DEMOKRASİ…

18-07-2016

Demokrasi; eşitliktir.

Demokrasi; özgürlüktür.

Demokrasi, insana değerdir.

Demokrasi; devlet kültürüne sadakattir.

Demokrasi; hukukun gereklerine mutlak şekilde itaattir.

Demokrasi; insana ve insan haklarına uygun ilkeli yönetim tarzını benimsemektir.

Demokrasi; cumhuriyetin güler yüzlü çocuğudur. Cumhuriyet ise kendisinden gayrı kalan herkesin kendisi gibi yaşamasını isteyen ilkeli insanların inandığı sistemdir.

Hukuk; cumhuriyeti benimseyen, demokrasiyi özümseyen halkın yaşam standartlarını anayasaya göre denetleyen ve güvence altına alan kurallar bütününe verilen addır.

İktidar; cumhuriyet sistemlerinde çoğunluğun tercihi ile demokrasinin işlerliği yetkisini belli bir süre zarfında hukuk ve anayasaya mutlak bağlı şekilde, sürdürme ile yetkili kılınan yasama gücüdür.

Muhalefet; devleti yönetenleri, denetleme konusunda halk tarafından yetkilendirilen ve arz ettiği önem açısından oldukça değerli olan bir denetim sistemidir.

İnsan ise bütün tanımlamış olduklarımın, var oluş sebebidir. Yani aslında başka bir açıdan bakılırsa, bütün her şey insan daha iyi yaşasın içindir.

Bir başka yönüyle, bahsettiklerim insan ölmesinin. İnsan tarafından gayretleridir.

Cumhuriyet, demokrasi, hukuk, sosyal devlet, eşitlik, parlamenter sistem, anayasa, bir bütün olarak ilkeli bir insan yaşamı için düşünülmüş, tasarlanmış ve dizayn edilmişlerdir.

Ülkesel olarak düşündüren ve açıkçası endişelendiren, zor bir geceye şahit olduk.

Acıma duygusu ile yitirilişini izlediğimiz canların yitirişine engel olamamanın üzüntüsünü, neden yitirildiklerinin tam anlamlandırılmamanın şaşkınlığını yaşadık.

Askeri Darbelerden ciddi anlamda çok çeken bir neslin torunları olarak, demokrasiden yana düşündük ve bu şekilde tavır aldık.

Milletçe, ülke de yaşananlara aynı tepkileri vermiş olsak ta, yaşanan duruma sebepler konusunda, ortak bir anlam çıkartamamanın ayrıca ileriye daha farklı acılar yaşanabileceği tedirginliğine kapıldık.

Bundan birkaç zaman önce hatırlarsınız, Fransa da yaşanan bir terör saldırısı oldu.

Ülkede ve dünyada bu saldıraya karşın tek bir ses yükseldi.

Milletçe hep aynı şeye inandılar. Fransa'nın terör örgütüne olan operasyonlarına yönelik, terör örgütünün misillemesidir. Ortaya ortak bir görüş ve tek bir acı çıktı. Çözüm ürettiler. Şeffaf bir biçimde sonuca varmak için de gerekli tedbirler ile işe koyuldular.

Oysa bizim ülkemizde, sizinde dikkatinizi çekmiş olmalı, oluşan bütün durumlara yönelik çok yönlü fikirler mevcut. Yaşananları zamanın ortaya çıkaracağına inanılıyor…

Suçlu konusunda ciddi fikir farklılığı ve çokluğu ortada dolaşıyor.

Doğrusu oldukça düşündüren, hazin bir hal ile karşı karşıyayız. Ne olursa olsun bu ülke de birileri kazanırken, diğerlerinin kaybettiğini hissetmeyeceği şartları var etmeliyiz.

Maalesef bugüne kadar bunu başaramadık.

Mesela, demokrasi seçimlerinin sonucunda partilerin kaybettiğini hissetmesi doğal, ya oy verdiği parti iktidar olamayan halk neden kaybettiğini düşünür ve ciddi şekilde tedirgin olur. Esas olan şey, yani demokrasi, cumhuriyet, eşitlik, adalet, hukuk, insan hakları, bu ülke de anayasa ile güvence altında değil mi ki?

Gelen parti kim olursa olsun, devlet sistemine mutlak şekilde sadakat göstermek zorunda değil mi?

Eğer böyle ise birileri kazanırken, neden birileri kaybettiğini hissetsin ki? 

Bir Anayasa ile güvence altına alınmış cumhuriyet ile yönetilen devletlerde insanın doğru, haklı ve eşit yaşaması için en önemli husus olan hukuk sisteminde ki mantığımızı yitirirsek, insan öldüren katilin evladını da karısını da katil olmuşlar gibi bir yargılama ve cezalandırma gibi bir çılgınlık içerisine gireriz. Bu asla kabul edilemez.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?