CAN SIKINTISI

25-06-2019

Bu çağın en büyük hastalıklarından biri kesinlikle can sıkıntısı. 
Küçükten büyüğe herkes bunu yaşıyor. 
Can sıkıntısından dolayı sokaklara tiyatroya, kafeye piknik yerlerine gidiliyor. Her fırsatta herkes kendini evden dışarıya atıyor. Dört duvar arasında kalmamak için adeta kaçıyorlar.
Modern şehir anlayışında can sıkıntısının adı değişmiştir. Aşk bir arzu; kin bir hevestir. 
Modern şehir hayatında akraba vefalı dost yoktur. Onların yerini banknotlar almıştır.
...
Gelin şimdi işçilerin dünyasını ele alalım. 
Haftanın altı günü sabah 8 akşam 19.00-20.00 ye kadar hiç durmadan çalışırlar. Fabrika sahibi büyümek ve sektörde lider olmak için biraz çok ücret vaat eder. İşçiler de kendilerini parçalayarak, didinerek hayallerindeki parayı kazanabilmek için daha fazla çalışırlar. Zevk düşkünü olanlar, hafta sonu gelince kazandıkları parayı “Bir günün beyliği, beyliktir” deyip piknikte, alışverişte, kahvehanede harcarlar. İşçinin dünyası bu şekilde tekerrür eder. İşveren ve yatırımcı ise en güzel en pahalı şehirlerde zamanını  iradesini düzgün kullanarak eşine, çocuklarına, evine sinemaya, Allah’a karşı olan vazifesini yapmaya çalışır, hepsine birden yetişmesinin sırrına ere ve mutlu olur. Hiçbir şeye tasalanmaz. Daima ilerler.
...
Bir de sanatçıların dünyası vardır. Sanatçılarda gelecek kaygısını, “Ben ne olacağım?” Perişanlığını görürüz. Bir şeyler yapmak için çırpınırlar. Hayallerine yetişememe korkusuyla yaşarlar, bu yüzden harap olurlar. Bir yandan da zevke susamış haldedirler. Tembellikle boşa geçen zamanı doldurmak isterler. Şöhret, lüks, sanat, popular olma para kazanma gibi beyhude bir hayal peşinde koşar dururlar.
Bunların dışında yüksek sosyete dediğimiz ayrı bir grup vardır. Elit çevre dediğimiz bu insanlar kibrin, gururun, bencilliğin etkisiyle sararıp solmuşlardır. Aralarında bir damla samimiyet bulamazsınız. Bu da zevk peşinde koşanların can sıkıntısıyla karşılaşmasıdır. Bu tesirin yok olmaması için, maddi ve manevi bir ölümle karşılaşmamak için can sıkıntısı yaşarlar.
Gördüğünüz gibi can sıkıntısı, hayatın her alanında yaşanan bir hastalıktır.
Bunun üstesinden gelmek için yapılması gereken, ama zor olan olumlu düşünmeye çalışmak, ruhu sevinçli tutabilmektir. Yoksa can sıkıntısı hiç geçmez, her zaman bizimle olur. Para, mevki vb. Peşinde değil de en büyük hazine olan bilginin, ilmin peşinde koşmak gerekir. Akıllılık iki doğrudan en doğrusunu seçmektir. Aklın ve becerin varsa yaşadığın yerde bir alim ve arif bul. 
En büyük cevher budur.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?