GERÇEKÇİLER İÇİN ÜTOPYA

11-02-2018

Kitap raflarını karıştırmaya bu hafta da devam ediyorum dostlar, yine bu hafta size sansasyonel bir kitap tanıtmak istiyorum. Rutger Bregman 22 dilde yayınlanan ve çok ses getiren kitabında temel sorular soruyor. İnsanoğlu tarihin en zengin dönemini yaşarken neden giderek daha çok çalışıyoruz? Dünyadaki yoksulluğu bir seferde bitirebilecek kadar zenginken neden milyonlar yoksul? Bregman’a göre bunun nedeni ütopyamızı yani daha iyi bir dünya için devrimci hayallerimizi kaybetmiş olmamız. Zamanında köleliğin kalkması, kadın-erkek eşitliği nasıl ütopik ve imkânsız görülüyorsa şimdi de imkânsız görülen ütopyalar yaratmalıyız. “Dünyadaki yoksulluğu bitirmek” ve “daha mutlu hayatlar sürmek” için yeni fikirlere ihtiyaç var. Kitapta şimdi ütopik gözüken ‘herkese karşılıksız para verilmesi’, ‘herkesin ev sahibi yapılması’, ‘haftada 15 saatlik -günde 3 saat- çalışma’ gibi öneriler de yer alıyor. Evet, şimdi bize imkânsız geliyor ama kadınların oy kullanması da öyle değil miydi? “Bregman’a kulak verin. Geleceği şekillendirme işinde büyük gelecek vaat ediyor.” Çoğumuz mutlu olmadığımız işlerde haddinden fazla çalışıyor, kalan zamanda pek de ihtiyacımız olmayan şeyleri tüketerek mutlu olmaya uğraşıyoruz. Mesele bunun iyi olmaması ya da ileride her şeyin daha kötü olabileceği değil. Uygarlığımızın yönünü pek çok kez değiştirdik, bir kez daha değiştirebiliriz. Mesele elimizdekinden daha iyisini hayal edemiyor olmamız. Bugünün büyük fikirleri nerede? Son büyük idealimiz “satın alma gücü” müydü? Bundan böyle uygarlığımızın büyüklüğünü, neyi ölçtüğü meçhul gayrisafi milli hasıla üstünden mi konuşacağız? “Gerçekçiler İçin Ütopya, bir geleceği tahmin girişimi değil, geleceğin kilitlerini açma girişimi,” diyor Bregman. “Ve bunun için, ütopyalara geri dönmeliyiz” Köleliğin kaldırılmasından kadın erkek eşitliğine, uygarlığımıza kilometre taşı olmuş pek çok gelişme, öncesinde birer ütopyaydı. Gerçekçiler İçin Ütopya, pek çok saha çalışması, deney ve vakadan faydalanarak, günümüzde ütopik gelebilecek kimi fikirlerin (mesela çalışsın çalışmasın herkese temel gelir) aslında erişilebilir olduğunu gösteriyor. Yeter ki tüketim üstüne kurulmuş, piyasa gerçekleri üstünde uzlaşmış bir uygarlıktan daha iyisi olabileceğimizi hatırlayalım. Yeter ki yeniden büyük hayaller kuralım. “Sağ-sol klişeleriyle dolu beylik tartışmalara doyduysanız, cesur düşünce, taze fikirler ve kanıt temelli argümanlarla dolu Gerçekçiler İçin Ütopya’yı seveceksiniz.” “Sızlanmaktan bir adım öteye geçmek isterseniz, bu kitabı okuyun.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?