Yapılacak olan yeni Anayasanın dindar içerikli olmasını ayakta alkışlıyorum.
Kişisel görüşüm o ki; beşeri yasalar zaman aşımına uğruyorlar, sık sık değiştirilme zorunluluğu söz konusu oluyor.
Beşeri yasaları hazırlayan fani, ölümlü ve beşeri olan insanoğlu zamana hâkim değil.
Oysa zaman Allah’ın yasalarını ve dini çürütmediği gibi aksine onaylıyor.
Objektif olarak düşünüldüğünde kâinatın yegane hâkimi, yaratıcısı ve sahibi olan Yüce Allah’ın yasaları var iken; yaradanın yasalarını hiçe sayıp yaradılanın yasa koyması ne kadar mantıklı olabilir ki?
Hiç felsefe yapmaksızın düz mantıkla yola çıkarsak din Allah’ındır. Yaradan hayat veren, hayat alan Yüce Allah tır.
Yüce Allah’ın yaratmış olduğu kullarla ve yaşam tarzıyla emir ve yasakları vardır.
Bu ilahi yasaları görmezden gelmek, onları yok saymak büyük bir gaflet ve büyük vebal değil mi?
Şu önemli ilkeyi bilmekte yarar vardır “Dinde zorlamaya yoktur”
Yeni Anayasanın dindar içerikli olması kişilere yani bireye karşı din ve ibadet dayatılarak zorlanamaz, zaten zorlansa dinin kurallarının dışına çıkılır.
Laikliği seçmek laik bir anayasa ile idare edildiğinde Allah’ın dini ve emirleri çiğnenmiş, pas geçilmiş olunmuyor mu?
Allah’ın yasaları, emir ve yasakları var iken Müslüman bile olmayan Allah’ın kullarının yasalarını laiklik yahut adı, şekli, içeriği ne olursa olsun insanlarının koyduğu, yazdığı yasaları niçin benimseyeyim ki? Buna mecbur muyum?
Seçme hürriyetim olmaksızın önüme getirilen ve idare edilmek zorunda kalındığım beşeri yasalar bir nevi zorlama değil mi?
İnsanların yasalarına, emir ve yasaklarına herkes uymayabilir, karşı çıkıp ihlal etmek isteyebilir nitekim rejimler değiştiriliyor, isyanlar oluyor birçok konuda sosyal infialler oluyor.
Oysa mutlak varlık, malikül mülk tek olan eşi ve benzeri olmayan her mahlûkatın yaratıcısı hayatın ve ölümün kadiri olan Allah’ın yasalarına kimler ve niçin karşı koysunlar ki?
Eleştirin, inceleyin ve en ince eleklerden geçirin… Allah’ın yasalarında eksiklik, hata yahut insana zarar verebilecek mikro bazda hatta nano bazda en ufak bir hata bulunabilir mi?
Siyasete alet edilmeyen belli makam ve mevkilerin tekelinde olmayacak kaynağını Yüce Kur’andan alacak olan dini bir anayasanın tüm insanlara hayır, bereket, sağlık ve inanılmaz faydalar getireceğine inanıyorum.
Din’de hak ve hukuk var. Sınıf ayrımı yok. Egemenlik yalnız ve yalnız Yüce Yaradanındır.
Böylesi bir anayasamız olmadı Cumhuriyet tarihinde.
Cumhuriyet tarihi gözlemlenip incelendiğinde her şey yolunda hatasız ve sınırsız mutluluklarla an itibariyle günümüze gelindiyse ne ala.
Oysa ihtilaller, işkenceler soygunlar, sosyal sosyoloji olarak bireye ve topluma yapılmayan kötülük ve zulümler kalmadı.
Sınıf ayrımları ekonomik çarpıklık zenginler ve fakirler de bu sınıflarda uçurumlar oluşuyorsa elbette ki ben Allahın emir ve yasaklarını ilahi adalet içerikli Anayasaya kalben, ruhen evet derim, diyorum da.
Hiç kimseler katılmazsa da bu da benim tercihim.
Gerisi cehalet, gaflet ve angarya diye bakıyorum. Yaradılış gayemiz unutulmamalı. Bizler bu dünya’ya tesadüfen ve turist olarak gelmedik, görüşündeyim.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.
