Bu acının tarifi olmaz…

Bu acının tarifi olmaz…
15-02-2023

Evet…

Deprem çaresizliktir.

Deprem yıkımdır.

Deprem afettir.

Deprem acı ve gözyaşıdır, ölümdür, karanlıktır, soğuktur.

Deprem umutsuzluktur.

Deprem açlıktır, yokluktur.

Hiç kimse, bırakın yarın ne olacağını bir saniye sonra ne olacağını bilemez. ‘gaybı yalnız Allah bilir” sadak.

Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.

***

Sevgili okurlarım,

Adıyaman ilinde 6 gazeteci arkadaşımızın depremde vefat etmesi, ailelerine ve Adıyaman Gazeteciler Derneği Başkanı Zeki Dışkaya’ya başsağlığı dilemek için Güneydoğu Gazeteciler Federasyonu başkanları ile Bölgede gözlemleri yapmak için Diyarbakır’a ve Adıyaman’a gittik.

Öyle televizyon başında oturup izlemekle enkazları görmek arasında dünyalar kadar fark var.

Depremin şiddeti daha yeni yeni hissediliyor sevgili okurlar.

Adıyaman’da gördüğüm manzarayı kelimelerle anlatamam.

Sözün bittiği yerdeyiz derler ya. Aynı öyle.

Ama şunu belireyim ki, insanlık ölmemiş.

Adıyaman’da 02 plakadan çok Türkiye’nin her yerinden gelen araç plakalarını ve insanları gördüm.

TPAO Adıyaman bölge müdürlüğüne gittik.

Bölge müdürlüğü resmen şantiye ve toplanma alanına dönmüş.

TPAO Batman Bölge Müdürü Mustafa Demir’in saç sakal karışmış, yorgun ama bir o kadar heycanlı çalışmasını gördüm.

Karadenizli olan TPAO Genel Müdürü Melikhan Bilgin’in yaptıklarını ve verdiği talimatları duyunca duygulanmamak elde değildi.

TPAO’nun Adıyaman’a ve bölgeye yaptıklarını buradan yazmaya kalksam sayfalar yetmez.

Sözün özü, Allah, TPAO ve çalışanlarına zeval vermesin.

***

Sevgili okurlar, izlenimlerimi günü geldikçe sizlerle paylaşacağım.

5 Şubat tarihinde, her şey gül gülistanlıktı, insanlar gelecek için hesaplar yapıyordu, umutları vardı, sevdikleri, hayalleri ve beklentileri…

Ama ne oldu?

Büyük bir felaketle uyandık!

Şimdilerde kimse gülemiyor, kimse mutlu olamıyor, güneş parıltısını kaybetmiş ıssız bir karanlıktayız gibi.

Akrabasını, yakınını kaybetmeyen neredeyse yok.

İçimizde büyük bir hüzün ve tarifi olmayan bir acı var.

İçimiz kan ağlıyor, ciğerimiz yanıyor, yüreğimiz paramparça…

Tarifi na mümkün bir acı…

Ah be dünya bu kadar mı acımazsız olacaktın?

İnsanları bu kadar gözyaşına neden boğdun?

Ey kader bu kadar içimizi yakman mı gerekiyordu?

Biz ne yaptık Allah’ım bu acıyı bize yaşattın?

Peki, İbret alabilecek miyiz?

Bilemem ama bildiğim bir tek gerçek varsa o da; yarın hiç bir şey olmamış gibi davranacağız, her şeyi yine unutacağız!

Belediyeler yine imar alanları açma yarışına girecekler.

Bina ruhsatları rüşvet karşılığı verilecek.

Kaçak binalar yapılacak.

Çok katlı binalara imar izni verilecek.

Deprem yönetmelikleri yine kağıt üzerinde kalacak.

Yine vergiler alınacak, yol yapımlarına harcanacak.

İmar affı gelecek ve bunu gururla anlatıp, seçim yatırımı olarak kullanacaklar.

Ve yine çürük binalar yapılacak, alçak Müteahhitler çoğalacak.

Türkiye’de en kolay meslek yine Müteahhitlik olacak.

Vergi levhası olmaksızın yapılan tek meslek ‘Müteahhitlik’ ve bu meslek yine ülkemizin en prestijli mesleği olacak, onca insanlar vefat etti ve onca yıkım oldu ana maalesef ülkemizde değişen hiç bir şey olmayacak!

Acı değil mi?

Acı olduğu kadar da ibretlik mes’eleler.

Güzelim ülkemi felakete götüren ihmaller yine olacak yine, yine ve yineee…

Ya depremden sonra olanlar…

Hep birlikte hayretle olan bitenleri izliyoruz.

Gerçeklerin örtbas edilmesi için yarışanlar mı dersin, derdini anlatanlardan kaçan basın mensuplarını mı dersin, protokolde önde yer alma yarışına giren bakanları mı dersin, korkunç afete “hava civa” deme basiretsizliğini gösteren gazeteciye mi dersin, para yardımı için hala güvenilir bir kurum bulunamamasını mı dersin? 

Ne derseniz deyin ama bu işin kesinlikle kontrol edilmediğini söylemek mümkün.

Neden böyle oldu?

Tartışılır tartışılmadına da o zemin de Türkiye de yok artık.

Ne zaman olur bilinmez ana Türkiye artık bunları kaldıramaz.

Basın alabildiğince özgür olacak, aba altından sopa gösterilmeyecek, gazeteciler tutuklanmayacak, gazeteler kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya bırakılmayacak ve hukuk bağımsız olacak. İşte o zaman hakikatler ve doğrular bulunabilecek. Şovmenler ile liyakat sahibi insanlar ayırt edilebilecek.

Ülkemize yazık oluyor ama bir zaman gelecek halkın gücü ortaya çıkacak öyle bir ortaya çıkacak ki yer küre nasıl bu deprem ile sarsıldı aynen öyle sarsılacak ve sorumlular kimler ise bu halka hesap çevrecek.

Ve Deprem karanlık sessizliğin içinden gelen, kulaklarımızı sağır eden acı bir çığlıktır!

Tek dayanağımız ise yüce Yaradandır.

Allah bir daha böyle bir acı hiç kimselere yaşatmasın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?