İNSANA HAK ETTİĞİ DEĞERİ VERİN

08-03-2020

Bir kentte yönetici olmak demek, ‘Her istediğimi yaparım, bu benim hakkım. Halkımız bu görevi bana verdi.’ demek değildir.

Bu düşünceye en az gelişmiş ülkelerde bile razı olmak, rıza göstermek mümkün değildir.

Her insan hasbelkader yönetici olabilir.

Ama halkın gözünde yönetici olarak vasıflandırılmak, başarılı addedilmek, gurur vesile haline gelmek için çeşitli özelliklere sahip olmak gerekiyor.

Nedir bu özellikler?

Etik değerleriniz olmalı.

Çalışanlarınıza karşı adil olmalısınız.

Vizyonunuz geniş, tavırlarınız olumlu olmalı.

Çalışanlara baskı değil, moral ve motivasyon aşılamalısınız.

Öncelikle alın terine saygı göstermelisiniz.

Bir yöneticide olması gereken buna benzer çokça özellik sayabiliriz.

***

Bir kenti yönetmek elbette kolay değil.

Biriken sorunları ve kültür halini almış kötü alışkanlıkları aşmak her insan için zordur. Hele ki, o kent her geçen gün büyüyorsa bu biraz daha zorlaşır.

Öyle bir zaman gelir, kent size değil; siz kentin gelenek ve görenek halini almış olumsuz alışkanlıklarına boyun eğersiniz.

Bunun için de dirayet, bilgi, kabiliyet ve cesaret gerekiyor.

Bir doğruyu daha ifade etmekte fayda var.

İnsanlara hizmet etmek zordur ve büyük bir emek ve efor ister.

***

Batman Belediyesini yöneten sayın eş başkanlar, bir yıla yakın bir zamandır görevdeler.

Bir yıllık dönemdeki icraatları tartışmaya açık bir konudur.

Belediyenin kent temizliği ve imar konusunda iyi bir ivme yakaladığını, diğer konularda ise vites küçülttüğünü söyleyebilirim.

Belediyenin sıkıntılarını biliyorum.

En büyük sıkıntı Borç yükü…

İller bankasından gelmesi gereken paranın yasal kesinti oranının 3-4 katı bir kesintiye uğrayıp gönderilmesi belediyeyi zora sokuyor. Bu da haliyle halka yansıyacak hizmetlerin yavaşlamasına ya da ertelenmesine vesile oluyor.

Belediye yönetimini şu açıdan kutlamak gerekiyor. Maddi sıkıntılara rağmen ‘mağdur edebiyatı’ yapmadan hizmet vermeye çalışıyorlar.

Belediye ile ilgili yazılacak aslında çok şey var.

Eş başkanların hizmet ve idarecilik bağlamında doğruları da yanlışları da oldu. 

Doğru işleri her gün gazetelerimizde haber yaparak kamuoyuna duyurduk.

Gördüğümüz yanlışlıkları ise zamana bırakarak, ilk günden eleştiri oklarımızı yönetime çevirmedik. Yanlışlık ya da hataların zamanla düzeleceğine olan inancımı hep korudum.

***

Belediye yönetiminin yanlışları nedir?

Tabi ki ilk akla gelen Belediyespor konusunda verdikleri karardır.

Batman Belediyesi, 18 branşta faaliyet gösteren takıma sahipti. 32’si milli sporcu olmak üzere toplam 5 bin civarında lisanslı sporcusu vardı.  Kulübün Borçları gerekçe gösterilerek, 18 branş’ın kapısına kilit, dolayısıyla sporcuların geleceğine silgi çekildi!

Bal ligindeki futbol takımı, 2. ligdeki Kadın futbol takımı, süper ligdeki masa tenisi takımı, Hentbol takımı bunlardan bir kaçıydı.

 

Yönetim, Avrupa’da mücadele edecek Hentbol takımını borçları var diye kapı önüne koydu. Kulübün toplamda 630 bin lira borcu vardı. Bu borç 400 bin liraya kapanır dememize rağmen, sayın eş başkanlar bize inanmayıp, yeni bir kulüp kurma yoluna gittiler.

Yeni kurulan kulübe ne kadar para harcadılar biliyor musunuz? 

400 bin TL…

Borcun kapanabileceğini söylediğimiz rakamı harcadılar yeni kulübü ve halada harcamaya devam ediyorlar.

