AMBARGO SONRASI İRAN

26-01-2016

Hem ABD, hem de AB ülkeleri yıllardan sonra yaptırım ve ceza olarak uygulamış oldukları ambargoyu kaldırdıklarını ilan etti.

Bu haber dünyada flaş haber olarak nitelendirildi. Aynı zamanda İran’a ait yüz milyar dolar civarındaki parasını da serbest bıraktılar.

Bildiğiniz üzere dondurmuş bloke etmişlerdi. Bu flaş haber üzerine Batılı iş Adamları ile yatırımcılar rotalarını İran’a çevirdiler.

Bu haber iştah kabartan nitelikli bir karar. Artık İran’da iş potansiyeli ve ekonomide, sanayi de, teknolojide sahalara inme zamanıdır diye düşünen Çalışma Bakanları akın, akın oraya doğru hamle yapmaya başlayacaklar. Görüşmeler, pazarlıklar kapalı kapılar ardında başlandı bile.

Dünyadaki gelişmeler an be an değişebiliyor Düşman ülke, hain ülke, teröre yardımcı olan ve destek olan ülke diye adlandırıp ambargo koydukları İran’la hemen dost oldular.

Ambargoyu kaldırdılar. Samimi görüşmeler, ikili antlaşmalar başladı bile.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani de yakında dış ülkelere ziyarete gider. Havayı koklar. Kimlerle ne tür siyasi, politik, ekonomik stratejiler kuracaklarını planlar ve ülkesine döndüğünde alt yapıyı oluştururlar.

Sanatçı Orhan Gencebay “Batsın Bu Dünya” arabesk türküsünü anmanın, hatırlamanın tam yeri ve zamanı değil mi? Diye düşünmeden edemiyorum.

İzliyorum ve yakın takibe almış durumdayım bakalım AKP Hükümeti ve Başbakan Davutoğlu Batılıların iştahını kabartan bu İran ziyafetinden, fırsatından Milli çıkarlarımız doğrultusunda artı değer olarak ne yapacaklar?

Üstelik hem komşu, hem de dindar kardeş devlet olarak bildiğimiz İran’ın bize karşı tutumu ne olacak? Aslında mantık çerçevesi dâhilinde en çok ilgili olup; en karlı çıkan Türkiye’nin olması gerekmiyor mu?

Yüz yıllardır İran’la tarihi bağlarımız, güçlü ilişkilerimiz var. Bu ilgi ve bağları perçinleştirmenin tam zamanı değil mi?

Şahsi görüşüm İran bize gerektiği gibi dost olmayacak. Çok da güvenilir ilkeli bir dış politika gütmüyor.

Kendi çıkarlarına çok düşkün ve bu uğurda yapmayacakları yoktur.

Dileğim o ki yanılan ben kazanan Türkiye olsun. Halkımız olsun. Milli menfaatler, Milli çıkar ve kazançlar bireysellikten çok daha değerli ve üstün olduğu için yanılgımı seve, seve kabullenir, bakış açımı çok kolay değiştirebilirim.

Artık çok geç kalmadan İran’la dış politikamızı, ticaretimizi, ilişkilerimizi ve teknolojik devasal hamleler yapıp maksimum kazançlara ve projelere imza atmak için kolları sıvamanın kafayı çalıştırmanın tam zamanıdır düşüncesindeyim.

Dış politika, ticari hamleler, mega boyutlardaki projeler ülkeleri hem saygınlık ve reklam açısından hem de ekonomik ilerlemenin temel taşları olup; kazançları ya da kayıplarıdır.

Aktif olmanın hızlı davranmanın geçmişteki zaman kaybını telafi etmenin zamanıdır.

Bu konunun en belirgin ve canlı örneği ABD’nin Fidel Castro’nun ülkesi olan Küba ile nasıl da dost olmaya başladığını ve güzel temeller attıklarını gördük.

ABD çıkarları uğruna legal, illegal her davranış ve politikaya her an hazır olan, olabilecek bir Devlettir. Her zaman, her şekilde daima “forever” kazançlı çıkmasını bilir.

Biz niye kazançlı çıkmayalım? Engel ne? Yeter ki üretken politikaları geliştirelim ve hayata geçirmesini bilelim.

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve Sonsöz okurları.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?