AVRUPA PARLEMENTOSU

10-07-2017

Neredeyse yarım asrı aşkın bir süredir bizi kapısında bekleten Avrupa Birliği, son numarasını da yaptı ilişkilerimizi askıya aldı.

Çok da umurumuzda mı?

Olmazsa olmazımız Avrupa Birliği mi? Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, çok da güzel cevap verdi. Ayakta alkışlamak gerekir derim.

Ancak hiç bir zaman Türkiye’yi üye yapacaklarına inanmamıştım halen de inanmıyorum. İnanmayacağım da.

Adamlar yahut madamlar kendilerine garson ülke arıyorlardı.

Oysa artık çok sular aktı bu köprünün altından, hızlı bir şekilde gelişmesini devam ettiren ve mega projelere imza atan bir ülkeyiz.

Muhtemelen bu içinde olduğumuz statü onları hayli korkutmaktadır.

Bu yüzden eften püften bahane ve yalanlara bizleri oyalamaya ve kalkınmamızı durdurmaya çalışıyorlar.

Bildiğiniz üzere geçen hafta krizleri fırsata çevirmeliyiz diye bir yazı kaleme almıştım. Aynı noktadayım.

Onlara muhtaç değiliz. Olmayız da kendimize yeten bir ülkeyiz her bakımdan yeter ki ayrılığı kamplaşmayı yok edebilelim daha çok kendimize her konuda eğilmesini bilelim.

Varsa dâhili harici sorunlarımız, sorun olmaktan çıkartalım.

Ülkemizin ihtiyaçları doğrultusunda sorunlarımızı akılcıl politikalarla sona erdirip yolumuza bakalım.

Adamlar sinsi plan ve politikalarla aleyhimize olan ve olabilecek ne varsa set olarak önümüze koyuyorlar, dost olmadıkları zaten ortada ve tüm Türk halkı bu realiteyi görüyor muhtemelen de lanetliyordur.

Kalkınmakta olan tüm ülkelerin yeraltı ve yer üstü enerjilerini ele geçirme uğruna her taktiğe başvuran bu kişiliksiz ve kan emen topluluk salt bir şekilde kendilerine çalışıyorlar.

Uygar olduklarına ve demokrasi havarisi kesildiklerine de ezelden beri asla inanmadım.

Zaten önümüze koydukları satır başlarıyla açılımlar kişiliklerini ve ülkemiz üzerindeki gizli emellerini ayna gibi ortaya çıkarmaktadır.

Suriye politikalarında olduğu gibi eğer ülkemize almış olduğumuz 3–4 milyon civarında ki Suriyeli mültecileri, sadece onlara güvenerek hareket etseydik Suriyeliler acından ölürlerdi. Yapacaklarını vaat ettikleri nakdi yardım milyar dolar yahut Euro Nerede?

Ne kadarı geldi? Böyle mi olmalıydı?

Bırakın bizi Merkel bile onları fazlasıyla eleştirmedi mi?

Basına yansıyan demeçleri ortada.

Sözün kısası Avrupa birliğine güvenilmez stabil bir politikaları yok oldukça değişkendirler. Bugün ak dediklerine yarın kara diyorlar.

Asla güven vermiyorlar.

Açılımları ve görüşmelerimizi askıya almaları bu konuda imzalamış oldukları antlaşmalar kişiliklerini maskelerini fazlasıyla ortaya koyup net yüzleri ortaya çıkmıştır.

Yarın bir gün bundan da cayarlarsa hiç şaşmam.

Bekleyip göreceğiz.

Sanırım bu realiteyi bizim üst düzey siyasilerimiz ve ilgili vekiller bakanlarda biliyor olmalılar ki aldırdıkları bile yok işte bunlar bu kadar eder davranış bozukluğu sergilemekle kendilerini bir nevi ifşa ediyorlar derim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?