İLETİŞİMDE KELİMELERİN MUCİZEVİ GÜCÜ

03-07-2020

Merhaba sevgili okurlarım; bu hafta gelişim mentorüm Nesrin Fırat ile yaptığım "İLETİŞİMİN MUCİZEVİ GÜCÜ" adlı Instagram röportajında değindiğim önemli noktaları siz değerli okuyucularımız ile paylaşacağım.
Biz insanlar, ilk çağlardan beri birbirimizle iletişim halindeyiz. İletişim olgusuyla insan doğada daima değişen biçimlerde gelişerek şekillenir. 
Doğayla iletişimimiz ilk çağlardan bugüne süregelen bir ilişkidir. İlk çağlarda insanlar birbirleriyle haberleşmek için duvarlara resimler çizerlerdi. Daha sonraki yıllarda Sümerler yazıyı icat edince yazılı iletişim başladı ve böylece söylenen her şey akılda oldukça kalıcı olmaya başladı. Çeşitli iletişim araçlarının icadıyla diğer insanlarla iletişim kurmak, haberleşmek, uzaktaki sevdiklerimize ulaşmak, herhangi bir bilgiyi başkalarıyla paylaşmak daha da kolaylaştı. Mesela, internetin hayatımıza girmesiyle tüm işlerimizi bununla yapmaya başladık.  Bildiğiniz üzere ilk telefon Graham Bell tarafından icat edilmişti. Graham Bell telefonu ilk bulduğunda cihazı denemek için ilk bağlantıyı sevgilisinin evine yapmış ve onu arayınca telefona “Alexandra Lolita Oswaldo” diye cevap verirmiş. Zamanla bu isim uzun gelip zaman kaybına yol açmasın diye kısalarak “Alo”ya dönüşmüş. 
Aslına bakarsanız insanlarla olan iletişim, duygular vasıtasıyla ana rahminde başlar. Dünyaya gözünü açan birey duygularıyla çevresiyle iletişim kurmaya devam eder. Bireyler arası iletişime sık değinmek gerekirse: Güney Afrika'nın efsanesi ilk siyahi Devlet Başkanı Nelson Mandela der ki: "Bir insanla  iletişim kurmak istiyorsanız kendi bildiğiniz anladığınız seviyede değil, onun anladığı bildiği seviyede konuşmalısınız, "Mevlana’mızın da Mandela ile aynı anlamı üstüne basa basa söylediği gibi:“Ne anlatırsan anlat, anlatacakların karşındakinin anlama kapasitesi kadardır.” demesi bu denli iletişimin karşılıklı ve kişisel olması gerektiğini ortaya koyması açısından çok önemlidir. Bir örnek de şöyle verebilirim, dernek kurma çalışmaları öncesinde evrak için gittiğim dairede memurlara: "Vatandaşlara bir su bile vermiyor musunuz?" dedikten sonra memurların samimiyet ile kahve, çay, su gibi ikramlarda bulunmalarını hiç unutamıyorum. Orada normalde işlemler  bürokratik engeller yüzünden 6 ay sürerken içten bir iletişim sayesinde bunlar  sadece  1  günde bitmişti. İşte doğru iletişim böyle bir şeydir.  Bunlar sayesinde diğer bireylerle aramızdaki ilişkiyi sürdürebiliriz. Yeter ki onlara bu şekilde yaklaşmaya devam edelim. Tatlı dile büyük önem vermeliyiz çünkü bu en sert kalbi bile yumuşatır. 
İletişim kurmada gerçekten iyi olmadığınız sürece iyi bir konuşmacı da olamazsınız. Peki, bunun için nelere dikkat etmeliyiz? Yanıt ise çok basit tabii ki, dinlemek, güven sağlamak, saygı göstermek, empati kurmak, dürüstlük, olumlu düşünmek. İletişimde sözcüklerin gücü ve tılsımlı kelimelerin önemi de yadsınamayacak ölçüde büyüktür: “günaydın, merhaba, teşekkür ederim, rica ederim, lütfen, özür dilerim, başarılar, tebrikler, sana güveniyorum, seni seviyorum...”  Vee gelelim beden dilinin önemine. İnsanlar duygularını beden dilleriyle de anlatır. Bir Çin atasözü der ki: “Gülümsemesini bilmeyen dükkan açmasın.” Diğer insanlarla olan ilişkilerimizde güler yüzlü olmalıyız. Bu, insanlara karşı ne kadar samimi olduğumuzu gösterir. Eğer böyle olmaya devam edersek diğerleriyle olan iletişimimiz de gelişerek devam eder. Uzmanlar; iletişimde kelimelerin %10’unu, ses tonunun %30’nu ve beden dilinin de %60’ının iletişimi etkilediğini söylerken beden dilinin de iletişimde ne kadar büyük faktör oluşturduğunu anlayabiliyoruz. 
İletişim hayatımızın her alanında yer alır. İleriye taşıma ise ancak sevgi, samimiyet, hoşgörüyle sağlanabilir. Sona gelirken hocamızın önerdiği haftanın film ve kitap önerilerini de aktarmak isterim. film önerileri :  “Forrest Gump,  Umudunu Kaybetme-Mutluluğun Peşinde(The Pursuit  of Happiness), Yeşil Rehber(Green Book).” Haftanın kitap önerileri de şu şekilde: “Şiddetsiz İletişim(Marshall Rosenberg), Etkili İletişimin Gücü(Meltem Soyugüzel), Dil Zekası(Abdullah Yılmaz).” haftanın sözü: BOŞ OTURMA BOŞ ÇALIŞ! Nesrin hocamızın kurup moderatörlüğünü üstlendiği benimde severek katıldığım kahveli sohbetler yayınlarını YouTube ve Zoomdan izleyebilirsiniz.
***
Son olarak ta değerli okurlarım; Siirt'te Korona virüsüne yakalanan ve atlatmaya çalışan eniştem Yusuf Semiş'e ve Mardin'de tedavi gören biricik dayım Musa Yömen'e acil şifalar diliyorum. Allah onlar ile ve bu süreçte tüm sağlık bekleyenlerle olsun. Lütfen onlara tüm sağlık bekleyenlere dualarınızı esirgemeyin. Hayatın normalleşme sürecine girdiği bu zamanlarda sosyal mesafe kuralını ve maske takmanın önemini unutmamanızı rica ederim. Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür eder, hepinize saygı ve sevgilerimi sunarım.
Bana ulaşabileceğiniz, soru, sorun ve yorumlarınızı iletebileceğiniz resmi Instagram adresim (fatiherdoganresmi)’dir. Her an ve her yerde birbirimizle olan iletişimimizin kesilmemesi ve haftaya görüşmek  dileğiyle. Sağlıcakla kalın...

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?