Türkiye ekonomide zor günler yaşıyor.
Sadece Türkiye değil bütün dünya sıkıntılı zamanlar yaşıyor.
Koronavirüs salgınının ciddi sonuçları olacaktı.
Küresel ekonomik krizin sinyalleri vardı ve oldu da.
Dünya Koronavirüs salgını boyunca ve hala tüketim çılgınlığının zirvesini yaşadı ve bu en çok gıda sektöründe hissedildi.
Üretim yok, tüketim çılgınlığı var, bunun tabi ki sonuçları olacaktı.
Küresel anlamda ekonomide daralma ve sıkıntı devam edecek.
Kimsenin elinde sihirli bir değnek yok.
Bu şartları kurtaracak ekonomi zekası yok.
Bu ülkede küresel ekonomik kriz öncesinde de ekonomi doğru yönetilmedi.
Ekonomide dönemlerinde başarı elde edildiğini söyleyen adamlarda ekonomiyi doğru yönetmemiş.
Bu ülkede ekonomi kur ve faiz üzerinden yönetilmiş.
Faizler yüksek kur düşük. Faiz düşünce de kur yükseldi.
Kurun düşük olması ekonominin iyi olduğunu göstermiyor.
Başka değişle dolar ekonomi için bir gösterge değil.
Faize gelince 2007'de ekonomi iyiydi diyenler var ama unuttukları bir şey var, o yıl bu ülke 32 milyar dolar sadece faiz borcu ödedi.
Ekonomik göstergeler bugün küresel olarak bir sorun ama siz bunu vatandaşa anlatamazsınız.
Vatandaş cebinden para eksilince pazarda markette kasapta fahiş fiyatları görünce hiçbir şeyi ona anlatamazsınız.
İki kere iki dört.
Çok basit bir denklem ekonomi kötü ve bunun tek sorumlusu iktidardır ama kimse yerine gelecek olanın ekonomiyi nasıl düzeltecekleri veya programlarını bilmiyor.
Ve zaten hali hazırda ittifak olan millet ittifakının ekonomide ortak bir programı yok.
Her partinin programı var ama hiç birinin programı çok reel ve çözüm içermiyor.
Türkiye'de siyaset için bir gün çok şey demek ben de diyorum ki bir saat bile çok şey demek.
2023 Genel seçimlerine daha çok zaman var.
Bekleyip göreceğiz.
