BATMAN’DA EKONOMİ ÇÖKÜYOR MU?

05-10-2015

-Batman sevdalısı ve Gazetemizin İmtiyaz Sahibi Ercan Atay ile yaptığım sohbetten esinlenerekkaleme alınmışbir yazıdır

İş olmadan aş olmuyor, aş olmayınca huzur da olmuyor.

Aşın ve huzurun olmadığı, olmayacağı yerde ne olabilir? Ne beklenir ki… Alarm veren işsizliğin, huzursuz bir piyasanın çalkantılı hallerine?

Sayın Bakan Şimşek bu gibi özel durumlarda yağmur gibi yağmazsa, gürlemenin bulutlu havaların sıkıntıdan başka bir anlamı var mı?

Batman’ın ekonomisine el atmak çok mu zor? Hiç olmasa hayatı yaşanır hale getirmek, istihdamı arttırmak, piyasayı rantabıl hale getirmek teşvikleri devam ettirmek?

Bölgenin özel durumundan ötürü oraya özel olarak eğilmek istenilirse kapalı kapılar açılabilir, Batman ve halkı, esnafı ve işadamları rahatlatılabilir ama istenirse…

Bunu yapmak için de yiğit, lider, halk sever, fedakâr ve cesur olmak gerekir. Biatçi olmamak gerekir.

Batman Sonsöz Gazetesineİşsizlik şehri Batman” isimli bir makale ile başlamıştım. Daha sonra çeşitli konularla devam ettim. Siyaset, edebiyat, sanat vs. bilgim görgümce…

Gelinen nokta an itibariyle kan emen vampirle ruh ve davranış ikizi görünüm sergileyen bankalar, efendilerinden nasıl bir komut almışlarsa asli görevleri güya piyasayı canlandırmak olan mudilerinin refah ve konforunu yükseltmek, hak ve hukuklarını savunmak gibi ödevleri olduğu halde, kan emen vampirin adeta ruh ikizi olan bu kurumlar ya da kurumsal kurum olamayan paraperestler, vatandaşa her türlü zorluğu, bürokrasiyi, çıkmaz sokakları direttikçe diretiyorlar. 

Batman’daki vekil ve vekil adayları da buna seyirci kalıyorlarsa vay Batmanlıların haline... Ama şunu bilmeliler ki Perşembenin bir de Cuması var. Zaman ve olaylar gün gelir pozisyonlarda değişiklikler olur.

Reddeden bu bankalar, vatandaşı çıldırtma noktasına getirdiği gibi yine aynı insanların ayaklarına gidip el pençe durup ellerini öpüp saygılarını sunacakları günler de olacaktır. Siyasal iktidara yaranmak için muhtemelen onlardan aldıkları emir ve direktiflerle yalnız Batman değil tüm Güneydoğu aynı “iklimi” havayı soluyor.

Aynı dertlerden yakınıyor. Bu zoru nasıl başardın ey muhterem Davutoğlu? “Madalya hak ediyorsun o yörenin insanlara çektirdiğinden dolayı” demek geliyor içimden.

Utanmadan kardeşlikten huzurdan bir de demokrasiden dem vuruyorlar.

Bir Güneydoğulu vatandaş olarak Batman doğumlu biri olarak canım acıyor. İçim burkuldu. Eşkıya yapsa gam yemem: Yunanlar yapsa düşmandan ne beklenir ki sineye çeker geçerim. Ama siyasal iktidar ve yardakçılarının, akıllarınca “biz olmazsak olmaz” dercesine bu çıkmazları, bu yapay ve suni emrivaki piyasaları dondurması, küçültmesi ve set koyması akıl işi değil.

Bu olsa olsa günah tablosu olur. Büyük bir vebal olur. Altından kalkılmaz bu vebalin, bu günahın… Biz İstanbul da yaşıyorken bu acıları, ekonominin geldiği ya da getirildiği çökme noktasını yaşamıyor ancak tahmin edebiliyoruz. Tahminle yaşamak elbette ki asla aynı psikoloji ve etkide değil, olamaz da.

Seçim hükümeti ne iş yapar? Niçin yapar? Neler yapmaz? Kendilerinden beklenen icraatlar nelerdir?

Çöken bir ekonomi, kapanan kepenkler iflas eden esnaf… Gırtlağa kadar borca giren ve daha da çıkmaza giren kitlelerin Türkiye’ye mevcut hükümet ile ekonomiye ne yararı olabilir ki? Eğer bu bir intikam rövanşı ise, yağcılık ve yaranma güdüsü ise, yapanlar ve yapılanlar unutulmaz.

Dalga boyu büyür, domino etkisi yapar. Nefret nefreti, kin kini, beraberinde doğurur ve büyütür.

Yapanların yanına kalmaz. Tarih bu negatif örneklerle dolu.

 

Bu siyasi aktörlerin oyunları, tuzakları olan ve toplum mühendisliği projeleri yıldırma ve biate zorlama taktik ve hesapları ne kadar sinsi olursa olsun kâinatın sahibi yüce Allah’ın hesapları çok daha adil, ince ve hakkaniyet doludur. O rahman ve rahimdir. Aynı zamanda kahhar ve celildir. Göreceğiz, görecekler. Ahirette mutlak doğrular var, yağcılar ve yardakçılar yok. Bu böyle biline ve ona göre tez hatalardan dönüle.

1 Kasım 2015 günü sandık önümüze geldiğinde bunun hesabı ve hesapları sorulur, mutlaka sorulur, hem yasal olarak hem de yapanları yolcu ederek sorulur.

An olur, gün olur, bu aktörler de tarihin tozlu ve antik raflarında yerlerini alırlar. Yaptıkları ve yapmadıklarıyla anılırlar, zamanı geldiğinde hesap verirler.

Kalın huzurlu, sabırlı, inançlı kararlı olarak siz Batmanlı hemşerilerim ve değerli saygın Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?