HUZUR VE HUZUR İÇİNDE YAŞAMAK

HUZUR VE HUZUR İÇİNDE YAŞAMAK
11-03-2022

Geçen hafta Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı saldırı ile başlayan ve halen devam eden savaş sahnelerini izledikçe ürperiyorum.

Empati yaparak, içinde yaşadığımız ülkenin ne kadar rahat ve huzurda olduğuna şükrediyorum.

Ukrayna halkının Rusya’ya karşı direnişinde başarılı olmasını canı gönülden diliyorum.

30 yıldır özgür Ukrayna Halkı, bağımsız yaşamak istiyor.

Rusya’nın bir an önce ateşkes uygulamasını ve ülkelerini terk etmesini istiyor.

Ukrayna halkının ruh halini düşündüğümde, kaygılı davranışlarını izlediğimde ne kadar zor durumda olduklarını hissedebiliyorum.

Sığınaklarda yaşamak zorunda kalan Ukrayna Halkının. Moldova, Polonya gibi komşu ülkelere ve güvenli bölgelere gitmek isterken yaşadıkları insanlık dramını hayretle ve ibretle seyrediyorum.

Bu görüntüler TV ekranlarında sürekli dönüyor.

İnsan hakları için kıyamet koparan topluluklar ve devletler ise sessiz kalıyor.

Bu savaşta kimin haklı, kimin haksız olduğunu tartışmak yerine, insani boyuta bakarak halkları bu ızdıraptan kurtarmak gerekir.

Çünkü insanlık trajedisi yaşanmaktadır.

Dini, ırkı, ne olursa olsun, zulüm olduğu yerde Müslüman olarak gayretimiz, vicdanımız buna müsaade etmiyor.

Biliyorsunuz savaşın kazananı yoktur.

Her iki taraf ta kaybeder.

Bu kayıplar hem can hem mal kayıplarıdır.

Savaşan devletlerin ekonomisini çökerttiği gibi, diğer ülkelerin de ekonomisini de etkilemektedir.

Başta enerji ve buna bağlı mamullerin fiyatları artmaktadır.

Enerji artınca her şeye zam geliyor.

Pandemiden kurtulmadan karşılaştığımız bu savaşın etkileri daha fazla artmadan, savaşın bitirilmesi, ateşkes ve barışın sağlanması için kimin üzerine hangi görevler düşüyorsa bir önce devreye girmelidir.

Ateş düştüğü yeri yakar atasözünü hatırlatırken, ateş komşulara da zarar verir, buna inanıyorum.

Zararın nereden dönülürse kârdır.

Yarınlarımızda huzura kavuşmak ve savaşın bir an önce bitmesi dileğiyle hoşça kalın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?