Ama yeni bir kulübe…

Ne mi kaybettik?

Kazanılmış hakkı bir anda çöpe attınız.

Prestijimizi yerle bir ettiniz.

Bir iki egosu yüksek kişinin dediğini yaptınız ve sizde bu yanlışa ortak oldunuz.

Şunun da altını çizeyim.

Spora gönül vermiş Batman gençliği bu kararla önemli bir darbe aldı.

***

Bu yanlışın içinde başka bir yanlış da yapıldı.

Spor branşları kapanınca görevli hocalar temizlik işlerinde görevlendirildi.

Kulüpteki birikmiş olan borçlar, hocaların eseriymiş gibi bir bakış açısıyla onlara yaklaşıldı.

Ortadaki manzara bu yaklaşımı teyit ediyor.

Geçenlerde bir arkadaşım gördüğünüz bu fotoğrafı gönderdi.

Bu hocamız A lisanslı futbol teknik direktörü Faris Ergün…

Faris hoca, Belediyespor ve Petrolspor’da futbol oynamış, teknik adamlık yapmış bir isim.

Bu fotoğrafı görünce içim sızladı.

Bu durum sadece Faris Hoca ile sınırlı değil…

Yaptığım araştırmalar sonucunda birçok sporcu ve antrenörün sahada temizlik görevlisi olarak görevlendirildiğini öğrendim. 

15 kez milli olmuş Yunus Kanağı çöp sahasında…

Batman’ın yetiştirdiği kaleci antrenörü Fehmi Öner çöp sahasında…

Yıllarca bölge takımlarında top oynamış Mustafa Zengin çöp sahasında…

Hentbolcu İhsan Adak çöp sahasında… Adak, boş zamanlarında Aydınkonaklı minik hentbolculara gönüllü ve karşılıksız hocalık da yapıyor.

Mehmet Kalkan hoca… Kadın futbolunu Batman’a tanıtan ve sevdiren hocamız… Spor camiasının neşe kaynağı aynı zamanda… O da çöp sahasında, beden işçisi olarak çalışıyor.

Hakeza Ali Aksin hoca, Büşra Kuyumcu hoca…

***

Bu hocalara yapılan reva mı?

Kendilerine gösterilen yaklaşım ne kadar etik, ne kadar vicdani ve ne kadar insani?

Spor adamlarının temizlik işçisi olarak görevlendirilmelerini doğru bulmuyorum.

Temizlik işinde çalışmak elbette ayıp değil…

Olaya bu yönüyle bakmıyorum.

Onlar zaten temizlik yapıyordu.

Beyin ve ruh temizliği…

Kötü alışkanlıklardan uzaklaşma, branşlarında başarılı olmanın yolunu açıyorlardı.

Sporla uğraşan insanların kötü alışkanlıklara bulaşma riski her zaman daha azdır. Yüzlerce genci sporla hayata hazırlamanın kötü yanı nedir?

Bir karar aldınız ve bu isimleri temizlik işinde görevlendirdiniz. Bu insanlara psikolojik baskı uygulamak vicdani ve insani değildir.

Örneğin, kat temizliği yapan bir spor insanına ‘Hey temizlikçi, buraya gel’ demek, bu cümleyi kuran insanın küçüklüğünü gösterir.

Onur kırıcı be ve benzeri cümleleri eş başkanlar onaylıyor mu?

Bunu merak ediyorum.

***

Sevgili eş başkanlar, hoca ve sporcuların kayyım döneminde işe girmeleri suç mu?

Bu insanların tek amaçları, herkes gibi evlerine bir ekmek götürmektir.

Belediyede her dönemde işe girenler olmuştur. Çalışanları ‘o şu dönemde girdi, bu şu dönemde girdi’ gibi farklı kategorilerde değerlendirmek doğru bir yaklaşım değildir. 

Sayın eş başkanlar, spor ile siyaseti birbirine karıştırmayın.

Bu insanlar, görev aldıkları dönemde 5 bin Batmanlı çocuğa dokundu. Onları eğitti, onlara spor ahlakını verdi. İyi bir insan olmaları için çalıştılar, çabaladılar.

Batmanlılar adına sizden ricam; her insana hak ettiği değeri verin.

Dostça kalınız...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?