İNSANLIK VEFA İLE YAŞAR

05-12-2014

Vefa sevgiyi tamamlayan, sevgiyi eksiksiz kılan en önemli husustur. Dostlukların daimliği, sevgilerin karşılıklı bir şekilde devamı, vefanın varlık ölçüsünde belirlenir. Yani, insanoğlunun kendisine yapılan iyiliğe ve de duyulan sevgiye karşı beslemiş olduğu derin saygının, nezaketin, sahiplenmenin, korumanın karşılık bulduğu bir anlamı içerir vefa sözcüğü. Kelime anlamı olarak da vefa sevgiyi sürdürme, sevgiye bağlılık anlamlarını içerir. Çok önemli bir husustur ki vefa kelimesi, insanlığın ahlakı ve inanç sistemi ile yakından ilgilidir. Yani bir toplumun mevzulara vefasını, o toplumun inanç değerleri ciddi şekilde belirler. Nitekim Bir rivayete göre, şair Yahya Kemal’in şiirlerini tercüme eden bir batılı, ‘vefa’ kelimesinin, kendi dillerinde karşılığını bulamaz. Yerine hangi kelimeyi yazması gerektiğini sorunca, Yahya Kemal’in “Vefa kelimesini olduğu gibi yaz” cevabını verdiği söylenir. Yani sevgili dostlar! Vefa, her şeyden önce insana has bir özellik, insanda bulunması gereken üstün bir haslettir. İnsanlığı, sadece görünüşten ibaret olanlar için ise diğer güzel özellikler gibi vefanın da dünyalarında bir karşılığı aranmaz. Vefa, yücelten ahlâkî bir değer olduğu için her insanda, her ruhta bulunmayabilir. Bazı milletlerin hayatlarında dolayısıyla dillerinde de bir karşılığı olmadığı gibi…Tereddütsüz söylenebilir ki insan, vefalı olabildiği ölçüde ‘insan’ olmuş olur.

İşte kardeşlerim mevzudan da anlıyoruz ki vefa, insan ahlakı ile yakından ilgilidir. Ahlaksız, kadir bilmez, vicdandan yoksun ve inanç sistemi şüpheli bir varlığın sevgiye vefası mümkün değildir. Böyle bir şahsiyetin, inandıklarından ötürü dostlukları daim kılması çok zordur.

Kulluğun yaratılış gayesinden haberdar bir kulun, kendisine nimet olarak sunulan bütün her şeye duyduğu minnetin tohumudur vefa. Bir lokma ekmeğin hatırını taa yıllar sonra hatırlayıp o ekmeğe vefa gösteren nazik ruhlu insanların, nefislerine vurdukları kelepçedir vefa. Vefa, kibirden yoksun ruhların, vicdan sahibi insanların, yüreğinde merhamet bulunan müminlerin, evliyadan, maneviyattan haberdar kulların sahip olduğu İslam ahlakının en temel prensiplerindedir. Oğlun babaya; torunun dedeye olan saygısının var olmasında, aile ilişkilerinin bir sevgi ve saygı hiyerarşisi içinde sürmesinde en büyük etken vefadır.

Vefa, insanın kendini karekterize etmesinde önemli bir etkendir. Kişi, vefalı olduğu kadar güven duyulacağı ve güven duyulduğu kadar önemseneceği için bu hususta, vefanın kişiye kattığı anlam büyüktür. Nitekim bir köpeğin kendisine ekmek veren sahibine olan bağlılığı kadar bile nimet verene, bağlılık hissetmeyen ve bu şekilde yaşamayan kulun, varlık değeri köpekten daha değerli değildir. Örnekten de anlaşılacağı gibi vefa, bir yönüyle sadece insanlara ait bir özellik değildir. Hayvanlarda hissiyat ile bu özelliğe sahiptirler. Öyle ki defalarca bunların örneklerine şahit olunmuştur. Bir köpeğin kaybettiği dişisinin, cansız bedeni üzerinde saatlerce beklemesi, bir karganın ölen yavrusunu gömmek için toprak eşmesi, ekmek verilen bir kedinin, sahibine sevgi gösterilerinde bulunup itaat etmesi elbette ki vefanın hayvanlarda olduğuna dair en büyük delillerdir. Gelgelelim hayvanların bile sahip olduğu vefayı, vefasızca heba eden aklı başında, gözü yerinde, nankör ve işe yaramayan insan varlığının varlığı, maalesef insanlık için bir faciadır. Adeta şeytana hizmet babında tüketilen güven duygusu, nankörlükle ile baltalanmakta, yalan ile yakılmakta ve insanoğlu kullara ve yaratana karşı çoğu zaman vefasızlaşarak arsızlaşmaktadır. Sahip olunan bütün herşeyin kaynağına karşı olan bu vefasızlık, bir de dünyevi hayatta kullara karşı yapılan vicdansızlık ve nankörlük ile birleşince ortaya tadından yenmeyen kul hakkı, kul hakkının üzerine bir de soslu bir nankörlük, hepsinin birleşiminden bir hayâsızlık doğar. Durum böyle olunca Maalesef insanoğlu, şeytanın çok sevmiş olduğu nankörlük etme, yalanı alışkanlık etme ve vefasız olma gibi üç tehlikeli günahın kıskacında çırpınır durur. Ve son olarak vefa ile ilgili ne güzel diyor fuzuli “Yâr kılmazsa mana cevr ü cefadan gayrı/Men ana eylemezem mihr ü vefadan gayrı” (Sevgili bana sürekli eziyet etse de, ben ona yine vefa gösteririm) diyebilseydik.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?