ANADOLU SEVDAMDIR

12-11-2015

Elleri çatlaktır, kazma, kürek, bel tutmaktan Anadolu insanının. Teni yanıktır güneşten. Çalışkan mert ve paylaşımcıdır, Fatma’sı, Ali'si, Ahmet'i, Mehmet', kutsal Mekke toprağıdır Anadolu. Diğer tarihi adıyla Mezopotamya ve halkının. Dini bütündür. Namusta bir abide timsalidir. Anadolu yanık bir türküdür, ''Deng Bej''ini arayan. Anadolu şairlerinin, yazarlarının duygu potansiyeli ve kaynağıdır.

 Tarihe not düşüren büyük insanların Anadolu çocukları olduğunu hemen fark edeceksiniz.

 Türkiye'nin Kurtuluş Savaşlarında onların mübarek kanları, içtikleri şahadet şerbeti vardır. Henüz yazıl-mamış, hakkıyla gün yüzüne çıkarılmayan destanlar da onların kanlarıyla, canlarıyla attıkları imzalar vardır. Semaya doğru yükselen. Onlar adsız kahramanlardır.

 Yemen'dedirler, Musul'dadırlar, onlar Kerkük'tedirler. En yakın coğrafya olan Çanakkale'dedirler birlikte hatırlayıp, zikredelim. Şehitliğin tarifini: “Allah (c.c) uğrunda öldürülenlere ölü demeyiniz. Onlar diridirler siz kavrayamazsınız.” İşte rutbe, işte ilahi makam diye ben buna derim.

 Ne demiş şair: “Çok şey yaptık bu vatan için. Kimimiz öldük. Kimimiz şiir yazdık” Vatanı için, imanı için ölmeyip şiir yazan o salon ve kulüp beyefendilerine yazıklar olsun. Bu ben olsam dahi.

 Janti beyefendiler! O uzun saçınızla, küpeli kulağınızla, giydiğiniz yırtık kot'la, jöleli halinizle, elinizdeki alkol kadehleriyle sizler değil vatanı kendinizi bile koruyamayacak kadar aciz iken; bir de mübarek yiğit kahramanların doğup, geldikleri o kutsal topraklara ''taşra'' ''varoş'' vs. isimler, lakaplar koyuyorsunuz.

Namustan, inançtan, cesaretten yoksun olup; Anadolu insanını beğenmeyip horlayan bu zümrenin ben kanından şüphe duyarım.

 İşgal ettiği makam ve mevki eğitimi ne olursa olsun.

 Sevgili okurlar yine öfke kontrolümü kaybederek yazıyorum. Filtrize etmeksizin çünkü bende Anadoluluyum, Güneydoğuluyum daha doğru Mezopotamyalıyım.

Onun içindir ki laf ettirmem yöreme ve Anadolu insanıma.

Bizim yöremiz, topraklarımız geniş haliyle o mübarek kıta Urfa'dan Mescid-i Aksa'ya kadar. Onlarca Peygamberin gönderildiği mukaddes beldelerdir. Evliya'lar yatağıdır.

Oraları Allah (c.c) sevmiş, değer vermiş elçi ve dostlarını oralara kısmet etmiş. Bu sınırsız, limitsiz sevgi ve önem bize yetmez mi?

Onun için diyorum ki Anadolu sevdamdır. Sevdanızdır. Bu can bu bedende kaldığı sürece. Kanımız ve emdiğimiz süt asil ve helal'dir. Bu realiteyi, şansı, Allah (c.c) vergisini asla unutmayıp şükretmeliyiz.

Bu günkü yazımla örtüşen ve yazıyı daha da anlamlı hale getirceğini düşündüğüm ve de yıllar önce yazmış olduğum bir şiir'imle bitiriyorum. Beğenip yorumlayacağınız ümidi ile.

 

YIKILIŞIM

Evler kurulur

Evler yıkılır

Fidanlar dikilir

Ağaçlar devrilir

Devletler kurulur sinsice

İmparatorluklar yıkılır

İşittikçe kulaklarım

İnsanlığa sıkılan kurşunları

Gördükçe gözlerim

Anadoluma örülen duvarları

Ve sustukça kainat

Tutan olmayınca ellerinden

Anadolu'nun, Anadolu'lunun

Tahribatların, yıkılacakların

Daha ben çok yıkılırım          

M.EKMEN

         20/04/1979- Beşiktaş-İST.

 

Sizlere, bizlere, taşralı-varoş deseler bile; kim ve ne olduğumuzu hakkıyla çok iyi bilenleriz. Seceremiz ayın on dördü gibi net ve berrak olarak ortada araştıralım mı? Kimin? Kim olduğunu sergileyelim mi? Bilim ve belge tezgâhında.

Kalın sağlık ve sevgiyle sevdalı olduğum Anadolu, Sonsöz Gazetesi okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?