15 TEMMUZ MU KORONA MI ZARAR VERDİ?

16-07-2020

Merhaba değerli okurlarım, bu hafta 4 sene içerisinde yaşanan süreçte topluma travma yaşatan 2 büyük olayı karşılaştırıp hangisinin daha fazla derin yaralar bıraktığını anlatacağımız yazımıza buyurun başlayalım. 
İnsanın iki yapısı vardır biri ruhsal, diğeri ise fiziksel yapı. 
İkisinde de sorun olunca doktora gideriz. 
Fiziksel hastalıklarda doktorlar ilaç yazar ve o ilacı kullanınca büyük ölçüde hastalık biter. Ama ruhun bu denli kesin bir ilacı yoktur. 
Ruh Bilimi bambaşka bir bilimdir ve okyanuslar kadar uçsuz bucaksız ve derindir. 
Şu an koronavirüsünün belirli bir ilacı yok bir zaman gelecek bulunacak ve grip ilacı gibi belki de 3-4 gün içinde bitecek. 
Peki ya 15 Temmuz psikolojisinin ilacı var mı veya  bulunması muhtemel mi?
Tabi ki de hayır! 
İnsanlarımıza o kadar zarar verdi ki...
Kimi hayatından kimi ise umutlarından kimi de geleceğinden oldu bunlardan birisi de benim hayatıma olanı!
15 Temmuz günü hayatımın zirvesi olan Zorlu Holding Manisa Vestel Genel Merkezine, Avrupa Birliğinden ilk 20 bine girerek burs almış, Güneydoğu’yu ve Batman Üniversitesini temsil etme başarısını kazanıp seçilmiş genç bir stajyerdim. 
Her zamanki gibi mutlulukla işten çıkmış, servislere binmiş, yapacağımız yeni dijital projelerden bahsediyorduk. 
Nereden bilebilirdik ki o gecenin darbe kalkışması ile sonlanacağını, hayatımızda darbe mi görmüştük. 
Biri darbe dese güler geçerdik belki de. 
Çünkü darbenin filmlerden bir kare olduğunu düşünürdük hep. 
Şimdiki 2. Dünya Savaşı gibiydi çünkü darbe girişimi 21. yüzyıl Türkiye’sine çok uzaktı. Akşama doğru hep birlikte yemeklerimizi yedikten sonra her zamanki gibi parka inip spor yapmaya başladık ülkenin dört bir yanından gelen stajyer dostlarla. 
Sonrasında herkes hızlı yürüyor, marketlerin önüne gidiyor falan. “Allah Allah bu işte bir iş var acaba marketlerde indirim mi var herkes neden marketlerin önünde?” diye sorduk birbirimize. 
Daha sonra yoldan hızla geçenlere sorduk neler olduğunu onlar da: “Haberiniz yok mu darbe oluyor,” dediler. “Biz nasıl yani?” dedik ve internete bakınca Boğaz Köprüsü’nün kapatıldığını, büyük şehirlerin işgal edilmeye çalışıldığını gördük. 
Arkadaşlar eeee ne yapacağız? 
Darbe olunca ne yapılır diye sordular. 
Ama şunu unutmadan söyleyeyim darbe girişimi hırsızlıktan farksız çünkü halkın emanetini çalıyorsun sonuçta halk bir emanet vermiş sen ve etrafındaki birkaç kişi bunu tanımıyorum diyorsunuz. 
O zaman da tabii ki halk karşına çıkar biz de öyle yaptık ve çıktık. 
Şükürler olsun ki halk kazandı ve hain darbe girişimi bastırıldı. 
Bastırıldı bastırılmasına da ülke neler kaybetti, kimler ne hayallerine veda etti. 
Bunu yapanlar bir bilse daha fazla vicdan azabı çekerlerdi çekmesine ancak halen yüreklerinde vicdan varsa. 
Vicdanı olan bunu yapmaz çünkü.
Bilirsiniz ülkenin en önemli 3 veya 4 büyük holdinglerden biridir Zorlu Holding ve Vestel de en önemli şirketlerinden biridir. 
Bu büyük şirketler stajyer alınca birçok elemeden geçirirler. 
