23 HAZİRAN BEBEĞİN CİNSİYETİNİ ÖĞRENME PARTİSİ

21-06-2019

23 Haziranda bebeğin cinsiyetini öğrenme partisindeyim.Düşlerim yorgun, aynalarım paramparça, hayallerim kırık dökük ve uçan  kaplumbağalarımın boynu bükük  ben bu derde düşeli. Hayat gerginlikler üzerine kurulmuş  kimin eli kimin cebinde belli olmayan sensizlikler üzerine bir  basket atma çabasından ibaret.Bu insanlar neden bu kadar gergin?İstanbul'u fethedecek   Fatih misin;yoksa Fatihler doğuracak/doğurtacak yaşta bir peri masalı kahramanı mısın? Peki bu kadar İstanbul fethetmeye meylin var da kaç gönül fethettin sen bugüne dek ey gafil? Yoksa haberim yok da  İstanbul düşüyor mu gönüllerden, gözlerden.Ya da sen İstanbul musun ki herkes seni fethetmeye yeltensin.Bu ne ego, bu ne kibir, bu ne bencillik diyorum; lakin dünya da benim eksenimde dönüyor kürtler kendi kaderlerini belirlerken. Bak Gergin-sen düşmanlık yaparsan  basket Ataman sen unutma asla;ancak acı çekersin.Acılardan seçimlere yaparsan  acıların çocuğu Emrah ya da acıların kadını Bergen sendromunda yalnızlığa bayram yaşarsın. Mavi bir balon ve pembe bir balondan ibaret bir de hayat   ve de  ben..Sen yoksun ama zor belleme ölümü. Kafam seçimle aşk arasına sıkışmış zonkluyor Elazığ deliler hastanesinden notlar var..Sen mavi  ben  pembe.Cinsiyetler değişmiş, açıklamalar yer değiştirmiş.Tanrı böyle buyurdu Zerdüşt diyen Nieetchze de yok artık.Kim buyuracak peki şimdi bize ne yapacağımızı.  Bilemiyorum İstanbul'u mu fethedecem yoksa seni mi? Seni teninden ve yeniden sil baştan mı fethedecem;yoksa tarafsız bölgede/ arafta kalıp sadece gözlerine mi bakacam uzaktan uzağa düşerek ve aldanarak her tuzağa acı köşemde.Her seçim acıya gebe ve ben hep seçimlere.En iyisi particilik oyunu.Bebeğin cinsiyetini öğrenme partisindeyim yine, yupiiiiiiii; haydi çalsın sazlar, oynasın kızlar. Eyvah eyvah  bana, vatanımı çaldırdım. Yetmiyor bir de eyvah eyvah bana kalbimi de çaldırdım. Ben seçimsiz kaldım, seçenim yok.Mavi ye gönül verdim pembe de yakışıyor her gence; ama Gel gör ki hiçbir seçim vaadinde sevenler kavuşacak, aşık olanlar ayrılmayacak sözünü vermiyor hiçbir aday. Ama sen yine de  saçlarını deli gönlüme bağlamışsın çözülmüyor Mihriban.23 Haziranda balonlardan  biri patlayacak, dolar yine gevşekliğe uçkur çözecek altın gevrek gevrek kahkaha atacak.23 Hazirana ramak kalmış kör nadir amcamın tabağı yine boş kalmış.Bense acı çekmek özgürlükse ikimiz de artık özgürüz modunda mektuplar açıyorum, mektuplar okuyorum; ama hiçbir mektup sen yazmıyor hepsinden itiffak çıkıyor. Bizse inadına itiffaklara meydan okuyoruz aşksızlar durağında inecek var diye. Maviden pembe, pembeden mavi çıkacak biliyorum, duyuyorum, görüyorum;ama gel gör ki körüm, sağırım ve hiçbir hayalim yok. Çünkü sen yoksun. Sırf sen yoksun diye dört yaşındayım ve körüm hiçbir hayalim de  yok üstelik. Hiçbir hayal da kuramıyorum artık.Tek hayalim kalmış kalbimin en derinlerinde uyutmak seni Türkülerle, kimbilir belki de zılgıtlarla bri cenaze marşında. Ne  geçmişimi ne geleceğimi ne de aslımı inkar etmedim, etmem.Yeminler olsun kuru tahtaya, şey pardon kuru soğana/ekmeğe. Acım varsa acımı yaşadım, yasım varsa yasımı tuttum.Acıyı bal eyledim, ölümü yar eyledim, güzel olanı sevdim sadece. Gidene göbek atmadım,kalana yas tutmadım.Şerefsizi sevmedim zalime minnet eylemedim.Oyum kendime dedim.Acılar  nasıl ki onurumsa oyum da onurum dedim. Biz de bilirdik İstanbul'u satın alacak kadar zengin olmayı;ama pezevenklik yapmadım modundaydım hep  Yılmaz Güneyvari.Uykuma sızan uyku  hırsızı  kahpe kahkalarla değil;kaplumbağa misali de olsa 

Onurumla yaşıyorum  geleceği ve geçmişi ve dahi seçimlerimi de seçilmelerimi de.Bizim mahalle imamının oğlu da okula başlamış Ali ata bin diyor ilk okuma denemelerinde içimde ince bir sızı varken. Binmem de binmem diye tutturmuş Ali, bütün atlar bize binmişken filler çimlerde bize  tepişirken.Bütün sınıfsa  Bin, Ali;ata bin diye tempo tutturmada bir oydan ne olacak ki diyen tatilciler direnişi kırmaya sevişirken, burnumuzun direğindeki gemi yelkenlerini sallandıran meni bataklığında. Üfff kafan çok karışık ve çok karıştı  değil mi?Ya neyse sen düşünedur da nasıl bir seçim yapacağını, kime oyunu vereceğini hiçkimse seni seçmezken ve kimsesiz de  kalmışken üstelik.Ben de oyumu vermeye gideyim kendime artık, kendi kendime. Haaa bir de unutma Elazığ akıl hastanesinden selam var sana.Bütün akıl hastaneleri ve deliler kardeştir ayrım yapan akıllılar kalleştir. Ve hala kalbimin en derinlerindesin.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?