Irk, dili, dini, düşünceyi ve insanlık değerlerinden hiçbirini kapsamayan çevresel etkilerin ortaya çıkarmış olduğu ortak genetik ve fizyolojik karakteristik özellik taşıyan insanların ayırt edici karakterlerini ifade eder. Bu ortak karakteristik özellikler ise deri rengi, saç rengi, boy uzunluğu, vücut yapısı gibi fizyolojik olarak incelenebilen ve kan grubu gibi biyolojik incelenebilen özelliklerden ibarettir. Özetle ırk üzerinden bir kanıya varırken, bireyin fizyolojik ve biyolojik özellikleri hariç, diğer hiçbir fikri eylemi ırka bağlanamaz böyle bir kanı doğru kabul edilemez.
Irk yaratılışta ortak canlı grupları arasında çevresel etkilerden dolayı var olmuş bu farklılık insanlık arasında asla bir üstünlük kabul edilemez.
Nitekim Allah varlıklar arasındaki bu değişimi her varlığın kendi özünde yaratmıştır. Yani insan tek ırk olmadığı gibi, aynı şekilde hayvan ailesinden olan eşeklerde de yüzlerce ırk vardır. Bununla beraber bitkiler de kendi aralarında ırklara ayrılır.
Aslında dünya da zıtlıklar üzerinde kuruludur. İyiliği tamamlayan kötülük gibi yeryüzünde yaratılmış ırklarda varlıkların tamamlayıcısı niteliğindedirler. İnsanlığın önemi açısından ırk’a bakıldığında ise bu önemlilik derecesinin hayvanlarda olduğu gibi görülür. Yani eşeklerin bile sahip olmuş olduğu bir özelliğe sahip insanın bu özellik ile kendini diğer insanlardan üstün tutma halinin yorumunu size bırakıyorum.
Irk dünya tarihi boyunca hep incelenmiş ve hep irdelenmiştir. Dünya üzerinde ki savaşlarda bile bir unsur olarak kabul edilen ve sınırların çizilmesinde dikkate değer görülen bu farklılık ebedi dostlukların ve azılı düşmanlıkların var olmasına da sebep olmuştur.
İnsanlık, ırk üzerindeki farklılığı bir zenginlik olarak değil, bir üstünlük ve ya eziklik unsuru olarak kabul ederek ya kendilerini çok üstün görmüş, ya da başka milletleri ezmek gibi yanlış eylemlerde bulunmuşlardır.
Modern felsefe ve bilim ise ırkı apayrı bir konuma getirtmiştir. Onların ırk konusunda geliştirdikleri tanım ise tamamı ile emperyalist bir görüş içerir.
Dünya üzerinde saf ırkların var olduğu ifade edilerek bu ırkların ayırımı ise ifade edilen görüş ile paralel olarak gerici ve ayrıcı bir şekilde siyah, beyaz, sarı ve kahverengi olarak anlaşılması güç bir saçmalıkla yapılmıştır. Irk kavramını renkten ibaret gören bu gerici anlayış işleyişte ise ırk’ı tam tersine renk üzerinden din, dil ile düşünce ile ilişkilendirerek kutuplar yaratmış ve dünya bir kargaşa ortamına sürüklenmiştir.
Bununla da yetinmeyen felsefeciler dinler açısından saf ırkların olduğunu iddia ederek özellikle Yahudiliği ırk üzerinden mağdur edilen bir millet olarak göstererek bu şekilde zulümleri haklı göstermeye çalışmışlardır.
Oysa dünya tarihi ve de bu süreç içerisinde ki denge değişimleri, savaşlar, göçler ve afetler düşünüldüğünde saf bir ırkın tanımı ile bu ırkın inanmış olduğu bir dinden bahsetmek mümkün değildir.
Dünya, Müslümanlık ve insanlık açısından ırkçılığa dönmüş ırk kavramı insanlar arasında negatif bir atmosfere sebep olur.
Söylenilen şeyin ne olduğundan çok, hangi dil ile söylendiği, hangi dine inanın söylediği ve söyleyenin kimlerden olduğu gibi anlaşılması güç paradokslar hayata hâkim olmaya başlar. Durum bu şekilde olunca doğal olarak iyilik, güzellik ve hayatı yönlendiren diğer bütün olgularda ırkçılık ile paralel olarak bir eğilim gösterir.
Bu durum, toplumun tüm dinamiklerini etkisine alarak tohumdan ağaca bir evinim gösterir. Özetle ırk’ın ırkçılığa dönmüş hali bir toplumun tüm unsurlarını çevreleyen kanserli hücreler bütünüdür.
Irk’ı Irkçılık yapan şey genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden yanlış bir anlayıştan kaynaklanır.
Irk unsurunun bu duruma gelmesinde ise ırk kavramının doğru anlaşılamaması ya da ırk’ın ne olduğu ile ilgili bilgilerin yanlış kaynaklardan öğrenilmesi sebep olmuştur.
Ve bu yanlış öğrenme Lady Gaga bana sarıldı diye mutluluktan ağlayan sızlayan evlatların atalarında ırkçılığa, evlatların kendilerinde de bir soysuzluğa sebep olmuştur.
