ÇOCUĞUNUZ TEKNOLOJİ BAĞIMLISI MI?

20-02-2020

Modern çağımızın değişmez bir parçası olan teknolojiyi kullanmakla ilgili hepimiz bazı problemler yaşıyoruz. 
Hayatımızın her alanına giren teknolojik aletler o kadar küçüldü ki her an yanımızda bulunduruyor ve onlardan bir an olsun ayrılamıyoruz. 
Hayatımızı kolaylaştıran bir etken haline gelen teknolojik aletler, her ne kadar doğru veya yanlış bilgiye çok hızlı şekilde ulaşmamıza imkan tanısa da telefon, tablet, bilgisayar, oyun konsolları gibi teknolojik aletler çocuklarımız için bazen bağımlılık haline gelebiliyor.
Yetişkinler olarak neyin yararlı neyin de zararlı olduğunu biliyoruz.
Kendi hayatımızı yönetip yönlendirebiliyoruz.
Fakat bunu anlayamayan yarınlarımız olan çocuklarımızı ne kadar kontrol edebiliyoruz? 
Teknolojinin faydaları olduğu gibi bağımlılık yaratacak ölçüde, zararları yönleri de var bu olumsuzlukların çocuklarımız üzerinde yarattığı etkiyi düşünebiliyor muyuz? 
Çocuklar, 3 yaşına kadar dikkat becerilerini, sembolik ve bellek gelişimini tam anlamıyla tamamlayamadığından, ekran aracılığıyla gelen bilgiyi 3 boyutlu olarak algılayamazlar. 
Bu dönemde anne ve babaların çocuklarıyla oyunlar oynaması, masallar anlatıp hikâyeler okuması, iletişim kurması gerekir. 
Çocuğun teknolojiyle erken yaşta tanışması ve yalnız başına bırakılmasının gelişim geriliklerine sebep olduğu bilimsel olarak da ispatlanmıştır. 
Çocuklarımız; ileride gündelik hayatındaki uyumda karşılaştığı iletişim sorunlarından dolayı empati kurmakta sıkıntı yaşayabilirler. 
Elektronik ve haberleşme mezunu olarak belirtmeliyim ki elektro manyetik gürültünün çocuklarımızın küçük bedenlerine sağladığı zararlar yetişkin bir bireyin bedenine sağladığı zararlardan kat be kat fazlasıdır.
Özellikle 3–6 yaş arası dönemde teknoloji kullanımı mutlaka ve mutlaka ebeveyn eşliğinde günde en fazla 20-30 dakikayla sınırlı olmalıdır.
Farklı zamanlarda teyzelerime, dayılarıma ve akrabalarımıza ziyaretlerim esnasında çok karşılaştığım bir durum da şöyle ki sürekli bir şekilde çocuklarının ellerinde telefon oluyor ve anne babaları sırf sessiz dursun diye en kolay yola başvuruyorlar. 
Beni görür görmez “abi telefonunda oyun var mı?” gibi sorular soruyorlar. 
Ben bu durumu fırsata çevirip aslında "her fikir bir oyundur" diyerek çocuklar ile somut oyunlar oynamaya, kişiliğini keşfetmeye, zekâsını ilerletebileceği ve kendini ifade edebileceği daha önemlisi özgüven sahibi olabileceği şekilde onların önünü açmaya çalışıyorum. 
Onlar ile bir büyük insanmış gibi konuşuyor, göz seviyelerinde iletişim kuruyorum. 
Bizler farkında olmasak da aileleri tarafından istemsizce telefona, bilgisayara mahkûm edilmiş.
İletişimsiz uzunca bir süreç geçiren çocuklarda kelimeleri doğru telefuz edememe, kalıp kelimeler dışında düzgün konuşamama görülüyor. 
Kendi içlerine kapanarak, öğrenme sürecini bırakma gibi sorunlar oluşuyor. 
Unutmamalıyız ki çocuklar da yetişkinler gibidir.
Hani bazen insan konuşacak birilerini arar da içini dökmek ister. 
Hislerini, duygu ve düşüncelerini aktarmak ister.
İşte teknoloji bağımlısı olan çocuklar bu hislerini dışarıya ödemiyor, bunu yapmaya çalışsa da aktarması sorunlar yaşıyorlar.
Çünkü bir başkasıyla geçmişte nadiren iletişim kurmuş oluyorlar ve toplum içinde nasıl davranacağını bilmiyorlar. 
Konuşmalarında ki bozukluk nedeni ile de anlatacağını ya eksik anlatıyorlar veyahut karşıya aktaramıyorlar.
Çünkü karşısındaki kişi onu anlamıyor veya zorlanıyor hani bazen çocuklar da hırçınlık, depresif tavırlar, içine kapanıklık, davranış bozuklukları görüyoruz ya bunlar teknoloji bağımlılığı ve iletişimsizlik sonucunda ortaya çıkan davranışlar olabilir.
Onları tek ve yalnız bıraktıkça telefondan veya tabletten izlediği videolardaki ona göre kahramanları benimsiyor ve onlar gibi davranmaya çalışıyorlar. 
Özellikle şiddet içerikli oyunlarda oynadıkları tehlikeli sahneleri sanal ve gerçek arasındaki ince çizgide ayıramayabiliyorlar ve gerçekleştirmeye çalışabiliyorlar. 
Ufak bir örnekle sosyal medyada kimyasal maddeleri karıştırarak deney yapan birisinin yaptıklarını taklit ederken gerçekleşebilecek birçok kötü durum oluşabilir. 
Bunun sorumluluğu onların değil bizlerin olacaktır. 
Çocukların eline sürekli telefon tutuştururken bir kez daha düşünün! 
Onlar bizim geleceğimiz ve onları teknolojinin faydalı taraflarına yönlendirmemiz gerekir.
ebeveyn denetimi yaparak planlı şekilde ve faydalı oyunlar ile büyütmeli sanal alemden çok gerçek Dünyanın güzelliklerini paylaşmayı, en önemlisi hayatı öğretmeliyiz. 
Öncelikle anne ve babaların sonra da tüm toplumun bu hususlara dikkat etmesi temennisiyle. 
Tüm çocuklarımızın gözlerinden öperim. 
Sağlıcakla kalın... 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?