Çünkü aslında stajyer değil de gelecekteki potansiyel mühendis, yönetici, müdür gibi bakarlar stajyerlerine. 
Ben de hem yönetim ve organizasyon hem kamu yönetimi hem de elektronik haberleşme teknolojisi bitirerek gelecekte hem teknik bilgisi olan hem de yönetimde bulunabilecek potansiyelde biri olarak birimler arasında en fazla çalışmalar yapan stajyerdim. 
Hatta müdürler bile seni gelecekte bu makamlarda görüyoruz diyerekten bana referans olmuşlardı. 
Ama gelin görün ki o sırada hain darbe oldu ve bu denli büyük bir şirket bile kapılarını kapatmak zorunda kaldı. 
Ekonomik olarak zorlandı ve eleman alımlarını kısıtladı ve maalesef üzülerek söylüyorum benim de oradaki stajyerliğe devam etme hayalim bitmişti. 
Allah büyük belki bir gün o seviyedeki şirketlerde tekrar görev alırım. 
Ama darbe girişimi her şey yolunda giderken hayallerimin suya düşmesine yol açmıştı. 
Ben sadece bir örneğim benim gibi milyonlarca örnek vardır daha trajik örnekler bile vardır eminim. 
Ama halk o psikolojiyi, o hayal kırıklığını, o olumsuzluğu asla unutmayacak.
Koronavirüs bugün var yarın yok.
Sonsuza kadar kalmayacak emin olun bu kimsenin işine gelmez iktisadi mantık ile bile bakarsanız. 
Nasıl ki bazı silah şirketleri savaş çıksın da silah satalım diyorsa dünyanın en büyük ilaç markaları da ilaç çıksın satalım diyorlardır. 
Bunu diyen ilaç şirketleri gecelerini gündüzlerine katarak da olsa elbette o ilacı bulacaklardır. Sadece biraz daha sabır. 
Ayrıca metabolizmayı güçlendirecek şekilde besinler tüketirseniz zaten pek zarar görmezsiniz. 
Ayrıca Sağlık Bakanlığının 14 kuralı vardı hatırlayın çoğu temizlik ile ilgiliydi. 
Bunları unutmayın. 
Özellikle el temizliğine dikkat edin. 
Koronavirüs bizim aramızdaki güçlü bağlardan daha güçlü değildir bunu asla unutmayın. Farkında mısınız bilmiyorum. 
Eskiden görmediğimiz, konuşmadığımız arkadaş ve akrabalarımız ile görüntülü saatlerce konuşur olduk, aradaki bağlar eskisine göre arttı. 
Üstte de yazdım insanlar ruhsal ve fiziksel varlıklardır. 
Beden giydirilmiş ruhlarız aslında. 
Dünyadaki formumuz bedensel. 
Sadece ve bu yüzdendir ki yan yana olmamız için iki bedenin aynı ortamda bulunması gerekmez aynı kardeş gibi hissetmek için aynı anneden doğmak zorunda olmadığımız gibi. Yeter ki değer verelim birbirimize. 
Birbirimizi sevelim. 
Tüm olumsuzluklar bir gün biter. 
Birbirimize duyduğumuz saygı verdiğimiz değer kalıcı olur. 
Kimse zor gününde yanında olanı da olmayanı da unutmaz. 
Ben şahsen zor zamanımda, dar zamanımda yanımda olmayan kişileri siliyor ve hayatımdan çıkarıyorum. 
Çünkü onlar benim için yük sadece siz de yükleri atın ve daha hızlı koşun bunu kendiniz için yapın. 
Koronavirüsü elbet bir gün geçer gider ama bazı psikolojik travmalar uzun yıllar kalır. Darbe de böyle oldu. 
O yüzden bence darbe bizim psikolojimizde daha ağır hasarlar bıraktı. 
Sevgilerimle. 
Bana ulaşabileceğiniz, soru, sorun ve yorumlarınızı iletebileceğiniz resmi İnstagram adresim (fatiherdoganresmi)’dir. Haftaya görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın...

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?