HAYAL GÜCÜMÜZ VE GİRİŞİMCİLİK

20-08-2019

 

Milli Eğitim Bakanlığı 20 Bin sözleşmeli öğretmenin atamasını yapmış. 
Kura çekiminde kendi isimlerini duyan öğretmenlerin bazıları sevinç çığlıkları atarken ağlayanlar olmuş. Atanma mutluluğu taşıyan E. T. “İlk tercihim olan İstanbul Küçükçekmece yi kazandım 9 yıldır bekliyordum. Şu an çok mutluyum. İsteyen herkese nasip olsun”
Öyle bir halde ki memleketteki gençlik, 10 yıl boyunca mezun olduğu okulun bölümü ilgili atama bekleyecek kadar sabırlı! Maşallah diyelim.
Peki, biz ne ara böylesine miskin, kolaycı, garantici olduk?  Sadece mezun olduğumuz okulların bölümleriyle ilgili alanlarda çalışmak zorunda mıyız? Bu kanunu kim koydu çok merak ediyorum.
Ben artık cidden okulların yaratıcılığı öldürdüğü kanaatindeyim. Okul okumayan insanların daha cesur ve girişimci olduğunu düşünüyorum.
Okul okuyan kesim daha memur kafalı ve garantici oluyor. Oysa kaybedecek bir şeyi olmayan insanlar, çok daha enteresan iş kollarına girip çok astronomik paralar kazanabiliyor.
Sıcaklardan kaçma bahanesiyle de olsa bir haftalığına kaçmış olduğum İstanbul`da öyle değişik iş kollarına şahit oldum ki, gerçekten ‘’vay be’’ dedim bu tür işlerden de meğerse gayet hatırı sayılır para kazanılabiliyormuş.
Bizlerde eksik olan ne biliyor musunuz?
‘Hayalgücü’ ve ‘Girişimcilik’
Herkesin denediği yöntemleri deniyor ve doğal olarak herkesin karşılaştığı sonuçlarla karşılaşıyoruz. Ondan sonra da durumumuzdan şikayet ediyoruz.
O halde şöyle bir soru sorayım size;
Hayal Gücü ve Girişimciliği tetikleyen şey nedir sizce?
Ben bunu çoğu zaman düşündüğümde karşıma çıkan cevap çoğu zaman ‘’Çok yer ve çok insan tanımak’’ oluyor.
Yaşadığımız hayatı şöyle 4 birime ayırsak, yaşamımız boyunca kaç tane farklı yer farklı insan görüyor ve tanıyoruz.
Ufkumuzu hayal dünyamızı kamçılayacak kaç tane kitap okuduk, kaç tane film izledik şimdiye kadar? Kim bilir o kişisçel gelişim kitaplarını okurken  aklımız yine neredeydi?
Ya da tv de sinemada film izlerken yine hangi sıkıntılarımızı düşünüyorduk ve filmin vermek istediği ana temayı gözlerden kaçırıyorduk.
Batmanda çoğu zaman bakıyorum hep aynı formatta fikirler oluyor çoğu zaman gençler arasında. O fikir de ne oluyor çoğu zaman ;
Tabi ki de ‘’Kafe’’ ya da bizdeki adıyla ‘’Cafe’’ açmak. Format hep aynı 3-5 masa 3-5 dev ekran tv, standart digiturk maç yayını vs. vs.
Bütün hayal dünyamız kafe açmak olmamalı gençler diyorum ben, emin olun para kazanılacak çok iş var. Sadece hayal dünyanızı ve insan çevrenizi genişletmekten korkmayın, garanticiliği bırakın. Emin olun devlet memurluğu belli bir zamandan sonra çok sıkmaya ve rutinleşmeye başlıyor.
Bunu kendimden biliyorum. Ve sürekli yeni projeler, fikirler üretme derdindeyim.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?