Şşşşşşştttttt sessiz olun diyordu bir parmağı dudağında bir hemşire ve gökte melek yerde bütün kadınlar......Herkes biraz kadın olabilir mi?
Bütün erkekler bağırıyordu içimizdeki erkekliği REDDEDİYORUZ ve içimizdeki erkekliği öldürüyoruz..
Erkekler ve kadınlar bir arada, bir araya gelmiş ve önce insanlık diye haykırıyordu....Herkes biraz kadın olabilse Babadağda yamaç pataşütü yapan mutlu bir insan olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşayacağız biliyorum.Ya da ne bileyim sussak ve bir dakikalığına susamlı ekmek olsak.Kadın ve kadın bedeni hakkında yorum yapmazsak konuşmazsak....
Ben seni seviyordum ;oysa şair bas bas bağırıyordu çılgın sokakların çat diye çatlayan orta aşkın ne olduğunu:
"Annesinden dayak yediği halde, yine 'anne' diye ağlayan bir çocuktur aşk."
Çünkü aşkın tek tarifi vardı o da kadındı.
Sonra Allah kelam dedi ve kalemi yarattı... Ve kalem güzelliği ve güzellik de kadını...Herkes susunca kadınlar konuştu...Şehirler sustu..Işıklar yandı...Her yer gül-i gülistana döndü.Bütün kalpler aşka gül açtı...Üstelik bütün kadınların kalplerine kayyum atılmış,gözlerine ince ince kıyılan bir salata sanatkarlığında kıyılmış günlerdeydik henüz...Hem de şairin dediği gibi Urfa'da küçük bir çoban kıza alınan bir toka için al bu toka senin saçlarının kelepçesidir sarıl, sarıl örüklerine.Sarıl da büyü denildiği ve saçları daha yeni kıvama gelecek şekilde örülen kadınların insanlık can çekişirken ergen ve erken öldürüldüğü yüzsüz günsüzlüklerdeydik.
Ama onlar her ne olursa olsun susmuyordu ve susmayacaklardı.Yazmalı Bütün kadınlar deyip inandılar.19 şiir yürekli kadın,19 demir bilek....Vildan Çalışkan,Ayşegül Eser Ünal, Betül Ünveren, Derya Akar Balci, Dilek Yaka, Emine Çelik, Gülnihal Baki, Hatice Altunay, Güler Hatice Demircan, Füsun Balcı, Hülya Kuru, İkbal Aydın Özkaya, Gülhan Yılmaz, Kadriye Arıcı, Nezihat Keret, Olcay Kasımoğlu,Sema Çetintaş, Şule Aydın ve Şükran Torun...Cavat 19' ların hepsine topyekûn savaş açarak dizelerin kırık belli yolculuklarında bir notanın en güzel sesi oldular.Onlar, kadının sesini adaletin kör olduğu,terazinin tecavüze uğradığı diyarsızlıklarda kadı'nın duyurmayacağını bildiklerinden olsa and içmişlerdi kadının sesini duyuracaklarına.
Yaşamdan kesitleri satıra döktüler önce bir bir.Sonra yaraları tek tek öperek iyileştirmeye çalıştılar sözcüklerde, her ne kadar her öptükleri yara öpüldükçe kanasa da cümlelerde.
Haydi kızlar okula cümlesindeki Haydi herkes biraz “Kadın” olabilir mi Heidi modundaydık biz erkekler her 60 dakikada bir kadın cinayeti yaşanırken gönlümüzün kurak yezit çöllerinde. Susmadı onlar mürekkep olup damladılar kağıda, döktüler içlerini beyaza. Çünkü beyazdı bütün kağıtlar da onlar gibi.
HERKES BİRAZ KADIN OLABİLİR Mİ?
Ve herkes sadece sussup bu kitabı bu kitaptaki birbirinden değerli muhteşem hikayeleri bir an önce okumaya başlayabilir mi?
Şşşşşşşttttttttt lütfen sessizlik, elimizde okunacak bir kitap ve gönüllere yazılacak yeni hikayeler var daha!!!!
Ve son noktayı koyarak söylenecek söz bırakmıyordu Cemal Süreya:
“Bir kadını ortadan ikiye böl.
Yarısı annedir, yarısı çocuk,
Yarısı sevgili, yarısı aşk.
Duyanlar bunu bilmez,
Görenler anlamaz bunu!
Yarısı rivayettir,
Yarısı gece"