EKONOMİYİ REHABİLİTE ETMEK

23-03-2017

Sanırım şu an ekonomiyi rehabilite etmek ve rayına oturtmak, özellikle de çalışanların ücretlilerin ve her zaman yazdığım önemsediğim asgari ücretliler ile emeklilerin maddi sıkıntılarını gidermek, kişisel görüşüme göre 16 Nisan’da yapılacak referandumdan da çok daha acildir.

Neden mi? Hayat mola vermeksizin akıp gidiyor. Durdurulamaz ertelenemez. Yaşam stop eder mi?

Enflasyon siyasal iktidarın belirttiği ve açıkladığı rakamların çok üstünde bir seviyede olduğu halde düşük gösteriyorlar.

Zaten pazardaki fiyatlar bu realiteyi fazlasıyla ortaya koyuyor.

Sanırım yazdığım ve takipçisi olacağım bu “emergency” konumda olan bu acı realitenin farkında olmayan yok.

İktidarın dışında, ücretlilerin, asgari ücret alanların, emeklilerin aldıkları emekli maaşlarıyla bir lise öğrencisi bile doğru dürüst geçinemez.

İnanmayan ve bu tezimi desteklemeyip karşı çıkanlar varsa ki mutlaka iktidar yanlıları olaya objektif bir tarzla yaklaşmayıp deformasyona gidecekler bunu çok iyi biliyorum.

Öyleyse çıkıp pazar fiyatlarına vatandaşın alabildikleri ihtiyaçlarını miktar ve fiyat olarak incelesinler de görelim.

Ya da yakındığım ücret, maaşlarınca bir miktarı liseye giden çocuklarına verip onları yakın takibe alsınlar net olarak realite ortaya çıkar.

Kaldı ki bir lise öğrencisinin hiç bir sıkıntısı ve bakmakla yükümlü olduğu birileri de yok şahsından başka.

Aile reisi kira verecek, yol parası, mutfak gideri, elektrik su varsa doğal gaz faturası ailenin aylık geçimi v.s daha şimdiden tıkandım.

O minik rakamlarla ne yapılır? El insaf.

İnsanlar önce hayallerini kısıtladılar.

Hayal etmeyi bırakıp aldıkları o düşük aylıkları paralelinde zorunlu tasarrufa geçtiler.

Almak istediklerini değil de neler alabilecekleri konusunda plan ve program yapmaya başladılar.

Örneğin yıllarca iktisadi davranıp azıcık birikim yapabilmişlerse ve eski model 2.el bir otomobil mi alacaklar?

 En ucuzuna kaçıyorlar.

Araçta LPG var mı?  Yok mu?

Daha neler-neler? Aldıklarında da her gün kullanamıyorlar.

Varsa paraları kullanabiliyorlar.

Bandrol sigorta vergiler OGS veya HGS araç bakım ve muayenesi gibi kimsenin kale almadığı ama müthiş para harcamak zorunda kalınan giderler söz konusu oluyor.

****

Oysa siyasi figüranlar oy avcılığı yaparken vatandaşa ne tür pembe tablolar sergiledikleri vaat ettikleri ne tür kulağa hoş gelen ümit veren refah bir hayat tarzı yazıp çizdiklerini hepimiz biliyoruz, bilmekle kalmayıp onlara inanıyor ve o figüranları kendi ellerimizle oylarımızla inisiyatif de veriyoruz.

Onlarda yazık ki an itibariyle makale konusu olan ve yazma durumunda kaldığım bu sitem ve gerçeklerin mimarları baş aktörleri oluyorlar.

Gazeteci olmamız nedeniyle zaman-zaman vatandaşlarla sohbet ve durum tespiti düşünceleri geçim ve beklentileri konusunda sohbet soru cevap niteliğinde diyaloglara giriyoruz.

İnanın yazamayacağım ve yazmaktan sakındığım veya duyduğum cümlelerle karşılaştırıyorum tahmin edeceğiniz üzere.

Oysa siyasi iktidarın olmazsa olmazı asli görevi genel seçimler öncesi seçim meydanlarında seçmene vatandaşlara yani milli iradeye vermiş olduğu vaatlerini sözlerini yerine getirmekti.

Âlem ettiler kalem ettiler perdeyi sahneyi dekorları değiştirip olmazsa olmazı Referandum zorunluluğunu en ön sıraya koydular.

 Referandum bin yıl olmazsa ne olur?

 Hiç olmazsa ne olur hayat mı durur?

Veya olsa ne olur diyelim ki Referandum sonucunda “EVET” çıktı yahut tam tersi “HAYIR” çıktı.

Bu demektir mi ki her şey normale dönecek hayat cennet olacak Türkiye kalkınmış

Kaliteli bir ülke olacak, ekonomisi zirve yapacak sizler böyle bir olağanüstü kalkınmanın gelişimin olabileceğini zannediyor musunuz?

Hem böylesi bir ruh haliyle ve ekonomik tablolarla referanduma gitmenin önemini acili yetini inanın anlayabilmiş değilim anlayamam da anlaşılır gibi değil.

diye algılıyorum.

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Son söz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?