Sözcükler, sözcükler, sözcükler beynimde dolaşıp duran milyon kere uzay boşluğu sözcükler…
Beynim bir milyon baloncuk değil bir milyon otobüs artı bir milyon uzay boşluğu...
Çatışmalar, çatışmalar, uyuşmazlıklar, kan revan türkülerle ağlayan çocuklar...
Avrupa'da elma yiyip bayılan, öpücükle ayılan prenses; biz de elma yiyip ölen kadınlar, anneler, bir ipte boğum boğum nefessiz kalan babalar...
Henüz 7 yaşındayım;
ne küçük bir prensim ne bilyelerim topacım var ne de kiraz ağacında yırtılan gömleğim...
Bütün duygularım aç ve paramparça,kan revan içinde türkülerimiz gibi...
Uyandırın beni artık bu rüyadan Allah aşkına... Sabır, sabır, sabır ve yetmez üstüne bir milyon kere de Edep Ya HU...
Siz kimsiniz, hangi İslam adına, hangi ülke adına bu kin ve nefret dilini kullanır?
Bir karıncaya safını belirleme şansı veren İslam adına mı?
Bilmediğiniz insanlara iftira atarsınız?
Sağa sola çamur atanlar şövalyeler, hakaretvari ve ağız dolusu küfürvari yorum yapanlar yapmak
istediğiniz ne amacınız ne...Kimin adına doldurduğunuz çanaklar,bu döktüğümüz kanlar neden..
Doymadınız mı kana, gözyaşına, ülkemizi de Suriye'ye mi çevirmek hayaliniz...
Yoksa İslam’da tefrika, ayrılık mı yaratmak?
Küçük cihadınız bitmedi de büyük cihadınız başlamadı mı hâlâ;
yoksa cihazınız bozuk da yanlış ezberler yapıp yanlış numaralar mı çeviriyorsunuz...
Haşa kuru yaprağa can veren, dalından düşende kuru yaprak incinmesin diye yüzler melekle yere indiren Rabbimiz mi insan öldür diyor, Peygamber efendimiz mi ağaç kes diyor... Sürekli kin nefret mi kus diyor Kur-an...
Kim, kimin adına, kimin adına bu döktürdüğünüz gözyaşları…
Gözyaşlarıyla gökyüzüne çizdiğimiz kuşların bile kanadı kırık, yaralı kediler merhamet ister Bak, etrafına bak, Ortadoğu'ya bak, Afrika'ya bak, Irak'a bak Suriye'ye bak, dünyaya ve son bir kez de dön yüreğine bak...Cennet de orda cehennem de orda...
Yangınlara, cehennemlere çevirdin tüm İslam coğrafyasını...
Mezbahana eyledin yüreğini, viran eyledin sevgi dinimizi...
Yoksa gerçek amacınız bu mu düş eylediğiniz hedefiniz bu mu?
Dön bir bak kendine, aynalara...
Sen kimsin neyin neyisin, kimin hizmetinde, kimin uşaklığındasın, iki kuruş için yahut bir kemik için...
Allah(cc) sana kıyamda dur dedi,dik dur dedi,nokta-i zerre menfaat için virgül eğilme dedi..Elif gibi dur,secde edersen de sadece bana eğil demedi mi ey Müslüman.....
Ey Müslüman kardeşim lafım önce nefsime,sonra sana,size,bize ve hepimize…
İslam’a ve ülkeye verdiğiniz zararın farkında mısınız yoksa düşmeye mahkûm olduğunuz düşleriniz bu mu ey Müslüman? Kendine gel ve kendine bak Ey Müslüman...
Bırak başkalarını yargılamayı, idam etmeyi…
Kendine bak...
"sandığın gözün kör olduğunu, görenlerinse gönül sultanı olduğunu bilir misin?
Sen gönle kıymet vermezsen hangi güzelliği görebilirsin?” der Yunus ve devamında derki:
Eline, beline, diline sahip ol!
Nefsine ağır geleni hiç kimseye tatbik etme!
Hiç bir milleti ve insanı ayıplama!
Aşkta yanmak mı muradın? Elmas gibi yan ki geride kül bırakma!
Konuşmak dilin işi değil, kabin marifetidir.
Kendini başka bir hayata bırakıp gitmedikçe başkalarının suyuyla yıkanmaya mahkûmsun!
Kalbim aşkıma, aşkım garipliğime ağladı.
Suskunluğun kelimeleri cehennem ateşinden daha yakıcıdır.
İçinde doğru olmadan dışını doğrultamazsın!
Dedikodunun hızı rüzgarla yarışır. Yani dedikodu ettiğinizde günahınızın da hızına yetişemezsiniz, unutmayın!
Bakmayın susanlar bir şey bilmez diyenlere.
Herkes sustuğu kadar bilir, bildiği kadar susar.
Yunus Emre bir şey söyleyecekken mutlaka şu 7 makamdan geçirir sonra dermiş diyeceğini ve Hz. Ali’de aynı şekilde Peygamber efendimiz Allah’tan ne istersin diye sorduğunda “Ya Resulallah 7 boğumlu boyun isterim” dermiş.
Peygamber efendimiz sorar “Ne yapacaksın 7 boğumlu boyunu ya Ali?”
Hz. Ali: Konuşacaklarımı 7 boğumdan (İman, İhlâs, İnsaf, İzan, İdrak, İtibar, İkrar) süzerek geçirerek konuşmak için isterim der. Çünkü konuştuklarım ne kendime ne karşımdakine zarar versin istemem."
Bir şeyi söylemeden yedi kez düşün yedi kez boğazında düğümle düğüm düğüm, sonra çıksın ağzından...
