İNSAN İLİŞKİLERİMİZ

16-10-2019

İnsan ilişkileri öyle bir dönemece girdi ki, artık herkes karşısındaki insanı, ister özel hayatında olsun ister iş hayatında olsun yakından tanımayı çok istiyor.
Aslında karşımızda duran kişileri tanımak çok da zor değil. 
Tabi bu deneyimler, yaş aldıkça kazanılan deneyimler olsa da, bu konuda uzmanların inanılmaz taktikleri var bu konuda.
Psikoloji ve Sosyoloji bilimine bağlılığımı daha önceki yazılarımla zaten hep dile getirmişimdir. 
Şimdi de böylesine bir yazı ile huzurlarınızda olmak istedim hem de bu işin uzmanlarının vereceği telkinlerle.
Aslında işin pratiği nerede biliyor musunuz?
Başkalarını algılayış biçimimiz, kendi kişiliğimiz hakkında çok ciddi ipuçları veriyor. 
Makalesini okuduğum Dr. Dustin Wood, şunları söylüyor;
“Olumsuz kişilik özelliklerinin büyük bir bölümü, başkalarını olumsuz görmekle ilişkilidir. Aynı zamanda insanları olumsuz görme eğilimi, depresyon ve çeşitli kişilik bozukluklarının da nedeni olabiliyor.’’
Kişileri genel olarak olumlu değerlendirenlerin daha mutlu, hevesli ve duygusal olarak daha kararlı oldukları ortaya çıkan araştırmada.
 Bu bakış açısına sahip insanların kendi hayatlarından da bir hayli tatmin olduklarını gözlemlemiş.
Buna karşın, olumsuz değerlendirmede bulunanların daha yüksek narsisizm ve antisosyal davranış seviyelerine sahip oldukları ortaya çıkmış.
Bu retorik bizlere şu sözü anımsatmıyor mu sizce de;
Kişi, karşındakini kendinden bilir. Çok meşhur bir atasözü ya da deyimdir bu motto
Yapılan araştırmalar sonucunda bir insanın kişiliği hakkında fikir sahibi olmanın en hızlı yolu, kişiye başkalarının davranışları hakkındaki fikrini sormaktır.
Bu yüzden insanlar başkalarını nasıl algılıyor ve yargılıyorsa, kendilerini de bu şekilde dışa vururlar.
Özel hayatında mutlu olan insan, iş hayatında da mutlu oluyor çoğu zaman
Bekarken mutlu olan evliyken de mutlu oluyor, normal şartlar altında.
Ya da tam tersini düşünürsek; bekarken mutsuz ve pesimist (ümitsiz) endişeli olan kişiler evlenince de aslında aynı kişiler olarak kalıyorlar.
Mucize diye bir şey yok aslında, her olay kişilik ve karakterimize göre şekilleniyor, tek olmanın ya da çift olmanın bu psikoloji üzerinde yüzde yüz bir etkisi yok.
Buna benzer kitap ve dergileri fırsat buldukça karıştırıyorum ve hakikaten şaşırtıcı, ilgi çekici deneyimlere, araştırmalara şahit oluyorum. Ve tabi bu sonuçları siz okurlarla paylaşmaktan da büyük keyif alıyorum.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?