BİTER Mİ, BİTER Mİ ACILAR?

20-04-2018

Acılar,acılar,acılar çekiyorum...Acılarla sohbet eyliyor...

Acılarla yoldaş uçuyorum...

Kimi zaman özgürlüklere kimi zaman diplere…

Dipler dostum, özgürlükler yitirilmişliğim.

Acılarla yüzüyorum Yunus' a...

Acılarla büyüyorum...

Acılarla seviniyorum...Acılar künyemiz acılar utanç duvarımız...Acılar vazgeçilmezimiz....Acılar insanlık dışımız.Hepimiz acılar çekiyoruz bir yerlerde birbirimizden habersiz çırılçıplak ve birbirimizden yapayalnız...

Sanma sadece  ben aptallığımdan, fakirliğimden çekiyorum ve sadece ben çekeceğim bu acıları…

Sen de çekeceksin acılar ve hem de en onulmaz yarası olanlarından..

Ve dahi en yarasa olan acılardan...Güzel de olsan çirkin de olsan,  zeki de olsan aptal da olsan,fakir de olsan zengin de olsan acılar çekecek acılarla büyüyeceksin.Basiretsizliğimizin, suskunluğumuzun,binbir yüzlülüğümüzün,küçük ihtiraslarımızın ve korkularda destan yazışımızın ortak adıydı oysa acılar...

Acılardan bir çukur kazmadıkça ve o çukuru acılarla doldurmadıkça mutlu olamazsın dostum..Bu acılar mutluluğa doğum…

Bu acılar Mutluluk Doğum sancıları…

Doğum sancıları çekiyorum...

Evet doğum sancıları...

Aşk sancıları...

Her şeye yeniden başlıyorum yeniden...

Temizlenerek beyaz acılar çekerek...

Acı acı büyüyerek...

Çiçekler açarak acılara...

Gökkuşağından acılarda seni severek...

Doğum sancıları çekiyorsun dostum…

Doğum sancıları çekiyoruz...

Söyle  onlara acılar çok büyük çok derin lakin unutmasınlar başarı başarısızlıktan çok kötü ve daha tehlikeli dostum...

Bunlar aşk sancıları ama onlar görmezler işitmezler ve hissetmezler...

Sadece yenildiğimizi zannediyorlar oysa biz yenilgi yenilgi büyüyoruz...

Söyle onlara korkmasınlar hiç...

Bırak onları zafer naraları atsınlar...

Söyle onlara kaybedecek hiçbir şeyimiz yok derken bile kendilerini kaybediyorlar ya, henüz farkında değiller kaybedilecek en büyük şeyin aslında insanlık olduğunu fark etmiyorlar...

ve onlar insanlıklarını kaybettiler onurlarını haysiyetlerini şereflice yaşamayı...

Biz acılar içinde boğulduk acılarda çiçekler büyüttük…

Onlar onurlarını hayalleri için, küçük bir koltuk için, küçük bir makam için, iki kişi fazla beğensin diye sanal alemde/tv’lerde/radyolarda, küçücük bir menfaat için ve üç kuruş için sattılar...

Öyleyse söyleyin onlara ağlamasınlar sızlamasınlar.

Onlar kendi lanetlerini yaşıyorlar kendi küçük kedi  intraslarının bedelini en ağır şekile rezilce ve aşağılıkça ödüyorlar...

Biz onlara defalarca söylemiştik...

Küçük, küçücük acılara sabredin, şükredin...

Sabredin ki küçük acılar büyük acılara devşirilmesin…

Siz sattıkça ruhunuzu nokta menfaatler için ve canlar acıttıkça daha büyük acıların geleceği günler için sabredin.

Bir de unutma her acının da bir rengi var.

Kimisi pembe, kimisi mavi, kimisi turuncu, kimisi mor…

Gökkuşağının her renginden acılar var ve herkesin acısının kendi rengi var...

Bizimkisi beyaz acılar, mutluluğa doğum yapan…

Sizinkisi lanetli siyah acılar, lanetler içinde lanetlere gebe acılar...

Biz hayallerimiz için ne ruhumuzu ne bedenimizi ne kalbimizi ne de beynimizi satmadık ve satmayacağız.

..Yılmaz Güney'in dediği gibi:hayallerimiz vardı;lakin onurumuzu satmadık......

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?