Eylül’de güller açar. Güneşe hasret esen rüzgârlara yapraklarını feda eden bağlar, bahçeler zoraki olsa da güllenirken, gülistan olamazken ya yeşilliği kaybeden sarıya turuncuya koyu kahveye renksel olarak dönüşen kibirli yapraklara bilmem ki ne demeli?
Bir zamanlar oldukça yükseklikte yeşilliğiyle bulunduğu yüksek irtifada böbürlenip kibirlenen o koyu yeşil yemyeşil yapraklara ne oldu ya?
Kimi yaprakları kurumuş bile, yerlerde birer birer yalnız olanlar mı dersin yerde çiğnenenler mi yok işte kibrin akıbeti “high complex”, “yükseklik komplexi” öyle bir düşürür alçaltır ki çiğnenir bir daha da hayat bul(a)mamak üzere.
Eylül gülleri açar da solar, niçin solmasın ki mevsim sonbahar mevsim solgun, ölü ve kuzey rüzgârlarının ıslık çalarak estikleri zaman Ah… Bülbül bunları görmeseydi, bilmeseydi, böyle hüzünlü bir makamla şakımasaydı ötmeseydi.
Kadere bakın bülbülü bülbül yapan Eylül güllerinin kısa ömürlü oluşu mu?
Böyle acılı, ağlamaklı figan etme bülbül! Daha gördüğün göreceğin nice mayıslar ve baharlar var ey bülbülüm güllerin soldukları dal uçlarında nice goncalar var sen onları düşün ve mutlu ol mutlu et. Hüznünü, figanını, ötüşünü anlayamayanlardan değilim.
Bir şiirimle bitiriyorum.
GONCA GÜLÜM
Gün battı batacak,
Koş yakala Güneş’i
Güneş’i kaybedersen eğer,
Çok şey yitik olur
Bitik olur
Karanlık olur.
Sen o’nu o sen’i göremez olur.
Görmeden, görünmeden
Gidip de dönemeyenlere karışırsınız.
Yitik olursunuz, şiir olursunuz
Okunmayan okunamayacak.
Koca bir evrende
Sonra koca bir HİÇ olursunuz.
Varlıktan hiçliğe hicran değil mi gülüm?
Solma gülüm, gonca ol, gül ol, gülüm ol. (02/10/2013 Hattuşa-Güre/Balıkesir M. Ekmen)
Bahçemdeki kocaman gül ağacıma gelip konan, gece gündüz özelliklede şafak vakti zamanlı zamansız tarifi mümkün olmayan, anlatılamayacak bir melodrama tonaj da ötüşünden ilham aldığım bülbülü ve gonca güllere eylemiş olduğu ah û zar yani figanını yazmaya çalıştım sizlerle paylaşmak için. Başarabildiysem ne ala.
Mevsimler sizler için daima bahar olsun, kalın güller içinde, gülistanca siz saygın Batman Sonsöz okurlarımız.
