AYASOFYA

12-06-2020

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde kendisine sorulan Ayasofya’nın Camii olarak kullanıma açılması sorusu üzerine şu yanıtı vermişti:  "Ayasofya'da namaz da kılınır, Fetih Suresi de okunur. Buna ancak ve ancak aziz milletimiz karar verir.”
Elleri nasırlı bir ana misali 1500 yıllık tarihi ile üç dine ev sahipliği yapmış görkemli yapıt... Konstantinenin kalbi… 
En büyük yağma ve zararı 4. Haçlı seferinde Papa 3. Innocentıuskomutasındaki birliklerin İstanbul’u işgaliyle yaşamış.
Öz yurdunda garip öz vatanında parya Ayasofya…
Üç kez yıkılmış ama son direnişini Koca Sinan lakabıyla bilinen Mimar Sinan’ın işlediği dev payanlarla sağlamış.
Ayasofya isminin manası olan “ilahi bilgelik” Devlet-i Aliyye’nin 7. Padişahı Fatih’in İstanbul’u fethi ile öz yurduna kavuşmuş.
Tüm dinlere olan saygı ve hoşgörü ilkesi ile Fatih, Hz.İsa, Hz. Meryem ve Cebrail (as) figürleri ile donatılmış kilise mozaiklerini yıkmamış sadece üzerlerini bir bez ile kaplamış.
Hala müze olarak kullanılan bu şaheserin camii olarak açılışını görmek istiyoruz. Çünkü Ayasofya bizim.
Minarelerinde Mimar Sinan’ın alın teri, mahfillerinde Abdulmecid’in emaneti var.
Allah, Muhammed, ve dört halife efendimizin ism-i şeriflerini nakış nakış işleyen, Kazasker Mustafa Efendinin el emeği var.
Barok usulünün en nadide örneği olan şadırvanında, sıbyan mektebinde, imaretinde  1. Mahmud’unuykusuz geçirdiği geceleri var.
Fikri, zikri, emeği var. Biz bizim olanı istiyoruz. Ayasofya secdelere hasret. Alınlar bu mübarek mabede…
Bu mabed Fatih Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’u fethi ile hürriyetine kavuşmuştur. Vuslatı bitmiştir. Ancak 1934 senesinde alınan kararlar ile Müslümanlar ile Ayasofya arasında tekrar bir sıla olmuştur.
Artık yeter.
İmparatorluğun gözbebeği Ayasofya hürriyetine kavuşturulmalıdır.
Baharın neşesi şadırvanda alınan abdestlere karışmalı. Avlusunda çocuklar cıvıldamalı. Aksakallı dedelerimiz koşarak cemaate yetişmelidirler.
Yıllardır bu mübarek camiinin izzeti ayaklar altına alınmakta. Abdestli ayaklar yerine kirli ayakkabılarla girilmektedir.
Bir Müslüman olarak yüreğimin sızısıyla Ayasofya’ya kavuşmayı arzuluyorum. Fatih’in göz nuru olan Ayasofya’ya yakışıksız şekillerde girilmesini kabullenemiyorum.
Biz bizim olanı korumayı kutsal emanetleri korumak için Medine müdafaası yapan çöl aslanı Fahreddin paşadan öğrendik. Bizler onun evlatları olarak Sayın Cumhurbaşkanımızdan sadece emanetimizi korumayı istiyoruz. 
Saygılar…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?