İŞSİZLİĞİN TAVAN YAPTIĞI KENTTE RAKİPSİZ MESLEK!

02-10-2016

İlimizde para kazandıran sektörlerin başında kahvecilik geliyor.

Kültürümüzün önemli parçalarından biri olan kahvecilik günümüzde yelpazesini genişletip çay ocağı, kafeterya, Internet salonu gibi dallarıyla filiz açtı!

Kentimizin vizyon caddesi olan Turgut Özal Bulvarı başta olmak üzere üç adımda bir ya da daha doğru teşhisle 10 metrede bir çayhane ve kafeteryalara sahibiz ki; bunların çoğalması tabi ki arz talep meselesiyle alakalıdır. Talep var ki, her gün bir yenisi Batman gençliğine merhaba diyor.

Bunun en önemli nedeni ise işsizlik.…

İş bulamayan ve evde bunalan gençler kendilerini kahve kültürüne teslim ediyor.

Toplumdaki değişim ve gelişim(!) kahve kültürünü de değiştirdi. Eski dönemlerde olduğu gibi kahvehanelerde sadece siyaset ve ticaret konuşulmuyor. Bu dönemde futbol, aşk meşk işleri, iftira, gıybet daha bir revaçta.…

Kimin ne açtığı veya kimin ne konuştuğuyla ilgilenmiyorum.

İlgilendiğim konu şu: Kendilerini 08:00-24:00 saatleri arasında bu mekanlara bağımlı hale getiren gençlerin durumu ne olacak?

Evlisi var, kirada olanı var, hastası olan var.

Evden uzaklaşmak, kahve ya da kafeteryalara akmak sorunları çözüyor mu?

 

***

 

Ben kahve ve kafeterya ya da Internet salonlarına karşı değilim.

Bu işyerlerine de ihtiyaç var.

İnsanlar uygun zamanlarında oturup dinlenebilmeli.

Arkadaşlarıyla buluşup sohbet etmeli. Acı ama gerçek olan şu ki, kahve kültürü de olmasa toplum arasındaki bağlar tamamen sanal dünyaya bağımlı hale gelecek.

Dikkat çekmek istediğim nokta gençlerin ömürleri kahve köşelerinde çürümesin, gün boyu oraya bağımlı kalmasınlar.

Batman profili kahvehaneleri vazgeçilmez kılıyor.

Bu da başka bir acı gerçeğimiz.

Mesire alanı yok, park yok.

Denizimiz zaten yok.

Çayımız var ama o da kum dağlarıyla hem tozlu hem de engebeli arazileri andırıyor. Gençlere kala kala kahvehaneler kalıyor.

Kültür ve sanat kültürü olan bir il de değiliz.

İşsiz gençler başka ne yapabilir ki?

 

***

 

Batman; imkânı olan, önü açık bir il.

Ama kabuğunu bir türlü kıramadı.

İlçe atmosferinden kurtulup il statüsüne ne ekonomik, ne sosyal, ne de kültürel anlamda taşınamadık!

Verimli toprakları, su ve enerji, konum ve iş gücü, pazar alanı gibi avantajlara rağmen yatırım ve istihdam konusunda bölge illerinin çok gerisinde kaldık.

Net konuşmak gerekirse, Batman gençliği işsizlikten kırılıyor.

Binlerce işsiz gencimiz var.

İş-Kur başvurularına yapılan müracaatlar bunu en açık göstergelerden biridir.

Binlerce kişi 8 ay asgari ücretle çalışmak için iş-kur binası önünde saatlerce kuyrukta bekledi. Bu şunu gösteriyor.

İş olursa çalışacak binlerce genç var.

Gençler çalışmaktan kaçıp kahve köşelerine sığınmıyor. İşsizlikten ve çaresizlikten sığınıyorlar.

Diyarbakır caddesinde üreten bir iş yeri var mı?

Hepsi tüketime dayalı değil mi?

Gençler ömürlerini de paraları gibi bu mekânlarda tüketiyor.

 

***

 

Batman’da hal böyle iken, gençleri üzen bir haber de İş-Kur’dan geldi.

Geçen sene 3 bin 500 olan İş-Kur kadroları bu yıl 381 kişiye düştü.

Neredeyse 10 da 1 kişi çalışacak.

Peki, 9’u ne yapacak?

Ya çalışmak için gurbetin yolunu tutacak ya da kahve, kafeterya ya da Internet salonlarının kıdemli müdavimleri olacaklar.

Üçüncü bir yol var mı?

İşsizliği bitirecek hamle için öncelikle huzur gerekiyor. İşsizliğin panzeri de diyebiliriz. Huzur olursa yatırım ve istihdamı konuşabiliriz.

Huzur yerine huzursuzluk veya kaos varsa işsizler ordusunun çoğalması anlamı çıkar ki, Batman şu anda böyle bir pozisyonda bulunuyor.

Net bir belirsizlik ve mutsuzluk fotoğrafı var.

 

***

 

Bir süre önce sayın başbakan Diyarbakır’da yatırım paketi açıkladı.

İstihdama dayalı teşviklerden ve yatırımlardan bahsetti.

Hiç kuşkusuz ki; paket hayata geçilirse bölge ihya olacak.

Ama böyle karmaşık bir ortamda yatırım olabilir mi?

İş adamları cesaret edip tesis veya fabrikalara para yatırabilir mi?

Huzur yoksa insanların cesareti, istek ve arzuları kırılıyor. Yüzlerce Batmanlı iş adamının batı illerine yatırımları sadece pazarla alakalı değil.

En önemli nedenlerden biri de 36 yıldır devam eden olaylarla alakalıdır.

Dünyanın neresinde olursa olsun sermaye çatışmalı bölgeleri sevmez.

Böyle olunca da işsizlik ve yoksulluk idareyi ele alıyor!

Tıpkı Batman gibi...

Huzur ortamı sağlanırsa 3 kahveci bir araya gelip bir tesis veya fabrika açabilir mi?

Şu anda en çok kazandıran sektör olan kahveciler neden bu riske girsin ki?

Bu ne zaman olur biliyor musunuz?

İşsizlik düşer, kahvelerin müdavimleri azalırsa belki o zaman…

Dostçakalınız...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?