Sahada muhtemel kadrolar vardı.
Yalnız, Şef Fethullah takımına kavuşurken, Naci Hoca rakip takıma geçti.
Bu arada Celil Hocanın yokluğu da bir handikap formalılar için.
Hala aranan kan durumunda yani… Bir an önce yeşil sahalara geri dönmesi dileklerimle…
Formalılar kaleci çilesi daha çok çekecekler.
Bu durum bütünüyle oyun sistemlerini bozuyor. Formalıların oyuncuları oyun içinde fazla yer değiştiriyor.
Ayrıca teknik oyuncular (Mehmet, Cemal, Tekin ve Şefik Hocalar) da formsuz olunca oyunun kalitesi de düşüyor. Hala tatildeler adeta!
Formasızların avantajları bariz olup, ( birazdan söz edeceğim bu avantajlardan ) açık ara etki ediyor… Bir kere süper bir kalecileri var. Pahalı transfer buna derler işte.
Doğan Hoca, eskisi gibi yalnızca kalede duruyor.
Kaledeki varlığı bile yeterliyken, rakipleri oyundan düşürüyor kurtarışları.
Şef Fethullah’ın ve Uğur Hocanın istekli oluşları, kazanma iddialarını ve ısrarlarını sahaya yansıtmaları olumlu olarak tetikliyor takımı.
Şu da var ki, formasızların eski galibiyet serisini yakalama şevkleri takımın motivasyonunu artırmış. İyi bir hazırlık dönemi yaşamışlar adeta. (Antalya’da sıkı çalışmışlar gibi)
Buna bir de sistemlerinin oturmasını eklersek avantajlar netleşir.
MAÇIN ÖZETİ
Karşılaşma başlar başlamaz üst üste formalılar gol kaçırdı.
Atamayana atarlar misali, formasızlar da geliştirdikleri ilk atakta Selahattin Hocanın ayağından ilk golü buldular. 1- 0 …
Formalılar organize ataklara girişince kaptırdıkları toplarda defansları topu uzaklaştıramayınca, hatadan yararlanan İbrahim Hoca affetmedi: 2-0… Kaleci Doğan Hoca uzun bir top attı, Şef Fethullah ceza sahası içinde pası Hüseyin Hocaya aktardı; rövaşata bir vuruş ve perfeckt bir gol. Skor 3-0…
Formalılar sanki bir düşten (kabus da denebilir) uyanırcasına toparlandılar.
Dar alanda kısa paslaşmalarla göstere göstere gol geliyorum, dedi; asist Naci Hocadan, gol Cemal Hoca. 3 – 1… Defanstan Zeynal Hoca uzun bir top atarak Cemal Hocayla buluşturdu, ona sadece dokunmak kalmıştı. İlk yarıda skor tabelası 3-2’yi gösteriyordu…
2. yarı futbol bitti. Doldur boşalt oynamaya başladı rakipler.
Sinirler gerildi, hafif gerginlikler yaşandı; futbolda olabilecek olağan şeyler işte! Formalılar bir ara bir golle öne geçtiler; Naci Hoca asist yapıyor gol atıyor. Ne var ki bu akşam İbrahim Hoca çok boş kaldı ve fırsatları değerlendirdi. Üç gole imzasını attı. Uğur Hoca ve Hüseyin Hocadan isabetli paslar aldı. Eski güzel günlerine geri dönme sinyallerini verdi. Ancak kimi vakit de arkadaşlarının gollerini çıkarıyordu. Bir ara Hüseyin Hoca ceza sahası dışında çok sert ve gelişine bir topa vurunca, top ona çarptı. Karşılaşma formasızların 6-4 üstünlüğüyle bitti…
DEĞERLENDİRME
Uğur Hoca çok efor sarfetti. Tek golünü de iki üç oyuncuyu çalımlayarak tek başına yarattı. Kanatlarda ve ileride çok çalıştı. Sezonun en etkili maçını oynadı.
Selahattin Hoca açılış golünü attı, sonra kendine yattı; arkadaşlarının yardımlaşması onu bu akşam (ipten) kurtardı… Hüseyin Hoca defans ve ileri uçta mekik dokudu.
Rıdvan Hoca defansı terk etmeyerek galibiyeti perçinledi.
Şef Fethullah ağır kaldı maç boyunca. İki kez yere düştü ve halı sahanın çimlerini, pardon zeminini suçladı.
Naci Hoca bile formalıları kurtaramadı.
Mehmet Hoca topa iyi sahip oluyordu ama, ne isabetli pas veriyordu ne de isabetli şut atıyordu. Cemal Hoca gol kaydediyor ama defansı, kalesi ve orta sahası işlemiyordu; o da oyundan pek bir şey anlamadı.
Tekin Hoca, Naci Hoca ile “çakılı forvet” mevkisini paylaşınca, ara sıra defansa çekiliyor, kaleye geçiyordu. Ancak akıllarda kalacak bir performans sunamadı maalesef.
Belki bir asisti vardı.
Nitekim özlettiriyor eski şahane futbolunu!
Şefik Hoca hem santraforda hem de defansta yerini yadırgamış gibi oynuyordu; bu maçta ne bir asisti ne bir golü var. Fikret Hoca da takımın uyumsuzluğuna uyarak ikide bir yer değiştirip şişirme toplar kullandı…
Bir hazırlık maçı niteliğindeki gibi tatsız olan maçın kalitesinin artması için bekleyeceğiz biraz. Birkaç maç daha oynamalılar takımlar, ta ki sistemleri kurulana dek…
