tohumlar çok önemli. Çocuklarımızın sevgiyle, umutla, birbirini severek yetişmesi çok önemli. Hepimiz bunun için çalışmalıyız diyorum ve herkese sevgilerimi gönderiyorum”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SOSYAL MEDYA