HAYAT VE TERCİHLER

30-10-2017

Adamın biri durumundan çok şikâyetçiymiş. 

“Çalışıyorum, didiniyorum ama bir türlü zengin olamıyorum, evlenemiyorum” dermiş.

Sonunda durumuna bir çare bulmak için uzak bir köydeki Bilge'ye gitmeye karar vermiş. Başlamış yolculuğa: 

Dağda ilerlerken bir kurda rastlamış. 

Kurt, bir deri bir kemik zar zor duruyormuş ayakta. 

Adamın yanına yaklaşmış nereye gittiğini sormuş?

Adam da kendi durumunu anlatmış ve çare bulmak için uzak bir köydeki Bilge Adama doğru yol aldığını söylemiş. Kurt bunun üzerine kendi derdine de bir çare bulmasını istemiş. 

Adam da tamam diyerek yoluna devam etmiş. 

Bir süre sonra karşısına bir kız çıkmış. 

Kız buna su ikram etmiş ve sormuş “nereye gidiyorsun” diye?

Adam da anlatmış kıza bir bir durumunu.

Kız bunları duyunca adamın ellerine sarılarak “ne olur benim için de sor, gencim güzelim param var ama evli değilim, mutsuzum” demiş. 

Adam bunun üzerine tamam diyerek yola devam etmiş. 

Yol kenarında bir ağaç gölgesinde istirahat ederken ağaç dile gelmiş. 

Sormuş nereye gidiyorsun diye. Adam ağaca da durumu anlatmış. 

Bunun üzerine ağaç “Ben verimli topraklar üzerinde olmama rağmen yapraklarım canlı değil, kök salamıyorum, meyve veremiyorum, ne olur benim için çare var mı sor” demiş. 

Adam, ağacın isteğine de tamam demiş ve yola devam etmiş. Sonunda Bilge Adam'ın köyüne varmış. Bilge Adam'a durumunu tek tek anlatmış.

“Gece gündüz demeden çalışıyorum ama ne biriktirdiğim para var, ne geçimimi sağlayabiliyorum ne de evlenebiliyorum. Çok mutsuzum. Benden daha az çalışıp daha az kazandığı halde mutlu olan onca insan var. Bana bir çare...” demiş. 

Bilge Adam “Tamam sana bir şans veriyorum. Geldiğin yoldan geri dön. Karşına fırsatlar çıkacak. Gerisi sana kalmış” der.

Adam, yolda karşılaştığı kurt, kız ve ağacın da hikâyesini anlatır. 

Bilge Adam, onlar için de bir şeyler söyler. 

Dönüş yolculuğunda önce ağacın yanına uğrar adamcağız ve der ki: 

-Senin köklerinin altında bir sandık altın varmış. O nedenle köklerin yayılamıyor. Onları çıkarırsan köklerin genişleyecek ve meyve vereceğin gibi gür bir ağaç olacakmışsın, der. Ağaç da “iyi o zaman sandığı çıkar altınlar senin olsun bende genişleyeyim” der. 

Adam: -Olmaz, bana bir şans verildi ve ben o şansın peşine gidiyorum der ve ağacın altındaki sandığı çıkarmadan yoluna devam eder. Dönüş yolunda kızın köyüne uğrar ve ona der ki: 

-Seninle dert ortağı olacak fakir de olsa bir gençle evlenirse mutlu olacağını söyledi. 

Kız da adama, iyi o vakit hadi evlenelim, benim paramla geçinir gideriz.

Adam: -Olmaz, der. Bana bir şans verildi ve ben o şansın arkasından gideceğim der. 

Kız ne kadar ısrar etti ise de fayda sağlamaz ve adam yola devam eder. 

Sonunda kurdun olduğu yerden geçer. Kurda dönüş yolunda başından geçenleri bir bir anlatır. Kurt sorar benim için ne dedi diye?

Adam: -Senin için ne dediğini ben de anlamadım ama o kurt akılsız ve kör birini bulamazsa açlıktan ölecek dedi. 

Kurt, bunun üzerine “Ben gayet iyi anladım ne demek istediğini. Senden ala kör ve akılsız biri olmaz” der ve adamı yer.  

Dememiz o ki; Öyleyse bizi biz yapan da tercihlerimizdir. 

Şu an kim olduğumuz, neyle meşgul olduğumuz, geçmişteki tercihlerimiz şuan ki duygularımızın sonucudur.

Bulunduğunuz yer ve durumdan memnun değilseniz ve bu gerçeği inkâr ediyorsanız, hatırlayın: acaba zihninizde nerede ve ne zaman hangi nedenle bir boşluk bıraktınız ki, zihniniz o boşluğu muhteşem hızı ve oyunlarıyla doldurdu...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?