AMELELER

03-09-2015

Kars’tan, Van’dan, Bitlis’ten, daha doğrusu Anadolu’nun birçok ilinden metropollere amele olarak, inşaat işçisi olarak gencecik çocuklar, çalışmaya gelirler.

Fakir olan ailelerinin dar bütçelerine, hatta olmayan bütçelerine katkıda bulunmaya gayret ederler.

Başlangıçta metropollere gelmeye, iş arayıp bulmak, onurlu bir yaşamı idame ettirmek masum ve doğal olarak algılansa da işler  hep böyle saf ve duru olarak seyrinde gitmiyor.

İş kazalarına uğruyorlar, sakat, felç kalıyorlar. Kimi zaman da çok ucuz bir şekilde, teknik araç ve gereç yetersizliğinden ötürü düşmeler, yanma vakaları yaşanabiliyor ve ölümle de bitebiliyor.

Sigortalı değiller. Sağlık güvenceleri yok, hukuki haklarını savunan yok. Kendileri bile çoğu zaman hak ve hukuklarının nerede başlayıp nerede bittiğinin farkında değildir.

Siyasi şahsiyetler ise “İşsizliğe çare buluyoruz, modern fabrikalar üretiyoruz. Türkiye artık sanayileşen, kalkınan sosyal bir devlet oldu. İstatistikî veriler işsizliğin gün be gün azaldığını gösteriyor” gibi yalan dolan beyanlarla yazısal medya ile TV kanallarında afra tafra yapıyor. İşin özü bal gibi yalan söylüyorlar.

Zira kalkınan, gelişen, sosyal devlet olmuş bir ülkede iş kazalarıyla, ölümlü vakalarla, ihmallerle bu denli sıkı sık karşılaşılması rastlantı mı?

Genç ve enerjik nesil inşaat işçisi, amele, park temizlikçisi çöp konteynırlarında kâğıt toplama gibi işler yapmamalı.

Şahsi fikrime göre bir ülkenin gençleri o ülkenin çağdaş uygarlıkları yakalama ve sollama, yarışını en önde bitirmede aktif rol üstlenecek nesillerdir.

Asla çalışanları ve işleri hor gören bir şahsiyet değilim olmadım da. Ancak “Sezar’ın hakkı Sezar’a” misali doğruları yazmak yazılması gereken realiteleri de teğet geçmemek gerekir kanısındayım.

Daha saygın ve bilime endeksli mesleklere gençlerimizi yöneltsek, onların başarılarıyla gurur duysak bu daha akıllıca bir fikir olmaz mı?

Bu konuda oldukça geç kalınmış ve uzun yıllardır ihmal edilmiş olmasına rağmen belediyeler

sertifikalı ve teknik kurslar açmış durumda. İlgilileri bu konuda tebrik ederim.

Gönül isterdi ki bu kurslar daha ciddi, bilimsel ve ülkenin ekonomik kalkınmasında aktif rol üstlenebilsin. Profesyonelce olsaydı eğer daha çok kayda değmez miydi?

Sizce de öyle değil mi saygın Batman Sonsöz Gazetesi okurları?

Kalın sağlık ve sevgiyle…

Elleri nasırlı, gözleri çukurlaşmıştı.

Yaşının çok üstünde gösteriyordu

Yorgun ve ağlamaklıydı

İnşaatın bir köşesinde mum ışığında

Sanki Allah'la konuşuyordu...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?