DİJİTAL BAYRAMLARA MERHABA

21-05-2020

Merhaba, saygıdeğer okuyucularım. 
Bu hafta korona virüsün yayılmasını önlemek amacıyla alınan sokağa çıkma yasağının getirdiği zorunlu dijital bayrama değineceğiz. 
Bildiğiniz üzere devletimizin milletiyle birlikte aylardır mücadele ettiği korona virüs belasının sonlarına doğru giderken zirveyi geçtiğimiz haftalarda görmüştük fakat uzun uğraş ve çabalar sonucu bu belayı Allah'ın izniyle bitirmek üzereyiz. 
Buna tüm kalbimle inanıyorum.
*****
Her zaman büyüklerimiz "nerede o eski bayramlar" diyerek eski bayramların samimiyetine ve duygusuna özlem duyarlar. 
Fakat bazen öyle olaylar olur ki en yeni olan olaylar şöyle dursun eskiyi bile özlemle anarız. Şu an gelecekte kucaklaşabilmek için birbirimizden uzak durduğumuz gibi bazen büyük bir şey kazanmak için daha küçük şeylerden feragat etmemiz gerekir. 
İnsan yaşamı boyunca her zaman büyük mücadeleler içinde yaşamış ve bu mücadeleleri başarmaya çalışmıştır. 
Bazen savaşlar, doğal felaketler, virüsler salgın ve hastalıklar gibi olgularla savaşıp hayatta kalmayı başarmıştır. 
Fakat bu süreç tüm dünyayı derinden etkiledi. 
Hiç düşündünüz mü? Sadece bir buçuk milyar çocuk evde ve okuluna gidemiyor. 
Ülkemizde ise önemli bir yere sahip olan dini ve resmi bayramlarımız maalesef bu seferlik evden buruk bir şekilde kutlanacak. 
Doğal olarak bu duruma üzülen büyüklerimiz, çocuklarımız, gençlerimiz olacaktır. 
Fakat yapmamız gerekenler, aslında karalar bağlamak değil, durumu fırsata çevirmek. 
Geçen günlerde bir rapor açıklandı. 
Evden çalışan firmalar bundan sonra da evden çalışmanın devamına yönelik tasarruflarına devam edeceklerini açıklamışlar. 
Çünkü evden çalışan personel hem fiziksel olarak şirkete elektrik, internet, su vb. Herhangi bir gider sağlatmaz iken aksine zamanı kendi istediği gibi daha verimli kullanarak şirketine katkı sağlaması bir yana, özgür hareket edebildiği için de iki tarafın lehine daha başarılı sonuçlar alıyor. 
"Her şeyde bir hayır vardır" deriz yıllardır. 
Bunu hiçbir zaman unutmayın. 
Yeniden doğmak için bile mutlaka bir ölüm süreci gereklidir. 
İmanın 6 şartından birisinde kadere iman etmemizi yüce Allah bizlere şart koşmuş. 
Bizler inanmış insanlarız. 
Ne olursa olsun her şeyin kontrol altında olduğunu bilmeliyiz. 
Milyarlarca gezegen milyarlarca galaksi ve kainat, nizam içersinde dönüyor. 
Elbette bu salgın da büyük resimde kontrol altındadır. 
Burada yüce rabbimizin görmemizi istediğimiz şey, alacağımız derslerin bütünüdür. 
Çünkü eski normalimiz aslında anormalliğin tam da kendisiydi. 
Şu an kartlar yeniden dağıtılıyor ve dünya fabrika ayarlarına bir kez daha dönüyor. 
Bundan sonra göreceksiniz; 
Saygı, sevgi, değer, sadakat kavramı yeniden gözden geçirilecek. 
Çünkü insanlar o kadar hızlı yaşayıp çabuk tüketiyordu ki arkasına bakmaya zaman bile bulamıyordu. İnsanlar uzun zaman sonra kendine dönük düşünmeye vakit buldular. 
Uzun zaman sonra insanlar kendilerine yatırım yapar oldular. 

