6.SINIF ERKEK,7.SINIF İNSAN OLMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ...

20-07-2018

5.sınıf Amerikan Filmleri izleyip oradaki 1.

sınıf kadınları hayal ediyordum çoğu zaman;oysa hep 3.sınıf kadınlarla aşk yaşayan 6.sınıf bir erkektim??? Soğan ve patates hayal ederken, hayatım 86 model bir Mercedes’te uçuyordu Serçe, Şahin ve Doğan doğan kuş cıvıltılarında.

Elimde ekmek ekmek arası hıyar, ekmek arası dolma, ekmek arası bulgur yerken Boğaziçinde yalılar hayal ediyordum özlediklerimden.

4.sınıf video salonlarında abimin korkusundan tek başıma bile izleyemezken en ayıplı filmleri Tinto filmlerini hayal ederdim.

Cüneyt Arkın izleyip henüz 12'imde damdan kaleden iple Malkoçoğlu gibi atlayıp ayağımı kırarken sonra 7.sınıf bir damdan iple inerken ellerimi parçalardım KALBİMİN KIRILMASINI öğrendiğim ilk ana kadar.

Çünkü Kadir İnanır gibi aşk yaşamayı, Yılmaz Güney gibi Zeyno'nun attığı tokadı tutup bu bize atacağınız son tokat demeyi hayal ederdim her seferinde tokatlar patlarken yüzümde.

Müjde Ar izleyip Türkan Şoray hayal ediyordum, Hülya Avşar kusuyordum.

Brucella izleyip Jan Caude Van Dayım dönülmez akşamın ufkundayım diye espri yapıp gökkuşağını istiyorsan yağmura tahammül edeceksin diyen devrimci havalardaydım.

1 deyip aşka koşan, 2'nin peşine düşüp 3"ün kokusunda boğulan; yetmez 4 candır deyip nerden bakarsan tutarsızlık nerden bakarsan çelişki yaşayan yüzünde sivilceleri, KALBİNDE HEMOROİDİ hiç bitmeyen EM-OROİD bir erkektim.

Erkekliği mahalledeki yavşak abilerden öğrenip mahalledeki kıza laf atmak zanneden, içindeki erkekliği öldürmeye çalışırken yeni erkekler bitiren egosu şişik kendi bitik biriydim.

Lastikler yakıp ateşlerden atlayan şehirlerde çöplüklerden beslenen bir martıydım.

Gezen yumurta halay çekerek yumurtlayan ama horon çekmeyi de seven bir varlıktım varlık ve yokluğun varlıksızlık sahasında.

Tatlı niyetine şekerli ekmek yerken tatlı niyetine seni sevip ismini bilmediğim tatlılar aş eren gözü doymaz biriydim.

Halka tatlıyı fakir olduğumuz için sevip Ahmet Arif'i mahallede başka kabadayı olmadığını zannederek seven biriydim.

Açtım, çıplaktım, susuzdum yok sayılıyordum, dilim ķör, gözüm lâldı, gereksiz ayrıntılarda gel-git bir ihanettim; ama kendimi Robin Hood zannediyordum.

Beyaz donlar giyiyordum Kasımpaşa donları revaçtayken henüz; oysa split donlar hayal ediyordum bir plaj bataklığında bikinilere ip cambazlığı yaparken.

Kimdim, neyin nesiydim, neydim, ne istiyordum bilmiyordum; oysa her tarafım yalakalık,yavanlık,yağdanlık,yavşaklık kokuyordu,gecenin ağır gözlerinde.

Mahallenin namus bekçisiyken gündüzley-i-ön,geceley-i-önsüzse en çıplak dansözlü oluyordum.

Kendimi savunmazken, insanların bir düşerken onları savunuyor, onlara destanlar yazıyordum.

İstesem yazardım;oysa yazar bozuntusu olmakla yetindim.Bedenine sızardım,geceye sızardım sonra bir sokakta sızardım kalırdım her seferinde.

Kürtçe sever Türkçe yazardım.

Türkçe oynar, Kürtçe ağlardım. Annemi Kürtçe sever, aşkımı Türkçe öperdim.

Severken bir kadını bir elimle, diğer elimle öldürürdüm sevdiğim kadını.

Sevgimde bile kimliksizlik, kimsesizlik-sen vardın.

Tutarsızlık kokardı hep üç günlük olan hadsiz sevgilerim.

Duvar yazılarında Good yazardım, kalbimde Allah derdim, şiirde Tanrı haykırırdım; lakin hepsinde büyük harfle/besmeleyle başlardım.

Belki de tek tutarlı noktam buydu noktasızlıklar diyarında.

Mahalle der mahallenin ırzına geçerdim,her gün ırzımıza geçilirken.

Çocuklar bilyesiz, sahipsiz ve çocukça kalırdı.

Erkek miydim, iktidar mıydım, iktidarsız mıydım, Ortadoğu muydum, feodal bir derebeyi miydim; neydim, bilmiyordum bildiğim tek bir gerçek vardı: Köpekler kendine gölgelerine sığınırdı ben de köpeklerin gölgesine sığınırdım...

Çünkü insanlardan korkuyordum ve insan olmaktan utanıyordum ve dahi tek gözlü kör kalbimle 6.sınıf erkek olmanın,7.sınıf insan olmanın dayanılmaz hafifliğini yazıyordum/yaşıyordum...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?