BATMAN VE NOSTAJİ

BATMAN VE NOSTAJİ
13-10-2021

Batman benim için bir aşktan da ötedir.

Nereye gitsem gideyim özlemini içimde his ettiğim bir şehirdir Batman.

Memleketim.

Henüz çocuktum, gazozu içemezdik ama gazoz kapakları benim için bir oyuncaktı.

Kah arkadaşlarla kapama oynar, kah tren raylarına dizer, yatsı hale getirir başka bir oyuna hazırlardım o içemediğim gazozların kapaklarını.

Olabildiğince arkadaşım vardı; kah mahalleden, kah arka mahalleden ve tabi iki okuldan.

Oyunların biri biter biri başlardı ne yalan atayım topunuz yoktu, işimiz gündüz topaç çevirmek, bilye oynamak, uçurtma yapmak, bolca sohbet etmek, gecede tabi ki saklambaç oyununu bırakmak öyle iyi saklanırdık ki ebe olanın işi pekte kolay değildi.

Evler bir birine bitişik, bahçe duvarı bitişik, damlar birbirine yakın, biz komşu değil adeta kardeştik.

Gün geceye varınca damlar bembeyaz çarşaflara bürünür, balkonlarda büyükler çoktan sohbete dalmış, çaylar kahveler içiliyordu, konuşulanların hepsi birer nasihat, bilgi ve tecrübe geleceğe dair kimsenin pek endişesi yoktu, zira yardımlaşma o kadar güçlüydü ki, kimse kimseyi hele komşusunu aç yatırmazdı.

Para ise para altın ise altın senet yok sepet yok güven var.

İnsanlar güvenlerini kaybetmemek için mücadele ederdi, verilen söz ne olursa olsun yerine getirilirdi.  

Batman, benim memleketim.

Batman’da yaşayanların dini, ırkı, nereden geldiği önemli değildi, bir çoğu zaten TPAO’da çalışıyordu, herkes sendikalı ve herkes bir birini tanıdı.

Saygı ve sevgi her şeyden önemliydi, bize de bu öğretilirdi ve biz bu dersi doğuştan alırdık adeta, herkesin saygınlığı ayrı, ayrı öğretilir uzak durulacak kişiler gösterilir, kahveye alınmazdık, sigara asla bize aldırılmazdı, kötü söz konuşulmaz kısacası bizi adeta büyükler kollardı.

Taziye varsa mahallemizde radyo kapanır, TV’de kapanır, adeta bütün mahalle yas tutardı.

Her mahalleden insanlar gelir ellerinde yemekler, çay, şekerler, taziye sahibi asla yalnız kaderine terk edilmezdi.

Taziyeyi Batman sırtardı adeta.

Batman benim memleketim.

Düğün dernekte aynı yardımlaşma ile gerçekleşir, kazanlar kurulur yemekler pişirilir, halaylar çekilir, takılar en küçüğü Reşat altın, düğüne her gelen takısı ile gelir, düğün evi bir yardım evine dönüşür eğlenilir,  evlendirilirdi yuva kuran gençler.

Hele Ramazan ayı gelince herkesi bir heyecan sarardı, 30 gün oruç ardından bayram, bu yeni giysiler, ayakkabılar, harçlık ve şeker anlamına geliyordu benim ve tüm çocuklar için ramazan iftarında annemiz yaptığı yemeğin bir tabağını doldurur, elime tuturulur, bu komşu hakkı derdi, al götür kokusu gitmiştir mutlaka, komşunun kapısını çalar dolu tabağı uzatınca bekle derlerdi, tabağın içini boşaltır, kendi yaptıkları yemekten doldurur selametle eve yolarlardı yani boş tabak asla yollanmazdı.

Batman memleketim benim.

(Devamı Yarın)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?