Farkındaysanız herkes arayış içinde olumlu bir şeyler yapmaya çalışıyor. 
Kimisi bilmediği yemekleri yapmayı öğrendi, kimisi tanımadığı dostlarını, ailesini baştan tanıdı, kimisi yeni etkili yönlerini keşfetti. 
Ama ne olursa olsun aslında zarar değil yarar oldu. 
Bayram konusunda da üzmeyin kendinizi. Bayram demek iletişim demekti değil mi? 
Sonuç olarak sevdiklerimizin evlerine gider iletişim kurardık. 
Yine yaparız! 
Hiç sorun etmeyin. Arayın görüntülü görüşün, kutlayın, kucaklaşın. Evet kucaklaşın!.. Yanlış okumadınız ruhunuz ile kucaklaşın. 
İnsanın beden giydirilmiş ruhsal varlıklar olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. 
Hislerimiz aslında bizi biz yapar. 
Sevdiklerinizi, sevdiğinizi, sevildiğinizi hissedince zaten kalplerde iseniz o zaman gerçek manada sarılmış gibisinizdir. Yeter ki hissedin. 
Bazen birilerinin yanında olursunuz, hem de yüzlerce kişi hayatınızda olur. Ama kalben ve ruhen hiç orada değilsinizdir. Burada işte tam tersini uygulayın ve kalben orada olun. Ruhunuzu tanıyın, bedeninizi tanıyın, kendinizi keşfedin. 
Çünkü ruhunuz sınırsızdır ve bir beden ile asla sınırlandırılamaz. 
*****
Bayram demek, sevinç demek, mutluluk demek, huzur demektir. 
Şu an belki resmen bayram ama manevi olarak gerçek bayram bence bu virüsü yenince olacaktır. 

Bayram mutluluk, sevinç, huzur dedik ya işte tüm bu özel duyguları pandemiden sonraki gerçek hayatımızda yaşayacağız. 
Gerçek bayramın maddi olan değil manevi olduğunu bir kez daha anlamış olacağız. 
Lütfen güçlü olun ve kendinizi geliştirmeye devam edin. 
Kariyer koçum olan Nihal Efe Hocamın da güzel bir sözü oldu bu süreç ile ilgili. 
Demişti ki Fatih:"Hayat her zaman bir fırsat yaratır insana ve her zorluğun ardında da elbet büyük güzellikler vardır. 
Bu süreç içersinde nasıl bir ok yaydan çıkınca hızını onu ne kadar gerdiğimiz belirliyor ise kişi de kendini her ne kadar geliştiriyor ve geriyorsa, işte o kadar hızlı bir sıçramayı başarır. Havuzda bile en zirveye çıkmak için öncelikle dibe inip kendini yukarıya doğru itmek gerekiyor." 
Son olarak da kişisel gelişim Mentorüm Nesrin Fırat Hocam'ın dediği gibi "pembe hayallere dalmayacağız. 
Fakat ne olursa olsun bardağın dolu tarafından bakıp, hayata olumlu bakarak, çaba göstererek bir sıfır önde başlayacağız."
*****
Şimdiden başta değerli annem olmak üzere, ailem, dostlarım, akrabalarım ve sevenlerimin bayramını kutluyor, topluma ve evlerimize, mutluluk, bizlere sağlık ülkemize de huzur getirmesini temenni ediyor, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin de gözlerinden öpüyorum.
Bana ulaşabileceğiniz resmi Instagram adresim "fatiherdoganresmi"dir. 
Hepinize çok ama çok teşekkür ediyorum. 
Vakit ayırıp okuduğunuz için de ayrıca teşekkür ederim. Haftaya tekrar sevgiyle buluşmak dileğiyle, sizleri seviyorum. 
Allah'a emanet olun. Kalın sağlıcakla..

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?